Logo

1. Hukuk Dairesi2022/3998 E. 2022/7458 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hile nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, hile ile taşınmazlarının devredildiğini iddia etmesine rağmen, tapu kayıtlarının iptali ve adına tescili istemini, hilenin öğrenilmesinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : AKSARAY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kabulü ile davanın bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen karar yasal süre içerisinde davacı vekilince temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

I. DAVA

Davacı, okuma yazması olmadığını, kendisine bakacağını ve icar nedeniyle imzasının gerektiğini söyleyen davalı torunu ....'in Tapu Müdürlüğüne götürdüğünü, bu düşünceyle Tapu Müdürlüğündeki evraklara imza attığını, daha sonra çekişme konusu 2 ve 5587 parsel sayılı taşınmazların satış suretiyle davalı ...’e, ondan da diğer davalılara devredilmiş olduğunu öğrendiğini, kendisine bir bedel ödenmediğini, satış iradesinin bulunmadığını, hileli işlemler neticesinde temlikin gerçekleştiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., dava konusu taşınmazların davacı dedesi tarafından satılığa çıkartıldığını ve kendisi tarafından bedeli ödenmek suretiyle iktisap edildiğini, iddiaların yersiz olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., dava konusu 5587 parsel sayılı taşınmazı diğer davalı ...’den bedelini ödemek suretiyle aldığını, daha sonra ise davalı ...’a 365.000,00 TL bedel karşılığında sattığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ..., dava konusu taşınmazın devrinin üzerinden 12 yıl geçtikten sonra eldeki davanın açıldığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, iyi niyetli üçüncü kişi konumunda bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalı ... yönünden kayıt maliki olmaması nedeniyle husumet yokluğundan, diğer davalılar yönünden ise iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Kaldırma Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.09.2019 tarihli ve 2019/715 Esas, 2019/744 Karar sayılı kararıyla; davanın hile hukuksal nedenine dayalı olarak açıldığı, davacının olaydan doğrudan gelir desteği ödemeleri kesilince haberdar olduğunu beyan ettiği, hak düşürücü sürenin tespiti açısından doğrudan gelir desteği ödemelerine esas dilekçeler ile birlikte kira sözleşmesi ve muvafakatnameler getirtilerek hak düşürücü sürenin geçip geçmediği tespit edildikten sonra varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince, yeniden yapılan yargılama sonucu davalı ... yönünden husumet nedeniyle, diğer davalılar yönünden hile iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

3. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

4. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar devredilirken iradesinin sakatlandığını, davalı torunu ...'ün bakacağını söylemesi nedeniyle devrin sağlandığını, daha sonra dava konusu taşınmazların halasının ve teyzesinin oğlu olan diğer davalılara danışıklı işlem neticesinde devredildiğini, taşınmazların davacının hileli davranışları neticesinde elinden alındığını, destekleme parası kesildiğinde olaydan haberdar olduğunu ve hemen eldeki davayı açtığını, temlik sonrasında bedel ödenmediğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

5. Gerekçe ve Sonuç

Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 21.03.2022 tarihli ve 2022/318 Esas, 2022/566 Karar sayılı kararıyla; davanın bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddialarını yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

3.2.2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, def'i yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde olmasına, kararın dayanağı olan, (V/3.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal gerektirici nedenlere göre Bölge Adliye Mahkemesince, (IV/5.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün 6100 sayılı HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 10.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.