Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3559 E. 2022/8432 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : MERSİN 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan babaları ...’ın adına kayıtlı 22 parsel sayılı taşınmazı davalıya satış suretiyle devrettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, 1983 yılında evlendiğini, o tarihten beri kayınpederinin paydaş olduğu evde oturduğunu, evin bulunduğu arazinin ortaklığın giderilmesi ile satışa çıkarıldığını, babası ...’ın ihale sonucu taşınmazı aldığını, ödemenin bir kısmını dava konusu taşınmazın kendisine temliki ile yaptığını, amacın mal kaçırmak olmadığını, babasından bir çok taşınmaz kaldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mersin 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.02.2021 tarihli ve 2019/178 E., 2021/48 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın, satış bedeli ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğu, davalının murise yaptığı ödeme ile ilgili herhangi bir delil sunmadığı, dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarından, mirasbırakanın amacının mal kaçırmak olduğu ve yapılan devir işleminin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili, mirasbırakının ekonomik durumunun çok iyi olduğunu, mirasçılarıyla arasının iyi olduğunu, hayatta iken her bir mirasçısına ikişer daire verdiğini, yaklaşık 30.000 m2 limon bahçesi bıraktığını, davalının evlendikten sonra oturmaya başladığı kayınpederinin paydaş olduğu evin, ortaklığın giderilmesi sonucu 16.08.1987 tarihli ihale ile mirasbırakan babası tarafından satın alınması üzerine, ödemenin bir kısmının dava konusu taşınmazın davalıya temliki ile gerçekleştirildiğini, mirasbırakanın mal kaçırma amacı olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 28.02.2022 tarihli ve 2021/878 Esas, 2022/326 Karar sayılı kararıyla; mirabırakan ...'ın 22 parsel sayılı taşınmazı 14.07.1993 tarihinde davalı kızına 2.000,00 TL bedelle devrettiği, davalının savunmasında belirttiği 16.07.1987 tarihli 1987/16 Esas sayılı ihale tutanağında davalının iddiası ile ilgili herhangi bir kayıt olmadığı, dosya içeriğine göre dava konusu taşınmazın devrinin mirasbırakanın mirasçılarından mal kaçırmak için bedelsiz olarak yapıldığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili, mirasbırakanın amacının mal kaçırmak olmadığını, sağlığında tüm çocuklarına ev verdiğini, 30.000 m2 limon bahçesi bıraktığını, dava konusu taşınmazın yıllar içinde değerlendiğini, dinlenen tanık beyanları ile dava konusu taşınmaz devrinin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığının ispatlandığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanun'un 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın; 190. maddesi şöyledir:

"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

4721 sayılı TMK'nın; 6. maddesi şöyledir:

"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 1940 doğumlu mirasbırakan ...’ın, 26.07.2016 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak çocukları davacılar ...,...,...,, davalı ... ve dava dışı ...’nın kaldığı, dava konusu 22 parsel sayılı taşınmazı 14.07.1993 tarihli 3311 yevmiye no.lu akitle davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.

3.3.2. Somut olayda; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı satın alma savunmasında bulunmamış, taşınmazda evlendikten sonra oturmaya başladığını, kayınpederinin paydaşı olduğu evin ortaklığın giderilmesi davası sonucunda yapılan ihale ile babası tarafından satın alındığını, bedelinin bir kısmının dava konusu taşınmazın babası ve kayınpederinin anlaşması ile kendisine devri ile yapılmasının kararlaştırıldığını savunmuştur. Eksiklik talep yazısı ile getirtilen Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1987/16 satış sayılı dosya içeriği ve dinlenen davalı tanıklarının beyanları ile savunmanın desteklendiği, bunun yanı sıra mirasbırakan ile çocukları arasındaki beşeri ilişkilerde bir sorun olmadığı, mirasbırakanın geride 11 adet taşınmaz bıraktığı, davalıya yapılan temlikin mal kaçırma kastı ile yapıldığı iddiasının ispatlanamadığı sonucuna varılmaktadır.

3.3.3. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenle; davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulüyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun′un 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Mersin 6. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.