Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3381 E. 2022/6647 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yolsuz tescil nedeniyle tapu iptali ve tescili ile ipotek terkinine ilişkin taleplerin, iyi niyet iddiasında bulunan sonraki alıcı ve ipotek alacaklısına karşı ileri sürülmesi.

Gerekçe ve Sonuç: İhalenin iptaline ilişkin kararın kesinleşmesiyle taşınmaz devrine ilişkin tescilin yolsuz hale geldiği, ilk alıcının işçi sıfatıyla TMK 1023’ün korumasından yararlanamayacağı, bankanın ise ipoteği tesis ettirdiği tarihte gerekli özeni göstermediği ve tapu kaydını araştırmadığı için iyi niyetli sayılamayacağı gözetilerek mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : SİLİVRİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili, ipoteğin terkini istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 18.01.2022 tarihli 2021/1485 Esas ve 2022/66 Karar sayılı kararı yasal süre içerisinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, Silivri Belediye Meclisinin 06.07.2009 tarih ve 53 sayılı kararına istinaden belediye encümence yapılan ihale ile 03.06.2010 tarihli 837 sayılı kararla 875 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalı ...’e devredildiğini, ... tarafından taşınmaz üzerine davalı ... lehine ipotek tesis edildiğini, satışa dayanak teşkil eden meclis kararının İstanbul 5. İdare Mahkemesi'nin 2009/1410 Esas, 2010/942 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, kesinleşen karar ile davalı adına oluşan tescilin yolsuz tescil haline geldiğini, dava konusu taşınmazın iptal kararının sonuçlarını bertaraf etmek amacı ile davalı ...’in taşınmazı ipotekle yüklü olarak diğer davalı ...’a devrettiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına tesciline, taşınmaz üzerinde davalı ... lehine tesis edilen ipoteğin terkinine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., kaporta tamiri esnafı olduğunu, davacı Belediyeye yaptığı işlerden alacağının bulunduğunu, taşınmazın ihale bedelinin bir kısmının alacağına mahsup edildiğini, kalan satış bedelinin ise ödendiğini, taşınmazı teminat göstererek kredi kullandığını, 2013 yılında davalı ...’dan 200.000,00 TL borç aldığını, çekişme konusu taşınmazı borcuna karşılık ...’a devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., ...’in 2013 yılında aldığı 200.000,00 TL borç karşılığı taşınmazı kendisine devrettiğini, taşınmaz üzerindeki ipotekten kaynaklanan borcu ...’in ödediğini, iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ..., davacı ile diğer davalılar arasında gerçekleşen ihale ve alım-satım işlemlerinin tarafı olmadığını, dava dışı ...Otomotiv Taş. Tar. Ltd. Şti ile 15.07.2016 tarihinde genel kredi ve nakdi ticari kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalı ...’in de anılan sözleşmenin kefili olduğunu ve dava konusu taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, ipoteğin tesis edildiği tarihte taşınmaz üzerinde herhangi bir şerh bulunmadığını, TMK'nın 1023 üncü maddesi uyarınca tapu kaydına güvenerek işlem tesis edildiğini ve iyi niyetli olunduğunu belirtilerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, tescilin yolsuz olduğu, davalı ...’ın iyi niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği ancak davalı ...’ın iyi niyetli olmadığının ispatlanamadığı gerekçesiyle iptal-tescil isteğinin kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresinde davacı, davalı ... ve davalı ... istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

2. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 31.12.2019 tarih 2019/4 Esas ve 2019/1987 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı ...’in kayıt maliki olmadığından aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiği, davalılardan Akbank’ın ise basiretli bir tacir olarak gerekli araştırmayı yapmayıp, özen yükümlülüğünü yerine getirmediği için iyi niyetli sayılamayacağından anılan davalı yönünden davanın kabulü ile taşınmaz üzerine konan ipoteğin terkinine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı ... yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, davalı ... yönünden davanın kabulü ile iptal ve tescile, davalı ... yönünden ise davanın kabulü ile lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 28.06.2021 tarihli ve 2020/1816 Esas, 2021/3578 Karar sayılı kararıyla; “…dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle ihalenin feshi davasının kesinleşmesiyle davalı ...’e yapılan satış ile oluşan kayıt yolsuz tescile dönüşmüş olup bu davalı yönünden sicilin dayanaksız kaldığı, taşınmazı ilk el ...’den temlik alan kayıt maliki ...’ın ilk el.....’in işçisi olup, TMK 1023. madde koruyuculuğundan yararlanmayacağı, Belediye Meclis kararının iptaline ilişkin mahkeme kararının 16.06.2016 tarihinde kesinleştiği, davalı banka lehine ipoteğin bu tarihten sonra, 22.07.2016 tarihinde tesis edildiği gözetildiğinde tapu iptali ve tescil isteğinin kabulü ile taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu nedenle yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Davacının temyiz itirazlarına gelince; Somut olayda, davacı Belediyeden taşınmazı ihale ile satın aldıktan sonra davalı ...’a devreden davalı ... ilk el konumunda olup, lehine yolsuz tescil oluşan taraf olduğu, kayıt maliki ile birlikte davalı gösterilmesi halinde yolsuz tescilin haksız fiil niteliğinde bulunduğu gözetilerek davalıların müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü gerekirken, hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğru değildir. Hâl böyle olunca, davanın her üç davalı yönünden kabulü gerekirken yazılı şekilde davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 18.01.2022 tarih 2021/1485 Esas ve 2022/66 Karar sayılı kararıyla tüm davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davalı Banka temyiz dilekçesinde özetle, eldeki davada bedeli tahsil eden davacı açısından zarar oluşmadığından dava şartının bulunmadığını, durumu bilecek konumda olmadıklarını, tapu kaydında bir şerh bulunmadığını, iyiniyetlerinin korunması gerektiğini, dosyada aksine bir delil olmadığını, davacının iptali bilmesine rağmen taşınmazı sattığını ve kendisinin kusurlu olduğunu, davacı lehine yargılama giderlerine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

5.2. Davalı ... ve ... temyiz dilekçelerinde özetle, iyiniyetli olduklarını, yolsuz tescile sebebiyet verenin davacı olduğunu, dava masraflarından da onun sorumlu olması gerektiğini, iptal kararına karşı taşınmazı satanın davacı olduğunu, iptal kararını bilecek durumda olmadıklarını, ...’in taşınmazı ...’a sattıktan bir gün sonra taşınmaz aldığını, bunun değerlendirilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili, ipoteğin terkini istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 705 inci maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022 nci maddesinin 1 inci fıkrasında “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.” hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.

6.2.2. TMK’nın 1023 üncü maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. (V/2.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 8.157,64 TL onama harcının davalılardan alınmasına, 12.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.