"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen Kabul Kısmen Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile kadastro harici bırakılan yerin tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; Tortum ilçesi, Şenyurt beldesi, Derekapı Mahallesi, ... mevkiinde bulunan 132 ada 1 nolu parsel ile Tortum ilçesi, Aşağı Meydanlar köyü, ... Sukese mevkiinde bulunan 126 ada 10 nolu parseli Suyatağı köyünden ... ...'den 1982 yılında satın alıp çayır ve bahçe olarak kullandığını, kadastro çalışmaları sırasında her nasılsa bu parsellerin bir kısmının Maliye Hazinesi adına, bir kısmının ise davalılar adına tespit gördüğünü ileri sürerek, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile kendi adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı yargılama sırasında davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 2009/101 Esas ve 2011/131 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulü ile Meydanlar Köyü 125 ada 1 nolu parsel içerisinde bulunan ve 18/04/2011 havale tarihli kadastro teknisyeni ...'a ait raporda "B" harfi ile gösterilen 4919,747 m² alanın maliye hazinesi adına olan tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 18/04/2011 havale tarihli kadastro teknisyeni ...'a ait raporda "C" harfi ile gösterilen 8509,630 m²'lik kısmın dere yatagı olan vasfının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2014/10657 Esas ve 2014/9940 Karar sayılı kararıyla; "Dava konusu taşınmazın Sokturuk Deresi yatağından kazanılıp kazanılmadığı ve etki alanında kalıp kalmadığı ve dolgu yapılan kısmın yüzölçümü jeolog ve fen bilirkişiler marifetiyle araştırılmamıştır. Ayrıca, dosya kapsamından tespit edilen niteliğine göre imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, muhtaç ise imar-ihyanın nasıl, ne şekilde ve ne zaman başlayıp bitirildiği usulüne uygun bir biçimde belirlenmemiştir. Taşınmazın niteliğinin belirlenmesi bakımından ... fotoğraflarından yararlanılmamıştır. O halde; tespit tarihinden geriye doğru en az 20-30 yıl öncesine ait (1975-1985 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü ... fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı'ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, İl Kadastro Müdürlüğü'nden, getirtilerek dosyaya eklenmesi, yeniden yapılacak keşifte uzman bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı mühendis, jeolog bilirkişi, teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla açıklanan ... fotoğrafları, Kadastro Müdürlüğü'nden getirtilecek paftalar ve dayanak belgelerinin keşifte uygulanması, ... fotoğraflarının çekildikleri, Kadastro Müdürlüğü'nden gelen paftaların ise, düzenlendikleri (1975-1985 yılları arasında düzenlenen paftalar olacak) tarihlere göre dava konusu taşınmazın kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, sınırında bulunan derelerin aktif yatağında ya da etki alanında olup olmadığı, dere yatağına ve etki alanına tecavüzün bulunup bulunmadığı, imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı veya hangi nitelikte bulundukları konusunda uzman bilirkişilerden tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor alınması" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın tarım yapılan 1. sınıf tarım (kültür) arazisi niteliğinde olduğunun, imar ihya edildiğinin bildirildiği, dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan yapıların bir kısmının 21-30 yıllık, bir kısmının 31-40 yıllık olduğunun bildirildiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu derenin aktif yatağında olmadığının ve dere yatağına tecavüzlü olmadığının bildirildiği, dava konusu taşınmazın sabit sınırlarının arazi üzerinde mevcut olup tarımsal faaliyet gerçekleştirilen yerlerden olduğunun bildirildiği gerekçesiyle dava konusu K-1 (Bozma öncesi kararda B alanı olarak belirtilen) alanı bakımından, M-1 ile gösterilen bölüm yönünden ise, taşınmazın tescil harici bırakıldığı tarihten itibaren makul süre geçirildikten sonra açılmış bulunan dere yatağında kalan yerle ilgili iş bu davanın dinlenme olanağı olmadığı, tespit sonrası nedenler için ise tescil harici dere yatağı olarak bırakıldığı tarihten dava tarihine kadar yirmi yıllık kazanma süresi dolmadığı gerekçesiyle,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile,
