"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/396 E., 2022/436 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/63 E., 2018/987 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; Hakkari ili, ... ilçesi, ... köyü 141 ada 3 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakanlarından kendilerine kadar eklemeli bir şekilde devam eden zilyetliğin 100 yılı aşkın olduğunu, zilyetlikle mülk edinme koşullarının lehlerine oluşmasına rağmen kadastro sırasında hatalı olarak davalı Hazine adına tespit edildiğini ileri sürerek Hazine adına olan tapunun iptali ile adlarına 1/2'şer pay oranlarıyla tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ... Hazinesi temsilcisi; 1963 tarihli Toprak Tevzi Komisyonunun 8 parsel numaralı taşınmazından revizyon gördüğünü, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlardan olduğunu belirterek açılan davanın reddi ile dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27/12/2018 tarihli ve 2016/63 Esas, 2018/987 Karar sayılı kararıyla; davacıların evveli zilyetleri ile birlikte davaya konu taşınmaz üzerinde 1963 tarihinde tesis edilen tapu kaydı öncesinde Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46 ıncı maddelerinde belirlenen 20 yıl süreyle davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla zilyetlik koşullarının davacılar lehine oluştuğunun ispatlandığı, davalı ... Hazinesinin ise davaya konu parselin Hazinenin mülkiyetinde olduğu iddiasını ispatlar nitelikte 53 nolu Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarına dayanak belirtmelik tutanakları haricinde bir delil sunamadığı belirlenerek davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına 1/2'şer hisseli olacak şekilde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının çekişmeli taşınmazla ilgili vergi kaydı ibraz etmesi, eklemeli zilyetliğe dayandığı ve önceki zilyetlerden kendisine olan geçişleri somut belgelerle ispatlaması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, aynı çalışma alanı içerisinde zilyetlikle iktisap edilen taşınmazların araştırılmadığını, sulu ve kuru toprak ayrımının 3083 sayılı Kanun hükümlerine göre belirlenmediğini, taşınmazın Hazinenin özel mülkiyetinde olup 1936 yılından bu yana hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, 3402 sayılı Kanunu'nun 14 ve 46 ıncı maddelerine göre belirlenen zilyetlik koşullarının davacı lehine gerçekleştiğinin ispatlanamadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin10.03.2022 tarihli ve 2019/396 Esas, 2022/436 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46 ncı maddeleri,
3. Değerlendirme
1. Kadastro sırasında, Hakkari ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 141 ada 3 parsel sayılı 2.453,94 m² yüz ölçümündeki tarla vasıflı taşınmaz, tutanağın beyanlar hanesinde ... kızı ... Düzen'in işgalinde olduğu belirlenerek Toprak Tevzi Komisyonu çalışmaları sonucunda oluşan tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tespit edilmiştir.
2.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede Toprak Komisyonunca 4753 ve 5618 sayılı Kanunlar uyarınca yapılan çalışmalar sırasında taşınmaz, kadastro tespiti sırasında uygulanan ve uyduğu tespit edilen 07.11.1963 tarih, 152 sıra numaralı tapu kaydı ile Hazine adına tescil edilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince, davacılar lehine 3402 sayılı Kanunu'nun 14 ve 46/1 inci maddelerinde belirtilen koşulların oluştuğu gerekçesiyle dava kabul edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmişse de, verilen karar dosya kapsamına ve usul ve kanuna uygun bulunmamaktadır.
4. Hemen belirtilmelidir ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1 inci maddesi, "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar, bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur" hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Kanun uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına 3402 sayılı Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur.
5. Somut olayda; dava konusu 141 ada 3 parsel sayılı taşınmaza ilişkin belirtmelik tutanağının dosyada bulunduğu,tahrir kaydı bulunmadığından herhangi bir uygulama yapılmadığı rapor edilmiştir.Belirtmelik tutanağında ''... 6,7,8,9 nolu parsellerin kavaklık ve bahçe yanı olup maliklerince ibraz edilen vergi kayıtları mahalli tam olarak ihata ettiğinden sahiplerine belirtildiğine..'' yazmasına rağmen tahrir kaydı olup olmadığı netliğe kavuşturulmamıştır. Dava konusu taşınmazın sınırında 144 ada 1 parsel sayılı mera vasıflı kamu orta malı bulunmasına rağmen yöntemince mera araştırması yapılmamış, komşu mera parselinin kadim mera mı yoksa Toprak Tevzi Komisyonunca oluşturulan mera parseli mi olduğu yöntemince araştırılmamış, belirtmelik tutanağında gösterilen işgalci ...'ın kim olduğu, davacılara intikal edip etmediği saptanmamıştır. Bir taşınmazın niteliğinin ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğin başlangıç tarihinin ve sürdürülüş biçiminin kesin olarak belirlenmesinde en önemli unsur hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır.
6. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının oluşumuna dayanak belirtmelik haritası, toprak tevzi haritası, belirtmelik tutanağında uygulanan vergi kayıtları ile çekişmeli taşınmazın Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten 15-20-25 yıl öncesine ( bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya ikmal edilmelidir.
7. Daha sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı (taşınmazın tespitine esas alınan tapu kaydının oluşum tarihinden 20-25 yıl öncesini bilebilecek yaşta), tarafsız ve yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, taşınmazların bulunduğu köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek 3’er kişilik mahalli bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen (teknik) bilirkişi, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
8. Yapılacak keşifte mahalli bilirkişiler yardımı ile 07.11.1963 tarih,152 sıra numaralı tapu kaydı uygulanarak hudutları zeminde tek tek göstertilmeli, gösterilen hudutlar fen bilirkişilere haritasında işaret ettirilmeli, dayanağı harita varsa haritasına göre, yoksa ya da haritasının uygulama kabiliyeti bulunmuyorsa hudutların gayri sabit olduğu dikkate alınarak miktarına göre tapu kaydının kapsamı belirlenmeli, kapsam belirlenirken söz konusu kaydın revizyon gördüğü parseller de nazara alınmalıdır. Aynı şekilde, belirtmelikte uygulanan vergi kayıtları da yöntemince uygulanarak kapsamları belirlenmeli, bu kayıtların Hazine adına oluşum nedeni üzerinde durulmalı, mahalli bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın öncesinin ne olduğu, mera vasfında olup olmadığı ya da mera niteliğindeki taşınmazdan kazanılıp kazanılmadığı, mera vasfında değil ise veya komşu mera parselinden kazanılmamış ise kime ait bulundukları, kimden kime nasıl intikal ettikleri, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldıkları, Hazineden icar ile kullanılıp kullanılmadığı, Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru davacı taraf ve bayilerinin maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliklerinin bulunup bulunmadığı, komşu kadastro tutanaklarında -varsa- dava konusu taşınmazı ne okuduğu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanları arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalıdır.
9. Fen (teknik) bilirkişisinden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, kadastro paftası ile toprak tevzii paftasının ölçekleri çakıştırılmak sureti ile hazırlanmış ayrıntılı kroki ve rapor alınmalı; 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulundan dava konusu taşınmazın öncesinin geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden mera parselinden nasıl ayrıldığı, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı, meradan açılan bir yer ya da meranın devamı niteliğinde olup olmadığı, üzerinde sürdürülen ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı ve ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğünü açıklayıp tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor istenmeli; yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişilere tevdi edilerek stereoskop aletiyle incelenmeleri neticesinde taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, öncesinin ne olduğunu, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlettirilmelidir.
10. 3402 sayılı Kanunu'nun 14 üncü maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 inci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmeli, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.