Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3741 E. 2022/6883 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, davalı tarafından kandırılarak taşınmazının tamamını devrettiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmiştir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının hileye dayalı iddiasını ispatlayamaması ve tanık beyanlarının davacının taşınmazı rızasıyla devrettiği yönünde olması gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : KARASU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenerek gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, maliki olduğu 769 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı evin bir katını davalıya, bir katını dava dışı oğluna temlik etme amacında olduğunu, bu durumun davalı oğlu tarafından da bilinip kabul edildiğini, davalı ile birlikte Tapu Müdürlüğüne gittiklerini, davalının yaşlılığından faydalanarak taşınmazın tamamını temlik aldığını, bu durumu sonradan öğrendiğini, iradesi sakatlandığı için yapılan satış işleminin geçersiz olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile yarı payının adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın tamamının ölen kardeşine baktığı için davacı babası ve ölen annesinin rızası ile kendisine sözlü olarak verildiğini, tapuda yapılan işlemin de bu rızaya uygun olduğunu, davanın dava dışı kardeşi ...’in babasına baskı yapması nedeniyle açıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Karasu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.2021 tarihli ve 2018/339 E., 2021/227 K. sayılı kararıyla; bir kısım tanık beyanlarına göre davacının malvarlığını çocuklarına bölüştürme amacında olduğu, dava dışı oğlu ....’in dava konusu yerden de pay istemesi ve davacıya baskı yapması nedeniyle davanın açıldığı, davaya konu temlik işleminden sonra oğlu .....’e 308 ve 330 parsel sayılı taşınmazları temlik ettiği ve davacının hile iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, müvekkilinin yaşlı olduğunu ve ağır işittiğini, malvarlığını çocukları arasında paylaştırdığını, dava konusu taşınmazın da yarısını davalıya verdiğini ancak davalı tarafından yanıltılması sonucunda tamamının davalı adına tescil edildiğini, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının iddialarını doğruladığını belirterek, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 30/03/2022 tarihli 2021/1564 E., 2022/447 K., sayılı kararıyla; davacının malvarlığını çocukları arasında paylaştırdığı, dava dışı oğlu ...’e 186, 308 ve 330 parsel sayılı taşınmazları satış suretiyle temlik ettiği, dava konusu taşınmazı da davalıya rızasıyla temlik ettiği ancak daha sonra pişmanlık duyarak eldeki davayı açtığı (özellikle tanık Yavuz İngenç’in beyanı), davacının kandırıldığı iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarlamış, ayrıca Bölge Adliye Mahkemesinin tanık Yavuz İngenç’in beyanını esas almasının hatalı olduğunu, zira tanık Yavuz’un; davacının amacının dava konusu taşınmazı 1/2'şer pay olarak vermek olduğu, hata yaptığını söylediği şeklinde beyanda bulunduğunu, ancak tanık beyanının yanlış yorumlandığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, "hile" (aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf bu hakkını kullanarak hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne göre aldatma (hile) iddialarının aldatmayı öğrenme tarihinden itibaren bir yıl içerisinde ileri sürülmesi zorunludur. Hak düşürücü süre niteliğindeki bu sürenin hakim tarafından re'sen gözetilmesi gereklidir.

3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

4721 Sayılı TMK'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.", hükümlerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillere, (V/3.2) no.lu paragrafta yer verilen yasaya uygun gerektirici nedenlerle, delillerin takdirinin yerinde olmasına, (III.) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu bentte yazılı olduğu üzere karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 20/10/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.