"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : SİLİVRİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın tapu iptal ve tescil istemi yönünden reddine, tenkis istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı ...'in maliki ve paydaşı olduğu toplam 23 parça taşınmazının ölüm günü olan 18.04.2013 tarihinde dava dışı kızı ... tarafından vekaleten davalılardan ...'a, 24.04.2013 tarihinde davalı... tarafından da diğer davalı ....'ya temlik edildiğini, 1319 ada 4 ve 1317 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı ...'a, 2305 parselin davalılar ..., ... ve ...'a devredildiğini, işlem sırasında mirasbırakanın ölmüş olduğunu, vekaletnamenin geçersiz hale geldiğini, mirasbırakanın son derece varlıklı olup, işlem tarihinde 23 parça taşınmazını bir defada elden çıkarmasını gerektirecek bir ihtiyacı ve sebebi bulunmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptaline ve miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiş, davacı vekili 04.01.2016 havale tarihli dilekçesi ile dava konusu 2305, 1316 ada 3, 1319 ada 4 ve 1317 ada 2 no.lu parsellerle ilgili davayı atiye bıraktıklarını, dava dilekçesinde 1185 ada 1 no.lu parselin sehven bildirildiğini, bu taşınmazla ilgili bir talebin bulunmadığını; 03.12.2015 tarihli celsedeki beyanında, davalı ... ile ilgili açmış oldukları davayı takip etmediklerini, anılan davalının payının dava konusu olmadığını, dava konusu taşınmazlar ile bir ilgisinin bulunmadığını beyan etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., dava konusu taşınmazı davalı ....'dan satın aldığını, tapu siciline güven ilkesi gereği iyiniyetli 3. kişi kabul edilmesi gerektiğini; davalı...., iyiniyetli olduğunu, davalı ..., davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazların maliki olmadığını, 18.04.2013 tarihli temlikin muvazaalı olmadığını, tapu siciline güven ilkesi gereğince dava konusu taşınmazları devraldığını, dava konusu taşınmazların davacı ile birlikte diğer mirasçılara mirasbırakan tarafından sağlığında ölüme bağlı bir tasarruf ile intikal ettirilmiş taşınmazlar olmadığı için tenkis talebinin de dinlenemeyeceğini; davalı ..., davacı ile diğer davalıların akrabalık ilişkileri gözetildiğinde, bu kişilerle bir ilgisinin ve ilişkisinin bulunmadığını, taşınmazı diğer davalı ...'tan bedelini ödemek suretiyle satın aldığını, iyi niyetli 3.kişi olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
2. Müdahale talebinde bulunan ..., 15.04.2015 tarihli dilekçesinde; ablası olan davacı ...'nun 16.01.2014 tarihli "beyanımdır" başlıklı feragat dilekçesini sunması için kendisine verdiğini, ancak diğer davalılardan yargılamanın devam ettiğini öğrendiğini belirterek, davaya davalılar yanında müdahale talebinin kabulü ile davacının davasından feragat etmiş olması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; davacının, uyuşmazlığın niteliği itibariyle üçüncü kişiye karşı miras payı oranında tescil istemli dava açabilme imkanının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlarda yapılmış olan tapu devirlerinin mutlak butlanla batıl olduğunu, ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ortakların oy birliği ile karar vermeleri şartının eldeki davada aranamayacağını, tapu iptali ve tescil bakımından davanın reddine ilişkin gerekçe ile tenkis davasına ilişkin gerekçenin birbiriyle çelişkili olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; davanın halefiyet esasına göre tereke adına değil de davacının kendi miras payına yönelik olduğu, davacının, elbirliği mülkiyetine konu dava konusu taşınmazlar üzerinde tek başına tasarrufta bulunma yetkisinin olmadığı, tapu iptali ve tescil istemli davanın taraf ehliyeti yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, terditli tenkis talebi yönünden ise yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı olarak miras payı oranında tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteminde bulunulduğu davacının asıl talebinin aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verildiğine göre, 6100 sayılı HMK'nın 111/(2). maddesi hükmü gereğince davacının fer'i talebinin incelenemeyeceği, tenkis istemi bakımından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davacının istinaf isteminin HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş ve davanın tapu iptal ve tescil istemi yönünden reddine, tenkis istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek ve tenkis talebi yönünden verilen kararın gerekçesiz olduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Mirasbırakanın ölüm tarihi itibarı ile terekesi elbirliği mülkiyetine tabidir. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve el atmanın önlenmesi gibi davalar dışında ehliyetsizlik, vekâlet görevinin kötüye kullanılması, yolsuz tescil vs. gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan birisinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların muvafakatlarının sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (T.M.K. 640 md.) tartışmasızdır.
Somut olayda, davacının miras payına hasren dava açtığı, terekeye döndürme isteminin bulunmadığı, çekişmeli taşınmazların ise dava tarihinde mirasçı olmayan üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu, davacılar dışında başka mirasçıların da bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir. Mirasbırakana tebaan kayıt maliki üçüncü kişiye karşı yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak pay oranında açılan tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis istekli davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın “Terditli dava” başlıklı 111. maddesinde; “ (1) Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferîlik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır. (2) Mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, onama harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, 19/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.