Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3791 E. 2023/6425 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemde gerçekleşen hibe ve vasiyetname işlemlerine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talepleri.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu 116 ada 84 parselin, mirasbırakan tarafından vasiyetname düzenlemesinden önce davalıya hibe yoluyla ve zilyetliğin teslimiyle devredildiğinin tespit edilmesi gözetilerek, davacının temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

EK KARAR TARİHİ : 22.03.2022

SAYISI : 2019/445 E., 2021/1150 K.

DAVA TARİHİ : 08.06.2016

HÜKÜM/KARAR : Kaldırma/Kısmen Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Doğanhisar Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/73 E., 2018/68 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ile davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf talepleri yerinde olmasa da kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde kararın kaldırılması suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2022 tarihli ek kararı ile davalılar vekilinin temyiz başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmiş olup, davacı vekilinin temyiz başvurusunun kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön incelemesi sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... çekişmeli 116 ada 81, 82, 83 ve 84 parsel sayılı taşınmazların müşterek mirasbırakandan intikal ettiği ve vasiyetname yoluyla davalılara eşit olarak bırakıldığı; ancak kadastro tespitlerinin vasiyetname içeriğine aykırı olduğunu belirterek taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile 1/3 hissenin adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, hibe ve paylaşım iddiasına dayanarak davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının dayanağı vasiyetnamenin mirasbırakan tarafından düzenlenmiş, usulüne uygun olarak açılan hukuka uygun bir vasiyetname olduğu, ancak 116 ada 84 parselin mirasbırakan tarafından vasiyetname tanzim tarihinden evvel hibe yoluyla davalı ...’a devredilerek zilyetliğinin teslim edildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 116 ada 81, 82, 83 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının kısmen iptaline, 1/3 hisselerinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 116 ada 84 parsel yönünden ise davanın reddine hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili, davalı tarafın beyan ve iddialarının farazi olup dayanılan hibe senedinin geçersiz bulunduğunu, iyiniyetli zilyetlik iddialarının doğru olmadığını, adı geçen senedin yasal unsurları taşımadığını, senetteki imzanın kendileri tarafından kabul edilmediğini, bu nedenle senetteki mirasbırakan imzasının teyide muhtaç olduğunu, senet geçerli kabul edilse bile senette açık bir mülkiyet ve zilyetlik devir iradesinin bulunmadığını, kaldı ki zilyetliğin devrinin de gerçekleşmediğini, söz konusu senedin süresi içerisinde ibraz edilmediğini, mirasbırakanın bağışlama iradesi ile hareket etmediğinin bağışlandığı iddia edilen yerlerle ilgili olarak noter huzurunda vasiyetname düzenlemiş olmasından da anlaşıldığını, noter huzurunda yapılan söz konusu vasiyetnamede dava konusu taşınmazların tamamını kapsayacak şekilde tasarrufta bulunulduğunu, bu vasiyetnamede dava konusu taşınmazların müşterek çocuklara miras hisselerine göre vasiyet edildiğinin belirtildiğini, mirasbırakanın gerçek iradesinin resmi belge ile bu şekilde teyit edildiğini, bağışlama iradesi bulunmadığını, bağışlamanın geçerli olduğu kanaatine dayalı olarak 116 ada 84 parsel yönünden verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle 116 ada 84 parselle ilgili verilen ret kararını istinaf ettiklerini açıklayarak istinaf talebinin kabulü ile istinafa konu parsel yönünden davanın kabulüne karar verilmesi, bu mümkün değilse istinafa konu parsel bakımından kararın kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesini istemiştir.

2.Davalılar vekili, tarafların mirasbırakanı olan Kamil’in dosyada fotokopisi bulunan hibe senedine göre evine bitişik olarak yapılan evi müvekkili ...a bağışladığını ve zilyetliğini devrettiğini, bu yerin dava konusu 116 ada 82 parselin 1/2’si ile 83 ve 84 parselleri kapsadığını, müvekkili ...ın kendisine bu yerler bağışlanınca ev, ahır gibi binalar yaptığını ve kullanımına devam ettiğini, müvekkili ...ın bu inşaatları yaparken iyiniyetli olduğunu, zira taşınmazların bağış senedi ile kendisine verildiğini, vasiyetnamenin tanzim tarihinin 13.03.1996 olduğunu, müvekkili ...ın vasiyetname açılıncaya kadar vasiyet iradesinden haberi olmadığını ve iyiniyetle kendisine bağışlanan arsa üzerine inşaatlar yaptığını, mahkemenin buna rağmen iyiniyetle yapılan inşaatların, binaların değerini dikkate almadığını, müvekkili ...’in dava konusu 116 ada 81 parselde bulunan eski evi babası Kamil ile birlikte yıktığını ve bu yere ev yaptığını, evin yapımının tüm masraflarının müvekkili ... tarafından karşılandığını, müvekkili ...’in bu yere ev yaparken iyiniyetli olduğunu, dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan yapıların davacı ile bir ilgisi olmadığını, davacının davalılarla birlikte aralarında yapılan paylaşıma uygun olarak dava konusu 116 ada 82 parselin 1/2’sine ev yaptığını ve o evi halen kullanmakta olduğunu, paylaşım olmasaydı aralarında niza söz konusu olacağını, böyle bir husus olmadığını, dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan yapıların yapımında davacının bir katkısı olmadığını, yapıların bedelinin tamamen müvekkilleri tarafından ödendiğini, bunun sebebinin de bu yerlerin muris tarafından davalılara bağışlanması olduğunu, Mahkemenin tüm bu hususları dikkate almayarak 116 ada 81 ve 83 parsellerde davacının 1/3 hissesi olduğu kanaatine varmasının doğru olmadığını açıklayarak, 116 ada 81 ve 83 parselde davacı lehine hükmedilen 1/3 hisse tespitine ilişkin kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

