Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3828 E. 2022/7008 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın davalıya yaptığı taşınmaz temliklerinin muvazaalı olup olmadığı, tapu iptali ve tescil ile tenkis taleplerinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının, satış bedelini ödediğine dair savunmasını ispatlayamaması, mirasbırakanın davacıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlem yaptığına dair delillerin bulunması ve Bölge Adliye Mahkemesi kararında bir isabetsizlik görülmemesi gözetilerek, temyiz isteminin reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince istinafı üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanı .....'in 1176 ada 55 parsel sayılı taşınmazdaki 4 no.lu bağımsız bölümü 30.07.1993 tarihinde, 2103 ada 16 parsel sayılı taşınmazdaki 60 no.lu bağımsız bölümü 03/11/1994 tarihinde davalı ...'e mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak temlik ettiğini, mirasbırakanın son derece varlıklı olup, dava konusu taşınmazları devretmeye ihtiyacı olmadığını; davalının ev hanımı olduğunu, devir tarihinde geliri ya da mal varlığı bulunmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde yasal faiziyle birlikte tenkisine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakanın manevi bakım ve desteğe muhtaç durumda olduğunu, davacının, mirasbırakanın ölümünden hemen sonra kendisine karşı çok sayıda dava açtığını, 2000'li yılların başında davacı ile damatları olan dava dışı Hasan ile görüşmeyi bıraktıklarını ve kendilerine gelmelerini yasakladıklarını, davacının ve damatlarının mirasbırakan ve diğer aile üyeleri hakkında aşağılayıcı, hakaret içerikli, saygısızca ve son derece haksız ve ahlaka aykırı olarak kötüleyici sözler söylediklerini, nakit ve ziynet eşyası birikimleri nedeniyle varlıklı bir insan olduğunu, kuyumcu dükkanı açılışında borç olarak mirasbırakana verdiği ziynet eşyaları, sonrasında mirasbırakanın kansere yakalanması ve uzun yıllar sahip oldukları dükkanların işletmesinin kendisi tarafından yapılması karşılığında, dava konusu taşınmazların temlik edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, taşınmazların gerçek değerinden çok düşük bedelle satıldığının bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davacı tanıklarının ifadelerine göre; mirasbırakanın mirasçılardan mal kaçırmak maksadıyla muvazaalı olarak taşınmazları davalıya temlik ettiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1937 doğumlu davalı ... ile 1928 doğumlu mirasbırakanın 1952-1953 yıllarında evlendiğini, mirasbırakanın 2015 yılında 87 yaşında öldüğünü, davacının, davalı annesine karşı haksız ve yasal dayanaktan yoksun eldeki davayı açtığını, dava konusu taşınmazların satış bedellerinin davalı tarafından ödendiğini ancak devir sırasında kimliği yanında olmadığından sonradan davalıya temlik edileceği şartı ile mirasbırakan adına tescil edildiğini, davalının ev hanımı olmadığını, menkul ve gayrımenkul malları, banka hesapları ve kiralık kasa mevcudunun bulunduğunu, 1990'lı yıllarda uzun süre kendi namına ve hesabına kuyumcu dükkanı işlettiğini, dava tarihi itibariyle davaya konusu her iki taşınmazın dava değerinden davacının miras payına isabet eden tutar üzerinden harç, vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, taşınmazların tamamının değeri üzerinden hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; davalının satış bedelinin kendisi tarafından ödendiği yönündeki inançlı işlem savunmasının usulünce kanıtlanamadığı, aksine murisin aralarında sorunlar bulunan davacı kızından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlem yaptığı, davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak harç ve vekalet ücretinin dava konusu taşınmazların tamamının değeri üzerinden hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile davalının istinaf isteminin yargılama gideri yönünden HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulmuş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki esasa yönelik itirazlarını tekrar ederek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 7.291,17 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 26/10/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.