"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl davada davacılar, mirasbırakanları ...'in 102 ada 5 ve 102 ada 9 parsel sayılı taşınmazlarını kızı olan davalı ...'a mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde bedelin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
2. Birleştirilen davada davacılar, mirasbırakanları ... ... 12 parsel sayılı taşınmazını ara malikler vasıtasıyla davalı oğlu ...'e aktardığını, işlemlerin mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ileri sürerek, miras payları oranında tapu iptali-tescile, olmadığı takdirde bedelin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Asıl davada davalı ..., mirasbırakan ... ile annesi ... ...'in tüm malvarlıklarını çocukları arasında paylaştırdıklarını, yurt dışında yaşayan davacı ...'nin ise tarla ile uğraşmak istemediğini ve ihtiyacı olmadığını belirterek taşınmaz almak istemediğini, bunun üzerine aile üyelerinin katıldığı bir toplantı düzenlenerek mirasbırakanlarına ait arazileri paylaşmak üzere kura çekimi yapıldığını, kura sonucu paylaşım yapıldığını, paylaşıma herhangi bir itiraz olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Birleştirilen davada davalı ..., yurt dışından izne geldiğinde mirasbırakanın davaya konu taşınmazı 3. kişiye sattığını öğrenince yatırım amacıyla taşınmazı 3. kişiden satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuş; aşamada, mirasbırakanın paylaştırma amacıyla hareket ettiğini belirtmiştir.
III. MAHKEME KARARI
1. Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/04/2017 tarihli, 2014/416 E. 2017/127 K. sayılı kararı ile; asıl davada mirasbırakan tarafından sağlığında tüm mirasçıları kapsayacak şekilde bir paylaştırma yapılmadığı, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı olduğu gerekçesiyle davalı ...’ye karşı açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
2. Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/02/2014 tarihli 2014/415 E. 2017/42 K. sayılı kararı ile birleştirilen davada; mirasbırakan tarafından sağlığında tüm mirasçıları kapsayacak şekilde bir paylaştırma yapılmadığı, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı olduğu gerekçesiyle davalı ...’e karşı açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararlarına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakan ... ve eşinin tüm mallarını mirasçılar arasında çekilen kura ile paylaştırdıklarını, dinlenen mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarınca bu hususun ihtilafsız bir şekilde belirlendiğini, davacıların kötü niyetli olduğunu halen sağ olan anneleri ... ...'in keşifteki beyanlarının dikkate alınması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakan ... ve eşinin tüm mallarını mirasçılar arasında çekilen kura ile paylaştırdıklarını, dinlenen mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarınca bu hususun ihtilafsız bir şekilde belirlendiğini, davacıların kötü niyetli olduğunu halen sağ olan anneleri ... ...'in keşifteki beyanlarının dikkate alınması gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
3.1. Bölge Adliye Mahkemesinin 07/12/2017 tarihli, 2017/785 E., 2017/909 K. sayılı kararı ile; mirasbırakanın sağlığında mirasçılar arasında eşit şekilde paylaştırma yaptığı savunmasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davalı ...’ın istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
3.2. Bölge Adliye Mahkemesinin 07/12/2017 tarihli, 2017/784 E., 2017/908 K. sayılı kararı ile; dava dışı ara malikin dava konusu taşınmazı davalı ...'in istemi üzerine mirasbırakandan devraldığını, herhangi bir bedel ödenmediğini, daha sonra da davalı ...'e yine bedelsiz olarak devrettiğini beyan ettiği, dinlenen diğer tanık beyanları ve dosya kapsamının incelenmesinde mirasbırakanın sağlığında mirasçılar arasında eşit şekilde paylaştırma yaptığı savunmasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davalı ...’nin istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararlarına karşı süresi içinde davalı ... vekili, birleştirilen davada davalı ... vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
2.1. Dairenin 10/10/2018 tarihli, 2018/3677 E., 2018/13318 K. sayılı kararı ile ‘‘..davalı ..., mirasbırakanın sağlığında düzenlediği vasiyetname ile davacılara da taşınmaz bıraktığını, ayrıca tüm mirasçıları arasında paylaşım yaptığını belirterek denkleştirme savunmasında bulunmuş olmasına rağmen mahkeme ve istinaf aşamasında bu yönde herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Hal böyle olunca, mirasbırakan tarafından mirasçılar arasında denkleştirme yapılıp yapılmadığının tespiti bakımından, mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazlar ile tüm mirasçılara sağlar arası ve ölüme bağlı tasarruflarla intikal eden taşınır-taşınmaz mallar ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, gerektiği takdirde her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınması, böylece yukarıda değinilen anlamda murisin bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmekte olup, Mahkemece bu yönde yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi isabetsizdir.’’ gerekçesi ile karar bozulmuştur.
2.2. Dairenin 14/03/2019 tarihli, 2018/1560 E., 2019/1874 K. sayılı kararı ile ‘‘...mirasbırakan tarafından mirasçılar arasında denkleştirme yapılıp yapılmadığının tespiti bakımından mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazlar ile tüm mirasçılara sağlar arası veya ölüme bağlı tasarruflarla intikal eden taşınır-taşınmaz mallar ve hakların araştırılması, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi gerektiği takdirde her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınması, böylece yukarıda değinilen anlamda murisin bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekirken, eksik araştırma ile yetinilip sonuca gidilmesi doğru değildir. ’’ gerekçesi ile karar bozulmuştur.
3.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Anamur 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/06/2021 tarihli, 2019/277 E., 2021/277 K. sayılı kararıyla; davalı ...’e karşı açılan davanın davalı ...’ye karşı açılan dava ile birleştirilmesine karar verildikten sonra 16/11/2021 tarihli, 2019/64 E. 2021/564 K. sayılı kararı ile; mirasbırakan ... tarafından malvarlığının tamamı üzerinden mirasçılarına denkleştirme yapılmadığı tespit edilmiş ise de mirasbırakanın, eşi ... ile birlikte tüm malvarlıklarını birlikte çocukları arasında paylaştırdıkları hususunun sabit olduğu gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacılardan ... ve ...'a mirasbırakan tarafından taşınmaz temlik edilmediğini, davacı ...’e annesi ... tarafından da devredilen bir taşınmaz bulunmadığını, davalı ...’a annesi ... tarafından ise paylaştırma yapıldığı ileri sürülen tarihten 7 yıl sonra devir yapıldığını, mirasbırakan ...’den tüm mirasçılara paylaştırma yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, davacılara mirasbırakan tarafından temlik yapılmadığını belirterek, asıl ve birleştirilen davalarda davanın reddine ilişkin verilen kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen davalarda uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.3. Değerlendirme
Dairenin (IV/2.) numaralı paragrafta açıklanan ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve özellikle asıl ve birleştirilen davalarda mirasbırakan tarafından yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olmadığı gözetildiğinde, asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiş olması bu gerekçeyle ve sonucu itibarıyla doğrudur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcı ile 80,70 TL onama harcının toplamı olan 102,10 TL harcın temyiz eden asıl ve birleştirilen davalarda davacılardan alınmasına, 28/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.