Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3982 E. 2022/7192 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın davalılara yaptığı temliklerin muvazaalı olup olmadığı ve davacının miras payını ihlal edip etmediğine ilişkin tapu iptali ve tescil davası uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ispatlayamaması ve ispat yükünün davacı tarafta olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : ÇORUM 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında Bölge Adliye Mahkemesince bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; 135 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine,16 nolu bağımsız bölüm yönünden davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan ...’in maliki olduğu 98 ada 135, 324 ada 9 ve 185 ada 45 sayılı parseldeki bir dairesini davalılara satış göstererek temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın varlıklı bir insan olup, mal satmaya ihtiyacı olmadığını, çekişmeli işlemleri vekaleten gelininin yaptığını, annesi ...’ın genç yaşta ölümü nedeniyle babaannesinin yanında büyüdüğünü, bu nedenle de dışlandığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiş, yargılama sırasında halen mirasbırakan adına kayıtlı 185 ada 45 sayılı parseldeki 16 no.lu bağımsız bölüm yönünden davayı takip etmediğini bildirmiştir.

II. CEVAP

Davalılar, çekişmeli taşınmazların bedeli karşılığında satın alındığını, mirasbırakanın zengin bir kişi olduğunu, davacının da hakkını koruduğunu, mal kaçırma amacı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çorum 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/02/2019 tarihli ve 2016/891 E., 2019/123 K. sayılı kararıyla; temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle 98 ada 135 ve 324 ada 9 sayılı parseller yönünden davanın reddine, 185 ada 45 sayılı parseldeki 16 no.lu bağımsız bölüm yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın 02.05.2005 tarihinde davalı oğlu ...’yı vekil tayin ettiğini, ...’nın da mirasbırakana vekaleten eşi ...’yi vekil tayin ettiğini, ...’nin mirasbırakana vekaleten mirasbırakanın maliki olduğu 135 parsel sayılı taşınmazı davalı oğlu ...’ya, 9 parsel sayılı taşınmazın ise ½ payını davalı ...’ya, 1/4’er paylarını davalılar ... ve ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, ... ve ...’ın da temlik aldıkları payları 24.05.2016 tarihinde davalı ...’ya devrettiğini, yapılan işlemlerdeki amacın davacıyı miras hakkından mahrum etmek olduğunu, mirasbırakana satış bedellerinin ödenmediğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 10/12/2019 tarihli ve 2019/2731 E., 2019/2620 Karar sayılı ilâmı ile; mirasbırakanın davalı oğlu ...’yı vekil tayin ettiği, ...’nın da tevkil yetkisini kullanarak vekil kıldığı eşi ... marifetiyle çekişmeli taşınmazları temlik aldığı, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün ortadan kaldırılmasına, 98 ada 135 ve 324 ada 9 sayılı parseller yönünden davanın kabulüne, 185 ada 45 sayılı parseldeki 16 no’lu bağımsız bölüm yönünden ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 24/02/2021 tarihli, 2020/389 Esas, 2021/996 Karar sayılı ilamı ile; “Eldeki dava, taraflarca getirilme ilkesine tabi olup, davanın niteliği gereği ispat yükü de davacı tarafa aittir. Somut olayda, mirasbırakanın azımsanmayacak miktarda bir malvarlığını tüm mirasçılara bıraktığı, mirasbırakanın davacı ...’ten mal kaçırmak istemesi halinde tüm malvarlığını ya da büyük bir kısmını kaçırmaya çalışacağı, ne var ki yapmadığı, dinlenen davacı tanıklarının işlemlerin muvazaalı olduğuna yönelik herhangi bir beyanda bulunmadıkları, aksine olayları bilmediklerini beyan ettikleri, yukarıda belirtildiği üzere ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, ancak dosya kapsamındaki deliller ile davacı tarafın temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ispat edemediği anlaşılmıştır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın bozulmasına karar verilmiştir.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin 16/06/2021 tarihli, 2021/875 Esas - 2021/1281 Karar sayılı ilamı ile; hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun davacı tarafça ispat edilemediği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairece; "Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından 6100 sayılı HMK'nın 373/3. maddesi gereğince bozma ilamına uyulduğuna göre bundan sonra yapılacak iş bozmaya ve HMK'nın 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibarettir. Çorum 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/891 Esas, 2019/123 Karar sayılı 26.02.2019 tarihli kararının Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 2019/2731 E. ve 2019/2620 K sayılı ve 10.12.2019 tarihli kararı ile kaldırıldığı gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere istinaf isteminin reddi şeklinde hüküm oluşturulması usul hukukuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır. Hâl böyle olunca, bozma ilamına göre, HMK'nın 297. maddesine aykırı olmayacak biçimde yeni bir karar verilmesi için hüküm bozulmalıdır." gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

6. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesince; temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle 98 ada 135 ve 324 ada 9 sayılı parseller yönünden davanın reddine, 185 ada 45 sayılı parseldeki 16 no’lu bağımsız bölüm yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

7. İkinci Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yargıtay bozma ilamının davacı tarafa tebliğ edilmeden Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak davanın reddine karar verildiğini, bu durumun usule aykırı olduğunu, davalıların isticvabı yönündeki talebin gerekçesiz olarak reddedildiğini, mirasbırakana ait taşınmazların, mirasbırakanın verdiği vekaletname kullanılarak hile ile davalıların üzerine geçirildiğini, yapılan tüm işlemlerdeki amacın davacıdan mal kaçırmak olduğunu, mirasbırakanın varlıklı bir kimse olup, satıştan elde edilecek gelire ihtiyacı olmadığını, davacının küçük yaşta annesinin öldüğünü ve babaannesinin himayesinde büyüdüğünü, bu nedenle sürekli aileden dışlandığını, delillerin tamamının toplanmadığını, eksik araştırma sonucu hüküm kurulduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını istemiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

9.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

9.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

9.3. Değerlendirme

Hükmüne uyulan (V/2) ve (V/5) no.lu paragraflarda belirtilen bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/6) no.lu paragrafta belirtildiği şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya ve bozma kararının gereklerine uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, onama harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 02/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.