1.Çekişmeli 116 ada 84 parselin mirasbırakan tarafından vasiyetname tarihinden evvel davalı ...’a hibe yoluyla zilyetliğin teslimi suretiyle temlik edildiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 116 ada 82 parsel yönünden zaten taşınmazda 1/2 hisse ile paydaş olan davacının payından daha azını talep edecek biçimde taşınmazın 1/3 payı yönünden tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmasında hukuki yararının bulunmadığı, 116 ada 81 ve 83 parsellerin ise vasiyetname yoluyla taraflara bırakıldığının isabetli biçimde belirlendiği, ancak bu taşınmazlar yönünden tapu kayıtlarının kısmen iptali ile 1/3 payın davacı adına tesciline hükmedilmesine karşın kalan paylar yönünden hüküm kurulmamış olmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 116 ada 81 ve 83 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile tamamı 3 hisse kabul edilerek 1/3 hissenin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye 2/3 hissenin kayıt maliki davalılar üzerinde bırakılmasına, 116 ada 82 parsel yönünden davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, 116 ada 84 parsel yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuş; Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2022 tarihli ek kararı ile davalılar vekilinin temyiz başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6, 599 ve 640'ıncı maddeleri.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15'inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Kadastro sonucunda, dava konusu taşınmazlardan;

116 ada 81 parselin iki adet kerpiç ev, ahır ve arsası vasfı ile senetsizden 20 yılı aşkın bir zamandan beri nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla Kamil oğlu ...’ın zilyet ve tasarrufunda iken 1985 yılında bu taşınmaz üzerine iki adet kerpiç ev, ahır yaptırarak cinsini iki adet kerpiç ev, ahır ve arsası olarak değiştirdiği ve halen de zilyetliğini devam ettirdiği açıklanarak 04.04.2006 tarihinde davalı ... adına tespit edildiği;

116 ada 82 parselin kerpiç ev vasfı ile senetsizden 20 yılı aşkın bir zamandan beri nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla 1/2 hissesinin Kamil oğlu ..., 1/2 hissesinin Kamil oğlu ...’ın zilyet ve tasarrufunda iken 1990 yılında bu taşınmaz üzerine kerpiç ev yaptırdıkları, cinsini kerpiç ev olarak değiştirdikleri ve halen de zilyetliklerini devam ettirdikleri açıklanarak 04.04.2006 tarihinde 1/2 hissesinin davalı ... ve 1/2 hissesinin davacı ... adına tespit edildiği;

116 ada 83 parselin kerpiç ev ve bahçesi vasfı ile senetsizden 20 yılı aşkın bir zamandan beri nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla Kamil oğlu ...’ın zilyet ve tasarrufunda iken 1991 yılında bu taşınmaz üzerine kerpiç ev yaptırarak cinsini kerpiç ev ve bahçesi olarak değiştirdiği ve halen de zilyetliğini devam ettirdiği açıklanarak 04.04.2006 tarihinde, davalı ... adına tespit edildiği;

116 ada 84 parselin ise kerpiç ev, ahır ve bahçesi vasfı ile senetsizden 20 yılı aşkın bir zamandan beri nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla Kamil oğlu ...’ın zilyet ve tasarrufunda iken 1985 yılında bu taşınmaz üzerine kerpiç ev ve ahır yaptırarak cinsini kerpiç ev, ahır ve bahçesi olarak değiştirdiği ve halen de zilyetliğini devam ettirdiği açıklanarak 04.04.2006 tarihinde davalı ... adına tespit edildiği;

Tutanakların 27.07.2006 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği ve tapuya kaydedildikleri, eldeki davanın yasal 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 08.06.2016 tarihinde açıldığı, dosya arasındaki mirasçılık belgesinden muris Kamil Akdoğan’ın 24.03.2011 tarihinde vefat ettiği, geriye taraflar ile dava dışı Rukiye isimli kişiyi mirasçıları olarak bıraktığı anlaşılmaktadır.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, temyize konu 116 ada 84 parselin mirasbırakan tarafından vasiyetname tarihinden evvel davalı ...’a hibe yoluyla zilyetliğin teslimi suretiyle temlik edildiğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.