"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ADALAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında Adalar Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava konusu 1 ada 11 parsel sayılı.....t Vakfı'ndan ahşap ev vasıflı taşınmazın 240/768 payı .... .... kızı ..., 240/768 payı ....kızı ..., 48/768 payı ..... adlarına kayıtlı iken, İstanbul 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.07.1997 tarih 1995/570 Esas, 1997/312 Karar sayılı kararı ile kayıt maliklerinin gaipliğine ve adlarına kayıtlı payların davalı ... adına tesciline karar verildiğini, davalının adına kayıtlı payı taşınmazın diğer paydaşı....'na satış suretiyle devrettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın 528/768 payının vakfı adına intikal ettiğinin tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla satış bedeli 544.787,50 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve birikmiş nemalarıyla birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, vakıf şerhinin davacı ayni hak talep etmediğinden mahkeme kararı ile terkin edildiğini, kesin hüküm bulunduğunu, söz konusu vakfın gayri sahih vakıf olduğunu, yasal şartların oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14/11/2018 tarihli ve 2017/78 E., 2018/158 K. sayılı kararıyla; söz konusu vakfın gayri sahih vakıf olduğu, Vakıflar Kanunu 17. madde şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın haksız olarak hazine adına tescil edildiğini ve iyi niyetli 3. kişiye satışının gerçekleştirilmiş olması nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açamadıklarını ancak vakıfların mülkiyet hakkının korunması nedeniyle hakkın bedele dönüştürülmesi gerektiğini, mahkemenin hatalı olarak davanın Vakıflar Kanununun 17. maddesi yerine 18. maddesi kapsamında olduğu yanılgısına düşmüş olduğunu, davanın 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. madde kapsamında olduğunu bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 06/03/2019 tarihli ve 2019/172 E., 2019/390 K. sayılı kararıyla; taşınmazın aslının vakıf olduğu, 5737 sayılı yasanın 17. maddesinin koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 31/03/2021 tarihli ve 2021/975 E., 2021/1900 K. sayılı kararıyla; ''... mahkemece, hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme imkânı yoktur. Şöyle ki; kayıt malikinin mirasçılarının bulunup bulunmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi doğru değildir.
Hâl böyle olunca; öncelikle çekişme konusu 1 ada 11 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak tüm belgelerin temini, ayrıca kayıt maliki ya da mirasçılarının kimliğinin tespitine ilişkin başkaca bilgi ve belge bulunup bulunmadığının sorulması, getirtilecek belgelerdeki verilerden yararlanmak suretiyle Nüfus Müdürlüğünde (tereddüt hasıl olması halinde Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nde) ve zabıta marifetiyle araştırma yapılarak kayıt malikinin mirasçı bırakmadan ölüp ölmediği ya da gaip kişilerden olup olmadığının açıklığa kavuşturulması ile sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.'' gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 23/02/2022 tarihli ve 2021/1011 E., 2022/256 K. sayılı kararıyla; gaip olduğu iddia edilen tapu maliklerinin mirasçısının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin ulaştığı sonucun hatalı olduğunu, mirasçı olduğu belirtilen Harikliya'nın tapu kayıtlarında, kadastro kayıtlarında mirasbırakan olarak gözüken ..... oğlu .... ile bir ilgisi bulunmadığını, nüfus kayıtlarının tapu kayıtları ile uyumlu olmadığını, Hazinenin adına gaiplik kararı ile aldığı vakıf taşınmazının mirasçıları bulunmadığını, gaip olduğunu, tapu malikleri ile dosyaya gelen nüfus kayıtlarındaki kişilerin aynı kişiler olmadıklarını, tapu maliklerinin mirasçısı bulunmadığını bildirerek ve önceki beyanlarını tekrarla kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 5737 sayılı Yasanın 17. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
Hemen belirtilmelidir ki; 5737 sayılı Yasanın 17. maddesinde “Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca taşınmazın vakfı adına tesciline karar verilebilmesi için mukataalı ya da icareteynli olup olmadığı, kayıt malikinin gaip kişilerden olup olmadığı, mirasçılarının bulunup bulunmadığının saptanması gerektiğinde kuşku yoktur.
O halde, bir taşınmazın vakfı adına tescil edilebilmesi veya bedele hükmedilebilmesi, mutasarrıfının mirasçı bırakmadan öldüğünün ya da kaçak yitik olduğunun belirlenmesine bağlıdır.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde oluşuna, (V./2.) nolu bentte yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, (V./3.) nolu bentte yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi hükmünün ONANMASINA, onama harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 26/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.