Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3358 E. 2022/7051 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, davalının kendisinin ameliyat nedeniyle temyiz kudretini yitirmesinden faydalanarak taşınmazlarını düşük bedelle satın aldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasından kaynaklanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının fiil ehliyetinin bulunması, satış bedelinin düşük olmasının tek başına gabin için yeterli olmadığı ve davacının taşınmazları iradesiyle devrettiği gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; Yerel Mahkemece asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleştirilen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacı, 01.08.2011 tarihinde beynindeki tümör nedeniyle ameliyat olduğunu, ancak ameliyat öncesinde tümörün etkisiyle temyiz kudretini yitirdiğini, davalı tarafından muzayaka ve hiffet ile tecrübesizliğinden yararlanılarak hataya düşürülmek sureti ile maliki ve paydaşı olduğu 201 ada 2, 3, 4, 199 ada 6, 275 ve 2123 parsel sayılı taşınmazları ile birleştirilen davaya konu 3006 ada 75, 755, 727 ve 724 parsel sayılı taşınmazlarını davalıya devrettiğini, davalının taşınmazları alabilecek maddi gücünün olmadığını, satış bedelini ödemediğini ve geçirmiş olduğu rahatsızlıktan faydalandığını ileri sürerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalı, taşınmazları bedelini ödeyerek edindiğini, iddiaların doğru olmadığını belirterek asıl ve birleştirilen davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.01.2016 tarihli ve 2011/628 E., 2016/8 K. sayılı kararıyla; asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 26.09.2019 tarihli ve 2016/5529 E., 2019/4846 K. sayılı kararıyla;“... asıl dava bakımından dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,...birleştirilen davanın konusu 755-727-724 parsel sayılı taşınmazların dava açıldıktan sonra dava dışı 3. kişilere temlik edilmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 125. maddesi hükmü uyarınca, davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve bu yöndeki usuli eksiklik giderildikten sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm tesisi doğru değildir."gerekçesiyle bozulmuş, davacı vekilinin karar düzeltme isteği Dairenin 02.03.2020 tarihli ve 2020/470 E., 2020/1459 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 24.03.2021 tarihli ve 2020/180 E., 2021/241 K. sayılı kararıyla;davacının, devir tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu, taşınmazları satmayı gerektirir zorunluluk halinin söz konusu olmadığı, davacının iradesiyle taşınmazları davalıya devrettiği, satış bedelinin düşük olmasının gabinin varlığı için tek başına yeterli olmadığı gerekçesiyle ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, davalının ödeme yaptığı hususunu kanıtlayamadığını, davalının alım gücü bulunmadığını, müvekkilinin 65 yaşında ruhsal problemleri olan bir kişi olduğunu, ilk eşinden olan davalı kızının davacının bu halinden faydalanmak istediğini bu nedenle babasını vesayet altına aldırmak amacıyla dava açtığını, vesayet altına alınmayı gerektirir durum olmaması nedeniyle ikinci plan olarak babasının mallarını üzerine geçirmeyi amaçladığını ve bunu başardığını, temlikten kısa bir süre sonra da 724,727 ve 755 parsel sayılı taşınmazları temlik ettiğini bu hususun davalının kötüniyetini gösterdiğini, temlik tarihinde 28 yaşında asgari ücretle çalışan davalının dava konusu taşınmazları satın alma gücünün bulunmadığını, davacının geçirdiği ameliyatın etkilerini üzerinden attıktan sonra maruz kaldığı durumu idrak ettiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve gabin hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Sözleşmenin gabin (aşırı yararlanma) nedeniyle illetli olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak, zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 28. maddesi ile aynen; "Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.

Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir." hükmü getirilmiştir.

O halde, aşırı yararlanmadan (gabinden) söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın darda kalma, tecrübesizlik, düşüncesizlik (hafiflik) hallerinin bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, sömürmek kastını taşıması biçiminde iki sübjektif unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. Gabinin varlığı zarar görene (sömürülene), sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme hakkı verir.

Hemen belirtmek gerekir ki, aşırı yararlanma davasında öncelikle edimler arasındaki, açık oransızlık üzerinde durulmalı, objektif unsur ispatlandığı takdirde zarar gördüğünü iddia edenin kişiliği, yaşı, sağlık durumu, toplumdaki yeri, ekonomik gücü, psikolojik yapısı gibi maddi, manevi yönler yani sübjektif unsur derinliğine araştırılıp incelenmelidir.

6.2.2. TMK'nın 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür", HMK'nın 190/1. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir " düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta gösterilen şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

V.SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.