"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15.10.2015 tarihli 2014/393 Esas, 2015/713 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakanları..... tarafından 699, 745, 908, 288, 375 ve 198 parsel sayılı taşınmazların dava dışı ara malik ...’e, ondan davalı oğlu ......’e, ondan da diğer davalı ...’e, daha sonra ise .....’e devredildiğini, asıl amacın davalı oğlu ...... lehine mal kaçırmak olduğunu, her ne kadar kayıt maliki ... görünüyor olsa da, dava konusu taşınmazların davalı ... tarafından kullanıldığını, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., işlerin kötü gitmesi nedeniyle dava konusu taşınmazları satılığa çıkarttığını ve bedeli mukabilinde davalı ...’e devir işleminin yapıldığını, çekişme konusu taşınmazlar ile bir ilgisinin olmadığını, başından beri davacıların bu işlemlerden haberdar olduklarını, muvazaanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu, taraflar arasındaki önceye dayalı işlemlerden haberdar olmadığını, bedel karşılığında devrin yapıldığını, muvazaanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
3. Davalı ..., usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.10.2015 tarihli ve 2014/393 E., 2015/713 K. sayılı kararıyla; muvazaa iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların öncelikle mirasbırakan tarafından ara malik dava dışı Fethi İslam’a devredildiğini, dava konusu taşınmazı Sabahattin’den devralan ...'nın da taşınmazların bulunduğu köyde ikamet ettiğini, durumu bilen veya bilmesi gereken kişi konumunda olduğunu, davalıların tamamının olaydan haberdar olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan.....’in 31.07.1991 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı çocukları ....., kendisinden sonra 05.11.2003 tarihinde ölen oğlu ... mirasçıları davacılar ....,.... ve ..... ile dava dışı çocukları ..... ile davalı oğlu ...’i bıraktığı, mirasbırakan tarafından maliki olduğu 699, 745, 908, 288, 375 ve 198 parsel sayılı taşınmazların öncelikle dava dışı .....’a 15.05.1984’de 1.686.000.000 ETL bedelle, ondan 27.12.1985’de davalı ...’e 1.540.000.000 ETL bedelle, ondan da 18.07.1991 de davalı .....’ya 16.250.000.000 ETL bedelle, en son ise..... tarafından da 11.03.2014 tarihinde davalı ...’ya 50.990,00 TL bedelle devredildiği anlaşılmaktadır.
3.3.2. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının ve özellikle ara .....’ın beyanlarından, dava konusu taşınmazların davalı ...’e devredilmek üzere mirasbırakan tarafından bedelsiz olarak devredildiği, nitekim ... tarafından da diğer davalılar .... ve ......’e aynı şekilde devredildiği, dava konusu taşınmazların davalı ... tarafından kullanıldığı, mirasbırakanın devredilmeyen dava dışı başkaca taşınmazları bulunsa da, temlik edilen dava konusu taşınmazlar bakımından mirasbırakanın mal kaçırmak iradesiyle hareket ettiği ve devirlerin muvazaalı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
3.3.3. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün HMK'nın geçici 3. maddesi yollanmasıyla HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.