Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3652 E. 2022/6837 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kıyı Kanunu'na göre açılan tapu iptal ve tescil davasında, dava konusu taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığı ve davalıya tazminat ödenip ödenmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların değerinin keşfen tespit edilerek temyiz kesinlik sınırının belirlenmesi ve buna göre kanun yolunun açık olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : VAN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : VAN 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, Van Gölü kıyısında bulunan ve davalı adına kayıtlı 577 ada 4,582 ada 30 ve 34 parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, anılan taşınmazların kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısımlarının tespiti ile bu kısımlarının tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine karar verilmesini istemiş, 25/05/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava dilekçesinde dava konusu parsellere ilişkin m² belirtmediklerinden mahkemece alınan bilirkişi raporlarında çıkan m² üzerinden ve 582 ada 30 parsel sayılı taşınmazın tamamı yönünden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu taşınmazların kıyı vasfında olmadıklarını, kanunda belirtilen kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık ve bataklık olmayıp tarla niteliğinde tarım alanları olduğunu, taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının tespit edilmesi durumunda tazminat ödenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 25.06.2021 tarihli ve 2020/112 E. 2021/277 K. sayılı kararıyla; dava konusu 77 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 5.561,32 m2 ve 521,41 m2'lik kısımlarının, 582 ada 34 parsel sayılı taşınmazın 5.098,46 m2 lik kısmının, 582 ada 30 parsel sayılı taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri Özetle

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların tamamının değil, bir kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde olduğunun tespit edildiğini, bu durumda mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ve reddedilen kısımlar yönünden de davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davanın tamamen kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, dava konusu taşınmazların kıyıdan 450 metreden fazla uzaklıkta olup, kıyı niteliğinde olmadığını, taşınmazların kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının tespit edilmesi durumunda dahi davalıya uygun bir bedel ödenerek taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.03.2022 tarihli ve 2021/1107 E., 2022/303 K. sayılı kararıyla; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri Özetle

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarına ek olarak, dava konusu taşınmazların tarla niteliğinde tarım alanı olup kıyı niteliğinde bulunmadığını, harita mühendisi tarafından hazırlanan raporda 577 ada 4 parsel ve 582 ada 34 parsel sayılı taşınmazların kıyı kenar çezgisi içinde kalan yüzölçümlerinin tapuya şerh edilen miktarlardan farklı çıktığının tespit edildiğini, bu tespite ilişkin uyuşmazlığın giderilmeden hüküm kurulmasının doğru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 3621 sayılı Kıyı Kanunu uyarınca tapu iptali ve terkin istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi şu şekildedir; “Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahelenin men'i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır. Gayrimenkulün aynına taallük eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunulduğu takdirde harç, gayrimenkulün değeri ile talebolunan tazminat ve ecrimisil tutarı üzerinden alınır. Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz.”

3.2.2. 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de "miktar veya değeri kırk bin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2022 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 107.090,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması halinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın 10.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığı ve dava tarihi itibariyle değerin keşfen saptanmadığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda dava değerinin gayrimenkulün değerine göre belirleneceği öngörülmüştür. Dava değerinin belirlenmesinde taşınmazın dava tarihindeki keşfen saptanacak gerçek değerinin esas alınacağı kuşkusuzdur.

Aynı Yasa'nın 30. maddesi ise “Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılıyorsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.” şeklinde, 32. maddesi ise; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Harçlar Kanunu'nun uygulaması kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle hakim tarafından re’sen gözetilmesi gereken bir husustur.

3.3.2. Hâl böyle olunca, eldeki davada temyiz sınırının ve kanun yolunun açık olup olmadığının denetlenmesi bakımından Mahkemece taşınmazların değerinin keşfen belirlenmesi, bundan sonra dava değerinin hesaplanması, bu değere göre kanun yolu denetiminin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin (V/3.3.2.) numaralı paragrafta değinilen yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Van 5. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.