Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3775 E. 2022/7003 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya satılan taşınmazın, davalının davacıya ölünceye kadar bakacağı vaadiyle hile yoluyla temlik edilip edilmediği hususunda tapu iptal ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Hilenin her türlü delille ispatı mümkün olup, davacı tarafından davalıya yapılan taşınmaz temliki sırasında davacının ileri yaşı ve sağlık sorunları ile davalının bakım vaadinin hile unsuru olarak nitelendirilerek davacının iradesinin sakatlandığı değerlendirilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ANKARA 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen 04/03/2022 tarihli, 2022/258 Esas ve 2022/393 Karar sayılı kararı yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 28/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar ... v.d. vekili Avukat ... .... geldiler. Duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıdlı, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, kızı olan davalının, ihtiyaçlarını göreceğini vaat etmek suretiyle kendisini kandırarak 5813 ada 61 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümün devrini sağladığını, 2018 yılı mayıs ayında telefon hattının kapanmasıyla aldatıldığını ve davalının kendisine bakmayacağını öğrendiğini, taşınmazın ölünceye kadar bakım kaydıyla herhangi bir bedel ödenmeksizin devredildiğini, yapılan işlemin hile sebebiyle geçersiz olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine dava mirasçıları tarafından sürdürülmüştür.

II. CEVAP

Davalı, hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazın davacıdan 75.000,00 TL bedelle satın alındığını, işlemin gerçek bir satış olduğunu, ölünceye kadar bakım kaydı olmadığını, davacının bakımı için gerekli özeni gösterdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/10/2019 tarihli ve 2018/542 E., 2019/852 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından kanuni şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmiş herhangi bir ölünceye kadar bakım sözleşmesinin dosya kapsamına ibraz edilemediği, bu sebeple resmi belge mahiyetindeki tapu kaydına itibar edilerek taraflar arasında satış sözleşmesi bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 02/07/2021 tarihli ve 2020/498 Esas, 2021/1323 Karar sayılı kararıyla; “ …. Yukarıda belirtilen ilke ve kurallara göre değerlendirme yapıldığında davacı ...'nın adına kayıtlı ...... Mah., 5813 ada 61 parsel 1 nolu bağımsız bölümünü 26/10/2015 tarihinde davalı kızına temlik ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalı kızının kendisine bakım ihtiyacını karşılaması ve ölünceye kadar kendisi ile ilgilenmesi amacıyla bedelsiz olarak devrettiğini ancak kızının devirden sonra davranışlarının değişerek kendisine bakmadığını ve ilgilenmediğini ileri sürerek hile nedeniyle tapunun iptal ve tescilini talep etmiştir. Mahkemece taraflar arasında ölünceye kadar bakma akdinin bulunmadığı ve yapılan akdin geçerli olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiş ancak hile hukuksal nedeni üzerinde ise durulmamıştır. Ölünceye kadar bakma akdi ile temlik yapılmadığı uyuşmazlık konusu değildir. Bununla birlikte aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebileceğinden hilenin varlığı halinde davacı ve davalı arasında yapılan akdin geçerli olduğu söylenemez. Bu durumda yapılan satış akdi geçersiz hale geleceğinden davacı da taşınmazın kendisine geri verilmesini isteyebilir. Dolayısıyla hile hukuksal nedeni tartışılmadan ve şartlarının oluşup oluşmadığına bakılmadan akdin geçerli olarak kabul edilmesi isabetli olmamıştır. Hilenin her türlü delil ile ispatı imkanı bulunduğundan mahkemece davacıya ispat imkanının tanınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca yargılama sırasında davacı ... vefat etmiştir. Davacılar ve davalı mirasçı olarak kalmıştır. Tüm mirasçılar davada temsil edilmektedir. Taraf teşkili sağlandığı için işin esasına girilmesinde usuli eksiklik bulunmamaktadır. ” gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/11/2021 tarihli ve 2021/588 Esas, 2021/801 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafın hile iddiasını ispata yönelik olarak tanık beyanlarına dayandığı, dinlenen tanıkların görgüye dayalı herhangi bir bilgilerinin olmadığı, taraf anlatımları doğrultusunda olaylar hakkında bilgi sahibi oldukları, satış öncesinde davacı murise bakım sözü verildiğini ve bu söz sebebiyle davacının iradesinin sakatlandığını ispata elverişli herhangi bir beyanın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5.İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları yineleyip davalı tanıklarının anlatımları, keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde taşınmazın değerine ilişkin tespitler irdelenmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, davalının hile ile taşınmazın temlikini sağladığını, davacının iradesinin yaşı ve hastalıkları nedeniyle davalı öz kızı tarafından bakım ve iaşesinin karşılanacağına dair hileli davranışlar sonucunda fesada uğratıldığını, davalının hasta ve bakıma muhtaç olan ileri yaştaki davacıya karşı bakım görevini yerine getirmediği gibi, tanık beyanlarına göre Mayıs 2018 tarihi itibariyle davalının davacının yanından ayrıldığını, davalı tarafça ödemeye ilişkin bir belgenin de dosyaya sunulmadığını, tanıkların para alışverişini görmediklerini beyan ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 04/03/2022 tarihli ve 2022/258 Esas ve 2022/393 Karar sayılı kararı ile; çekişme konusu taşınmazın 26/10/2015 tarihinde davacı tarafından davalıya satış şeklinde gerçekleştirilen temlikinin, temlik tarihinde 86 yaşında olduğu ve sağlık sorunları bulunduğu anlaşılan davacı ...'nın kendisine ölünceye kadar bakılacağı ve ihtiyaçlarının giderileceği vaadiyle iradesi fesada uğratılmak suretiyle gerçekleştirildiği hile iddiasının ispatlandığı, temlike dayanak sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesiyle davacıların istinaf başvurularının kabulü ile yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın dosya içeriğine uygun olmadığını, tanık ifadelerinin ortak noktasının, yapılan işlemin satış olduğu, hiçbir biçimde bakım vaadi ile gerçekleştirilmediği yönünde olduğunu, davacı tarafın iddiasını ispatlamak üzere yazılı bir belge sunamadığını, tapuda yapılan satış işleminde taraf olan davacının “yapılan işlemin satış olmadığına” ilişkin kendi muvazaasına dayanamayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

3.2.2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/6.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacılar vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı 9.046,39 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.