"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ANKARA 21. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/12/2020 tarihli, 2019/255 Esas, 2020/381 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 25/02/2022 tarihli, 2021/213 Esas, 2022/330 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 18.10.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 44744 ada 1 parsel sayılı taşınmazda dava dışı .....Konut Yapı Kooperatifi ile paydaş iken kooperatifin taşınmazdaki payını dava dışı ..... ve ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, adı geçen kişilere karşı yasal ön alım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescili davası açtığını, Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/669 Esas, 2013/1 Karar sayılı, 11/01/2013 tarihli kararıyla, ... ve ... hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, ... ve ... hakkındaki davanın ise kabulüyle iptal – tescile karar verilip, kararın kesinleştiğini, ancak karar henüz infaz edilmeden dava dışı ... ve ...’ın taşınmazdaki paylarını davalıya devrettiklerini, davalının devraldığı payların kesinleşen mahkeme kararı ile iptal edilip kendisine verildiğini, taşınmazda hakkı olmayan davalının ediniminin iyiniyetli olmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiş, aşamada taşınmazı tapu siciline güvenerek iyiniyetle satın aldığını, satış bedelini ödediğini, davanın kötüniyetle açıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/12/2020 tarihli, 2019/255 Esas, 2020/381 Karar sayılı kararı ile, yolsuz tescil iddiasının sabit olduğu, davalının taşınmazı satın almadan önce aleni olan tapu sicillerine ilişkin araştırma yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili, davacının hiçbir bedel ödemeksizin dava konusu taşınmazın adına tescilini istediğini, depo bedeli yatırılmadan üçüncü kişinin taşınmazın tesciline zorlanamayacağını, TMK’nın 3. maddesi uyarınca iyiniyet karinesi gereği kötüniyetin varlığı iddiasında bulunanın iddiasını ispatla mükellef olduğunu, davacının iddiasını ispatlar herhangi bir delil sunmadığını, davalı tanıklarının davalının iyiniyetini doğrular ve olayı açıklar beyanda bulunduklarını, bedelsiz ve sebepsiz olarak taşınmaz devrinin mümkün olmadığını, kesinleşmiş mahkeme kararı doğrultusunda taşınmazın davalı adına tescilinin yapıldığını, taşınmazdaki tedbirinin kaldırılmasında davacının sorumluluğunun bulunduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 25/02/2022 tarihli, 2021/213 Esas, 2022/330 Karar sayılı kararı ile, davacının yolsuz tescil iddiası sabit olmakla, tapu kaydındaki şerhe rağmen payları edinen ve öncesinde taşınmazda paydaş olan davalının, tescilin geçerli bir hukuki sebebinin olmadığını bilen ve bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusu 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili, satış sırasında taşınmaz üzerinde ilgili kesinleşmiş mahkeme kararına ilişkin hiçbir beyan, şerh ve açıklama bulunmadığı halde davalının şerh olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiğini, bilirkişilerin uzmanlık alanı dışına çıkarak görüş bildirdiklerini, yasal şufa hakkının ancak taşınmaz satış bedeli depo edildiği takdirde geçerli olabilecek bir hak olduğunu oysa ki davacı tarafından davaya konu taşınmaz için hiç bir bedel ödenmediğini, önalım davasında depo bedelini yatırmayan tarafın 3. kişiden tescil talebinde bulunamayacağını, davacının davalının kötüniyetli olduğuna dair dosyaya delil sunmadığını, bu iddiasını ispatlayamadığını, davalının tapuya güven ilkesi gereği iyi niyetli olarak taşınmazı iktisap ettiğini, eksik inceleme ve hatalı gerekçe ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yolsuz tescil hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”, 1022/1. maddesinde; “ Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır. " düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemeler uyarınca, ayni haklar tapu siciline tescil ile doğar ve tescilin hukuki netice doğurabilmesi için de geçerli bir hukuki sebebinin bulunması zorunludur. Bu hususun tapunun illilik prensibinden kaynaklandığı açıktır. Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 299.710,13 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davalıdan alınmasına, kesin olmak üzere 18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.