"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/130 E., 2022/83 K.
DAVACILAR : ..., ..., ..., ..., ...
DAVA TARİHİ : 25.02.2014
HÜKÜM : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.12.2018 tarihli 2016/4376 Esas, 2018/8129 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararının esastan bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde,... ilçes...öyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 212 ada 20 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu tescilin hatalı olduğunu, taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları öncesinde babasının kullanımında bulunduğunu, babasından kendisine intikal ettiğini ve taşınmaza uzun süre zilyet olduklarını ileri sürerek irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmak suretiyle dava konusu taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ve adına tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, yapılan tespitin doğru olduğunu, davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Beyşehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.2015 tarih ve 2014/89 Esas, 2015/874 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 7.209,11 m2 lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24.12.2018 tarih ve 2016/4376 Esas, 2018/8129 Karar sayılı ilamı ile; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu açıklanarak tespite esas tapu kaydının oluşumuna esas belirtmelik tutanakları, belirtmelik haritası, toprak tevzi haritası, tablendikatif cetveli komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanaklarının getirtilmesi, tapu kaydının keşifte yöntemince uygulanarak kapsamının belirlenmesi, çekişmeli taşınmazın dayanağı tapu kaydının tüm tedavülleri ile tapu kaydının oluştuğu tarihten 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğraflarının getirtilmesi, çekişmeli taşınmazın 4753 sayılı Kanun uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilmeden evvel özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunup bulunmadığı ile Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar zilyetleri yararına 3402 sayılı Kanun uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Beyşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.2022 tarih ve 2019/130 Esas, 2022/83 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 212 ada 20 parsel sayılı taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonu tarafından 1967 yılında yapılan tapulaştırma sırasında senetsizden Hazine adına tescil edildiği ve 07.04.1967 tarihli tapu kaydının oluşturulduğu, söz konusu tapu kaydının keşifte yapılan uygulamasında dava konusu taşınmaza mevki, sınır ve miktar itibari ile uyduğu anlaşılmış ise de, tapu kaydının oluşturulma tarihi olan 1967 tarihinden önce dava konusu alanın zilyetlikle kazanım koşullarının davacının mirasbırakanı lehine oluşması nedeniyle mirasbırakan adına tescilinin gerektiği, bu nedenle zilyetlikle iktisaptan sonra oluşturulan tapu kaydının yolsuz olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 7.209,11 m2 lik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Hazine adına tapuda kayıtlı bir taşınmazın zilyetlikle mülkiyetinin kazanılamayacağını, Mahkemece yapılan araştırma ve uygulamanın yetersiz olduğunu belirterek ve resen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 13, 14, 20 ve 46 ıncı maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 713/1 inci maddeleri, 4753 ve 5618 sayılı Toprak Tevzi Çalışmalarının Usul ve Esaslarına İlişkin Kanun hükümleri
3. Değerlendirme
Hemen belirtilmelidir ki; bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından, bozma gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı lehine iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararının gereklerinin yerine getirildiğini söyleme imkanı da bulunmamaktadır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; davalı Hazinenin dayandığı ve tespite dayanak tapu kaydının oluşumuna esas belirtmelik tutanağı, belirtmelik haritası, toprak tevzi haritası, tablendikatif cetveli getirtilmemiş, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesi gereğince davacının babasının belgesizden yer edinip edinmediği, edinmiş ise ne kadar yer edindiği hususları araştırılmamış, tapu kaydı keşifte yöntemince uygulanarak kapsamı belirlenmemiş, çekişmeli taşınmaz tespit dayanağı kaydın kapsamında kalmakta ise hangi nedenlerle toprak tevzi çalışmaları sırasında Hazine adına belirtildiği ve Hazine adına tapu oluşturulduğu üzerinde durulmamış, davacı yararına edinme koşullarının oluşup oluşmadığı kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmaksızın karar verilmiştir.
Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle çekişmeli taşınmaza uygulanan tapu kaydının oluşumuna esas belirtmelik tutanağı, belirtmelik haritası, toprak tevzi haritası, komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve varsa dayanakları ile Hazine tapusunun tesis tarihi olan 1967 yılından geriye doğru en eski tarihli ve kadastro tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte tespit dayanağı tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eli ile uygulanmalı, fen bilirkişisinden tapu kaydının haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenerek ve zemine çakıştırılarak uygulanmasını ve buna göre tapu kaydının kapsamını gösterir krokili rapor alınmalı, tapu kaydının haritasının fenni sıhhate uygun olmaması halinde ise sınırları itibariyle uygulanarak tek tek kapsamı krokide gösterilmeli, belirtmelik tutanağında uygulanan kayıtlar varsa bu kayıtlar da zemine uygulanarak aynı yöntemle kapsamları belirlenmelidir.
Yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kim tarafından, ne zamandan beri kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak gibi yerlerden olup olmadığı, sınırında mera olup olmadığı, mera var ise arada doğal ya da ayırıcı sınır bulunup bulunmadığı, sınırlarında genişleme olup olmadığı, meradan açılıp açılmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı, keşifte alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmelidir.
Ziraat bilirkişi kurulundan taşınmazın her yönden çekilmiş fotoğraflarını içeren, taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, ne kadar süreden beri hangi vasıfla kullanıldığını, varsa üzerindeki bitki örtüsünü, cinsini ve yaşlarını açıklayan, sınırdaki taşınmazların hangi vasıfta olduğunu, sınırda mera bulunup bulunmadığını, mera parseli var ise arada ayırıcı sabit sınır bulunup bulunmadığını belirten ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalıdır.
Jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden ise yukarıda belirtilen tarihlerdeki hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak dava konusu taşınmazın hava fotoğraflarında gösterilmesi istenilmeli, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalıdır.
Belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda taşınmazın Hazineye ait tapu kaydının kapsamında kalması halinde davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1 inci maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, taşınmazın tamamının ya da bir bölümünün tapu kaydının kapsamı dışında kalması halinde ise davacı yararına tespit tarihinden geriye 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde öngörülen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulmalı, adına tescil kararı verilecek kişi yönünden aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden zilyetlik yoluyla kazanılabilecek 40/100 dönüm norm sınırına dikkat edilmeli, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesindeki sınırlamalar esas alınarak sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
31.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.