2-Dava konusu Erzurum İli, Tortum İlçesi, Meydanlar Mahallesi, 125 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın Fen Bilirkişisi ... ...'ın 23/09/2020 tarihli raporunda "K-1" harfi ile gösterilen 4.920,02 m² lik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına müteveffa ...'a ait veraset ilamındaki hisseleri oranında elbirliği mülkiyeti ile tapuya kayıt ve tesciline,
3-Davacıların; Fen Bilirkişisi ... ...'ın 23/09/2020 tarihli raporunda "M-1" harfi ile gösterilen kısım bakımından taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yapılan keşfe katılan ziraat bilirkişisi ve diğer bilirkişilerin dava konusu edilen yerlerin özel mülkiyete elverişli yerlerden olduğunu belirttiği, teknik rapor sunan bilirkişinin ise hazırladığı raporda mevzuyu başka mecralara taşıdığını, işin içinden çıkılmasını zorlaştırdığını, bu haliyle dahi verilen kararın zeminde ifrazı-infazı mümkün olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; (m-1) olarak adlandırılan bölümün hangi parsele ait olduğunu belirtilmediğini kararın infaza elverişli olmadığını, zilyetlik kazanım şartlarının davacı lehine oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil ile kadastro sırasında "dere yatağı" olarak tescil harici bırakılan taşınmazın tescili talebine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”
2 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3. Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde; "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.
İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz." düzenlemeleri mevcuttur.
3. Değerlendirme
1. Kadastro sonucu Meydanlar köyünde bulunan 125 ada 1 parsel, 6341,47 m2 ham toprak vasfıyla senetsizden Hazine adına 18.04.2005 tarihinde tespit ve tescil edilmiştir. Tescili talep edilen bölüm ise kadastro sırasında "dere yatağı" olarak tescil harici bırakılmıştır.
2. Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir.
3. Mahkemece, davanın makul süre geçtikten sonra açılmış olması nedeniyle kadastro tespitinden önceki zilyetlik süresinin hesaba katılamayacağı, davacının kadastro tespit tarihinden sonraki zilyetliğinin de 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresini doldurmadığı gerekçesiyle ret hükmü kurulmuş ise de; verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacı, 125 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bir bölümü ile taşınmazın bitişiğindeki tescil harici bölümün adına tescili istemiyle, kadastrodan önceki nedenlere dayanarak dava açmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36. maddesi uyarınca herkes, yargı mercileri önünde hak arama özgürlüğüne sahip olup, bu özgürlüğün en yaygın kullanılma şekli dava açma hakkıdır. Yine Anayasamızın 13. maddesi uyarınca, “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir". 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde, kadastro sırasında haklarında tutanak düzenlenen taşınmazlar yönünden, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma ... 10 yıl ile sınırlanmış ise de, kadastro sırasında haklarında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmü de bulunmamaktadır. Davacı, kadastro sırasında hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmaz bölümü yönünden dava açtığına göre, mahkemece işin esasına girilmelidir.
4. Öte yandan tescil harici bölüm yönünden belediye ve ilgili kamu tüzel kişiliklerine husumet yöneltilmemiş, dava konusu taşınmaz bölümlerinin niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresine ilişkin olarak yeterli değerlendirme içermeyen ziraat bilirkişi raporuna itibar edilmiş olup bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
5. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacıya, davasını 6360 sayılı Yasa hükümleri uyarınca ilgili kamu tüzel kişileri olarak yasal hasım konumunda bulunan Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile Tortum Belediyesine husumet yöneltmek suretiyle taraf teşkilini sağlaması için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde anılan belediyeden savunma ve delilleri sorulmalı, bildirdiği takdirde delilleri toplanmalıdır.
6. Öte yandan ziraat mühendisinden, önceki tarihli zirai bilirkişi raporları da irdelenmek sureti ile taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, imar-ihya gerektiren yerlerden olmaları halinde imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığını ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli ek rapor alınmalıdır.
7. Bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
Tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.