Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3270 E. 2023/6734 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/482 E., 2022/48 K.

DAVA TARİHİ : 18.04.2011

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.03.2019 tarihli, 2016/7600 Esas, 2019/2066 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.

Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı ... hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği 2 parça taşınmazın babasından taksimen kendisine kaldığını, taşınmazların sınırlarının sabit olduğunu, Hazine veya köy ile bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek taşınmazların adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davacı 21.02.2013 tarihli dilekçeyle; 13.11.2012 tarihli teknik bilirkişi raporunda (2) numara ile işaretli bölümün 1 dönümlük kısmına ilişkin olarak açtığı davadan feragat ettiğini bildirmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddi ile taşınmazların Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... Tüzel Kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiştir.

3. Bozma sonrası davaya dahil edilen...Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; davacının eldeki davayı açmak için aktif dava ehliyetinin bulunmadığınıı belirterek nizalı taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddi ile taşınmazların vekil eden belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

4. Bozma sonrası davaya dahil edilen ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde; nizalı taşınmazlarda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddi ile taşınmazların vekil eden Belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 10.05.2013 tarihli, 2011/249 Esas, 2013/149 Karar sayılı kararıyla; davanın tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, harita mühendisi Mehmet Tepe ile fen bilirkişi Abdullah Ceylan tarafından hazırlanan 13.11.2012 tarihli rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 35.100,14 metrekare ve aynı rapor ile 05.03.2013 tarihli ek rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 9.472,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümlerinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, ek rapora ekli krokide (B) harfi ile gösterilen yerin 1.000,00 metrekarelik bölümüne ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. İlk Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.11.2013 tarihli, 2013/10230 Esas, 2013/10537 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece, temyize konu edilen ve krokisinde (A) ve (B) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek hüküm verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırmanın karar vermek için yeterli olmadığı, öncelikle (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden davacı adına tescil hükmü kurulduğu halde hükümde atıf yapılan 13.11.2012 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen bir yer bulunmadığı, bu nedenle temyize konu dosyada denetime elverişli bir bilirkişi raporunun bulunduğundan söz edilemeyeceği, öte yandan tescile karar verilen taşınmaz bölümlerinin hangi tarihte ve ne sebeple tespit dışı bırakıldığının sorulmadığı, kroki 1'de görüldüğü üzere tescili talep edilen taşınmaz içinden çevreyolu geçtiği belirlendiği halde bu bölüme yönelik kamulaştırma işlemi yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı ve hava fotoğraflarının uygulanmadığı belirtilerek açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılarak toplanan deliller uyarınca karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen İlk Karar

Mahkemenin 05.02.2016 tarihli, 2014/138 Esas, 2016/196 Karar sayılı kararıyla; hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B1), (B3), (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 10.472,11 metrekarelik bölüm yönünden verilen kararın kesinleştiği, 6360 sayılı Yasa uyarınca davalı köy tüzel kişiliğinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi Aytaç Çalışır'ın 10.12.2015 havale tarihli rapor ve krokisinde (B1) harfi ile gösterilen 11.315,20 metrekare, (B3) ile gösterilen 1.057,33 metrekare, (A) harfi ile gösterilen 19.921,35 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 29.334,70 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 13.11.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 10.472,11 metrekarelik bölüm yönünden verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, Kalecik köyü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.03.2019 tarihli, 2016/7600 Esas, 2019/2066 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece, nizalı taşınmaz bölümleri üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, bozma ilamına uyulduğu halde mahkemece bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, dosyada bulunan keşif sonrası çekilen fotoğraflara göre nizalı taşınmaz üzerinden fiilen karayolu geçmekte olup dosyadaki Karayolları Genel Müdürlüğü 11. Bölge Müdürlüğü’nün 08.06.2015 tarihli yazısı ile de nizalı taşınmazda yol, inşaat ve emniyet sahası tesis etmek amacıyla kamulaştırma yapılacağı bildirildiğinden, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün ilgili kamu tüzel kişiliği olarak yasal hasım konumunda olduğu ancak Mahkemece, Karayolları Genel Müdürlüğü davaya dahil edilmeden yargılamaya devam olunduğu, öte yandan davanın esası bakımından yapılan inceleme ve araştırmanın da yetersiz olduğu, hükme esas alınan 02.03.2015 tarihli raporda 1836 ve 1837 film numaralı hava fotoğraflarına göre nizalı taşınmaz bölümlerinin imar-ihya edildiği kabul edilmiş ise de, incelenen hava fotoğraflarının hangi tarihe ait olduğu belli olmadığından, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmadığı belirtilerek açıklanan hususlarda araştırma ve inceleme yapılarak toplanan deliller uyarnca karar verilmesi gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

D. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Mahkemenin 18.01.2022 tarihli, 2019/482 Esas, 2022/48 Karar sayılı kararıyla; hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B1), (B3), (A) ve (C) harfleri ile gösterilen bölümlerde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, aynı raporda (B) harfi ile gösterilen 10.472,11 metrekarelik bölüm yönünden verilen kararın kesinleştiği, (D) harfi ile gösterilen bölümün ise kuru dere yatağı içerisinde olduğu, 6360 sayılı Yasa uyarınca davalı köy tüzel kişiliğinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi Bertan Çağlar'ın 29.03.2021 tarihli rapor ve krokisinde (B1) harfi ile gösterilen 24.139,82 metrekare, (B2) ile gösterilen 2.294,15 metrekare, (A) harfi ile gösterilen 19.328,76 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 10.780,76 metrekarelik taşınmaz bölümlerinin tarla vasfı ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, aynı rapor ve krokisinde (D) harfi ile gösterilen 4.942,11 metrekarelik taşınmaz bölümünün Hazine adına tesciline, 13.11.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 10.472,11 metrekarelik bölüm yönünden verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, Kalecik köyü aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın eksik araştırma ve incelemeye dayalı olduğunu, dava konusu taşınmazın bir bölümünden yol geçmekle davacının zilyetliğinin kesildiğini, öte yandan Mahkemece yöntemince mera araştırması yapılmadığını, hava fotoğrafı incelemesinin de yetersiz olduğunu, davacının zilyetliğini ispatlamak için herhangi bir belge ibraz etmediğini, Mahkemece davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1. 1978 yılında ... ili, Merkez ilçesi, Kalecik köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda, nizalı taşınmaz bölümleri Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmakla tescil harici bırakılmıştır.

2. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşacağı gibi, Mahkemeye de bozma ilamı doğrultusunda işlem yapma ve bozma ilamında işaret edilen hususları eksiksiz olarak yerine getirme yükümlülüğü doğar. Hükmüne uyulan bozma ilamında, nizalı taşınmazın bulunduğu yerde kamulaştırma işlemi yapılacağı bildirildiğinden Karayolları Genel Müdürlüğü’nün davaya dahil edilmesi ve ilgili kamulaştırma evrakının getirtilip dosya arasına alınması gereğine değinilmiş, Mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü davaya dahil edildiği ve Karayolları Genel Müdürlüğü 11. Bölge Müdürlüğü’nün 27.01.2021 tarihli yazısıyla nizalı taşınmazın bulunduğu yer ... Çevre Yolu kapsamında kalmakla kamulaştırma ve toplulaştırma çalışmalarına konu olduğu bildirildiği halde buna ilişkin evrak ve haritalar getirtilip dosya arasına alınmamış, nizalı taşınmazın bulunduğu yerin imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmamış, yargılama sırasında hükme esas alınan 13.11.2012, 10.12.2015 ve 29.03.2021 tarihli teknik bilirkişi raporlarında kamulaştırma hattı farklı gösterilmiş olmasına rağmen Mahkemece çelişki giderilmemiştir.

Öte yandan, teknik bilirkişinin 05.03.2013 tarihli ek raporuna ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 9.472,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bölümü yönüyle Mahkemece verilen hüküm, temyiz üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.11.2013 tarihli, 2013/10230 Esas, 2013/10537 Karar sayılı kararıyla bozulduğu halde Mahkemece bu kısım yönünden verilen kararın kesinleştiği kabul edilmek suretiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi de isabetsizdir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle Mahkemece, hükme esas alınan 29.03.2021 ve 13.11.2012 tarihli teknik bilirkişi raporlarının örnekleri yazılacak müzekkereye eklenmek suretiyle nizalı taşınmaz bölümlerini sınırlarında bulunan taşınmazlarla bir arada gösterir güncel pafta dosya arasına alınmalı, taşınmazın bulunduğu yerde toplulaştırma çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, yapılmış ise buna ilişkin idari kararlar dahil olmak üzere tüm kayıt ve belgeler getirtilerek dosya içine konulmalı, yine hükme esas alınan 29.03.2021 ve 13.11.2012 tarihli teknik bilirkişi raporlarının örnekleri yazılacak müzekkereye eklenmek suretiyle nizalı taşınmaz bölümlerinin imar planı kapsamında kalıp kalmadığı, kalıyorsa ilk defa hangi tarihte ve hangi imar planı kapsamına alındığı ve imar planının onaylanma tarihinin ne olduğu ayrı ayrı...Belediye Başkanlığı ile ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan sorularak alınacak cevap ile tüm plan ve haritalar dosya arasına alınmalı, nizalı taşınmaz bölümlerinin bulunduğu yerde kamulaştırma çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, kamulaştırma işlemine ilişkin tüm evrak ve kamulaştırma haritaları bulunduğu yerden getirtilmeli, taşınmazların bulunduğu yere ilişkin olarak dava tarihinden, taşınmazların dava tarihinden önce onaylanıp kesinleşen imar planı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde ise imar planının onay tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi, jeolog bilirkişi ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim tarafından hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, evveli itibariyle imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihya faaliyetinin ne şekilde yapıldığı, ne zaman başlayıp ne zaman bitirildiği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, nizalı taşınmazların sınırlarında bulunan komşu taşınmazların varsa dayanağı kayıtlarının nizalı taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden kamulaştırma haritası ile kadastro paftasını çakıştırılmış şekilde gösteren, yine taşınmazların herhangi bir toplulaştırma parseli içerisinde kalıp kalmadığını belirten, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan nizalı taşınmazların önceki ve mevcut niteliğini, zirai durumunu, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini ve komşu parseller ile nasıl ayrıldığını bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir, önceki bilirkişi raporlarını irdeler ve çelişkileri giderir mahiyette ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlemeleri istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye dosya arasında bulunan stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak taşınmazların hava fotoğrafları üzerinde gösterilmesi istenilmeli, taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğunu ve arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını belirten ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli; jeolog bilirkişiden taşınmazların özel mülkiyete konu olan yerlerden olup olmadığını açıklayan, dere yatağı vasfında olup olmadığını bildiren ayrıntılı rapor alınmalı, taşınmazların kamulaştırılan alan içerisinde kalan bölümlerinin olduğunun tespit edilmesi halinde kamulaştırmanın yapıldığı tarih itibariyle kamulaştırma alanında kalan taşınmaz bölümü/bölümleri açısından davacı lehine zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiğinin kabulü halinde mülkiyetin tespitine karar verilmesi gerektiği düşünülmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeyle hüküm kurulması isabetsiz olup hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.