Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3983 E. 2023/5763 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından 30 yıldan fazla süredir zilyet olduğu iddia edilen taşınmazın tapuya tescili istemine karşı Hazine'nin itirazı üzerine, taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, hava fotoğrafları incelemesi, yerel bilirkişi ve tanık dinlenmesi gibi gerekli araştırma ve incelemeleri yapmadan, taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisabı konusunda yeterli delil toplamadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/370 E., 2020/107 K.

DAVA TARİHİ : 12.06.2014

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; ... ili, ... ilçesi,...Mahallesi, Karakuyu mevkiinde yaklaşık 5.100 metrekarelik bağ vasıflı taşınmaza malik sıfatı ile 30 yıldan fazla süre ile zilyet olduğunu ileri sürerek adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine; dava konusu taşınmazın Devletin tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı için sürenin davacı lehine gerçekleşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... Başkanlığı; imar-ihya koşulları gerçekleşmediğinden davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, tescil koşullarının davacı lehine gerçekleşmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile fen bilirkişisinin 05.11.2014 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.604,58 m2'lik kısmın ... ili, ... ilçesi, Uzunsögüt Mahallesi (Köyü), Karakuyu mevkiinde son bulan parsel numarasından sonra yeni bir parsel numarası verilmek suretiyleTürk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi gereğince davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 14.03.2019 tarihli ve 2016/5487 Esas,, 2019/1785 Karar sayılı kararı ile; taraf teşkili sağlanmadan esasa ilişkin karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozmaya uyularak taraf teşkili sağlandığı ve olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisap şartlarının davacı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişisinin 05.11.2014 tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen 4.604,58 m2 yüz ölçümlü tescil harici taşınmazın aynı mevkideki son parsel numarasından sonraki parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz başvuru dilekçesinde; bozma ilamındaki eksiklikler dikkate alınmadan rapor düzenlendiğini, soyut ve yetersiz rapora dayanılarak karar verildiğini, zilyetlik hususunda aranan koşulların oluşmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 inci maddeleri,

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi,

3. Değerlendirme

... ili, ... ilçesi,...Mahallesinde yer alan davaya konu yer 1988 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılmıştır.

Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır.

Hemen belirtilmelidir ki; bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğraflarından yöntemine uygun şekilde yararlanılmamış, hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından stereoskopik aletle incelenmesi gerektiği halde hava fotoğrafı incelemesi konusunda uzman olup olmadığı anlaşılamayan orman mühendisi bilirkişisi tarafından hazırlanan rapora itibar edilerek karar verilmiştir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava konusu taşınmazın çevresi ile birlikte dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilip temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirtilerek dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, önceki keşfe katılan bilirkişiden farklı ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı;

Yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın kim tarafından ne şekilde ve ne zamandan beri kullanıldığı, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında doğacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli;

Ziraat mühendisi bilirkişisinden çekişmeli taşınmazın niteliğini, kullanım durumunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediği hususlarında önceki tarihli ziraatçı bilirkişi raporunu da irdeler şekilde tarımsal niteliğini açıklayan, taşınmazın komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;

Jeodezi ve fotogrametri mühendisinden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor istenmeli, sunulan raporda çekişmeli taşınmazın uydu fotoğrafları üzerindeki konumu gösterilmeli;

Fen bilirkişisine keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, böylelikle davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenmeli; 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların mirasbırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü ile Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2 inci maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmeli, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.

Açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

23.10.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.