"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1791 E., 2021/1469 K.
HÜKÜM/KARAR: Usulden Ret / Hak Düşürücü Süreden Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Akhisar 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/226 E., 2019/529 K.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, mirasbırakan babası ve annesinden kalan taşınmazların tamamını kardeşleri ile taksim ettiklerini, Balıkesir 3. Noterliğinin, 24.03.1990 tarihli taksim sözleşmesini 9864 yevmiye numarası ile tasdik ettiğini, Yaykın köyü Bulgurcu mevkiinde bulanan Yüksek harmanyeri isimli, doğusu..., batısı..., kuzeyi yol, Güneyi ..., ... ve diğer maliklere ait tarlalar ile çevrili, tahminen 20 dönüm miktarındaki tarlanın kendisine isabet ettiğini, bu sözleşme hükümleri yok sayılarak muvazaalı bir şekle anılan yerin Manisa ili, Akhisar ilçesi, Yaykın Köyü 103 ada 483 parsel sayılı taşınmaz olarak davalı ile adına ortak tescil edildiğini yeni öğrendiğini ileri sürerek davalı adına olan payın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; Akhisar Kadastro Mahkemesinin 1993/15 Esas sayılı davasının eldeki dava için kesin hüküm teşkil ettiğini, tescilin mahkeme kararı ile yapıldığını ve mahkeme kararında muvazaa olmayacağını, Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/152 Esas ve 1995/195 Esas sayılı davalarında birlikte davalı olarak yer aldıklarını, taşınmazda birlikte malik olduklarını davacının başından beri bildiğini, taksim sözleşmesinin uygulanması halinde kendisi açısından hakkaniyetsiz bir paylaşım olacağını, kendi adına kayıtlı iken babasına verdiği vekaletname ile davacıya 411 ada 8 parsel sayılı taşınmazın verildiğini, taksim sözleşmesinin uygulanmaması konusunda tarafların anlaştıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Akhisar Kadastro Mahkemesinin 1993/15 Esas sayılı davasının eldeki dava için kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın muvaaza nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olduğunu, Akhisar Kadastro Mahkemesi'nin 11.06.1993 tarihli ve 1993/15 Esas, 1993/21 Karar sayılı kararında tartışılmış ve yorumlanmış bir hüküm ve karar bulunmadığını, davanın açılmasından 2 ay sonra davacının davadan vazgeçtiğini ve bu yönde verilen bir kararın dikkate alınmasının eldeki davanın talebi konusu yönünden hatalı olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, bahsi geçen taksim sözleşmesinin Akhisar Kadastro Mahkemesi'nin 11.06.1993 tarih, 1993/15 Esas 1993/21 Karar sayılı davanın yargılamasının devam ettiği sırada 11.06.1993 tarihinde davalı tarafından kötü niyetli olarak tanıklar huzurunda ve tek taraflı olarak notere tasdik ettirildiğini ancak sözleşmenin 24.03.1990 tarihinde yapıldığını, il dışında görev yaptığı sırada ağabeyi olan davalı ...'e iyi niyetli olarak vekil tayin ettiğini ancak kadastro tespiti sırasında davacının beyanı ve bilgisinin alınmadığını ve davalı tarafından hukuka aykırı şekilde taşınmazın üzerine geçirildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadastro mahkemesindeki davada dava konusu taşınmazın eldeki davada dava konusu edilen taşınmazla aynı olduğu ancak davanın taraflarının ve dava sebebinin eldeki davadan farklı olduğu, bu nedenle Akhisar Kadastro Mahkemesi'nin 1993/15 Esas sayılı dava dosyasının eldeki davada kesin hüküm teşkil etmediği, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve davanın usulden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin hiç incelenmediğini, Kadastro Mahkemesindeki taraflar ve dava sebebinin farklı olması nedeniyle kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, muvazaaya dayalı davalarda zamanaşımı ve hak düşürücü süre bulunmadığını, mirasçılar arasında da zamanaşımı ve hak düşürücü süre olmayacağını, bu konuda inceleme yapılmadığını, taksim sözleşmesine aykırı davranıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3402 sayılı Kadastro Kanun'un 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kadastro sonucunda, Manisa ili,...ilçesi, ... Köyü 103 ada 483 parsel sayılı taşınmazın tesis kadastrosu askı ilanlarının 19.02.1993 - 22.03.1992 tarihleri arasında yapıldığı, eldeki davanın taraflarının kardeşi olan dava dışı ...'nin kadastro tespitine itiraz ettiği, Akhisar Kadastro Mahkemesinin 11.06.1993 tarihli ve 1993/15 Esas, 1993/21 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği ve kararın 08.07.1993 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 25.03.2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.01.2024 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.