"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : EDİRNE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen karar yasal süre içerisinde davalı vekilince temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı ... tarafından 128 parsel sayılı taşınmazın davalı torunu .....’e satış suretiyle devredildiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazın evveliyatında babası Rasim’e ait iken kök mirasbırakan Nazmiye’ye devredildiğini, daha sonra ise kendisine devredildiğini, muvazaanın olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 01.12.2020 tarihli 2019/363 Esas, 2020/611 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın devir tarihindeki gerçek değeri ile akitte gösterilen değer arasındaki açık nispetsizlik, davalı tarafından satış bedelinin ödendiğinin usulünce ispatlanamaması, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı satmasını gerektirecek bir nedenin olmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakan tarafından davalıya yapılan devrin gerçek bir satış olmadığı, bu hususun davalı ve vekilinin beyanlarıyla da ortaya konulduğu, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mirasbırakan tarafından esasen kendisine ait olmayan dava konusu taşınmazı gerçek sahibi olan .....’ün iradesine uygun olarak davalıya devrettiğini, taraflar arasında 1990 yılında yapılan mal paylaşımının dava konusu taşınmaz ile bir ilgisinin olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 11.03.2022 tarihli ve 2021/366 E., 2022/386 K. sayılı kararı ile mirasbırakan tarafından davalıya yapılan devir sonrasında davalı tarafından mirasbırakana yapılan bir ödeme olmadığı, bu hususun davalının da kabulünde olduğu, devrin muvazaalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddialarının tekrarlayarak kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına göre (IV/3) numaralı paragrafta yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, aşağıda yazılı 5.516,99 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 20.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.