Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3874 E. 2022/7000 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL 22. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil - bedel istemli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince verilen 29.03.2022 tarihli ve 2021/1407 Esas, 2022/561 Karar sayılı kararı yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 25.10.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ..., davacı ... ve vekilleri Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildi. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakanları.....'ın maliki olduğu 373 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 payını satış göstermek suretiyle davalı damadına temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde bedelin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, dava konusu taşınmazın 1989 yılında ..... ve.... kardeşler tarafından müştereken satın alındığını, ancak çeşitli nedenlerden tapu kaydının alınamadığını, daha sonra tapunun ....ve .....adına yapıldığını, daha sonra .....'in payını oğlu davalıya devretmesini istediğini,....ın bu nedenle ....'in hakkı olan 1/4 payı ...'in oğlu olan davalıya devrettiğini, yapılan tüm işlemlerden davacıların haberi ve bilgisi olduğunu, mal kaçırma ve muvazaanın kesinlikle olmadığını, gerçek bir satış işleminin yerine getirilmesi olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.03.2021 tarihli ve 2017/112 E., 2021/77 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın sağlığında 09.09.1999 tarihinde dava konusu taşınmazı mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla davalıya devrettiği, dava konusu taşınmazı satmasını gerektirir ekonomik herhangi bir zorluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin gerekçesinin yasaya ve içtihatlara uygun olmadığını, davalı tanıklarının beyanına yer verilmediğini, davalının adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, delillerin hukuka uygun değerlendirilmediğini, tanık beyanlarındaki çelişkilerin göz ardı edildiğini, cevap dilekçesindeki olayları tekrarlayarak, çekişmeli taşınmazın ... ... adına tescil edilmesi gerekirken ... ve ...kardeşler adına tescil edildiğini, ...'ın emaneti alın demesi üzerine davalı adına tescil edildiğini, yapılan işlemlerin davacının bilgisi dahilinde olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 29.03.2022 tarihli ve 2021/1407 Esas, 2022/561 Karar sayılı kararı ile; davacıların murisin eşi ve çocukları olduğu, dava dışı mirasçıların bulunduğu, davalının ise murisin kardeşi ...'in oğlu olduğu, dava konusu taşınmazın devredilen 1/4 paya ilişkin olduğu, gerek tarafların ortak tanıklarının, gerekse davalı tanıklarının beyanlarına göre ...,..... ve ...'in dava konusu taşınmazı ortak aldığı, satış konusunda derhal devir yapılmadığı, satıcıdan kaynaklanan nedenle zamana yayıldığı, daha sonra satıcı ikna edilince o anki duruma göre taşınmazın ... ve davacıların murisi ..... adına 1/2' şer pay şeklinde tescil edildiği, davalının babası ...'in payının ise kendisinin talebi üzerine davalıya devredildiği, her ne kadar davalının herhangi bir bedel ödemediği sabit ise de, devrin başlangıçta babasının ödediği bedel ve payı karşılığında yapıldığı, mirasçılardan mal kaçırma kastının olmadığı, davacı tarafından bu hususun kanıtlanamadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, muris Hasan ile davalı ... arasında gerçekleşen satış işleminin muvazaalı olduğunu, dosya kapsamında muvazaa iddiasını destekler nitelikte deliller mevcut olup, muris muvazaasına ilişkin tüm unsurların oluştuğunu, davalı tarafın cevap dilekçesinde soyut ve hayatın olağan akışına aykırı iddialarda bulunduğunu, yine davalının bir kısım beyanlarında ise yapılmış olan devrin muvazaalı olduğuna ilişkin ikrarlarda bulunduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince salt tanık beyanları dikkate alınarak karar verildiğini, dosyadaki diğer delillerin ve somut olayın niteliğinin göz ardı edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Muris muvazaasında; 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." düzenlemelerine yer verilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) no.lu paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, 25.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.