"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/588 E., 2022/129 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/330 E., 2020/180 K.
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.12.2023 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde, temyiz eden davacı vekili Avukat ..., temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... ile dahili davalı ... vekili Avukat ... geldi, temyiz edilen diğer davalılar gelmedi. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili; hudutları dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz bölümünün kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, oysa taşınmazın müvekkili tarafından nizasız ve fasılasız şekilde 20 yılı aşkın zamandır zilyet edildiğini ileri sürerek taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın çay yatağı olmakla tescil harici bırakıldığını, bu nedenle zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, Milli Emlak Müdürlüğü tarafından yaptırılan tahkikatta taşınmaz üzerinde yalnızca 5-6 yaşlarında zeytin ağaçlarının bulunduğunun tespit edildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
2. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Göcek Çevre Düzeni Planı içerisinde ve Kargı Çayı’nın taşkın etki alanında kalmakla zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
3. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; eldeki davayı açmak için makul sürenin geçtiğini, derenin etkisi altında kalan dava konusu taşınmazın zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
4. Dahili davalı ... Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; aktif dere yatakları ile derenin etkisi altında kalan yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, taşınmazda davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davanın, teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne yönelik olduğu, taşınmazın evveli dere olup bilirkişi tarafından incelenen 1958, 1976, 1983, 1992 ve 2012 tarihli hava fotoğraflarında taşınmazın tamamen ... niteliğindeki ağaçlarla kaplı bulunduğu, 2013 tarihli hava fotoğrafında taşınmazda açma yapıldığı ve bu alana yeni ağaçlar dikildiği, 2014 tarihli hava fotoğrafında ise taşınmaz üzerinde davacının kullandığı iddia edilen evin bulunduğunun görüldüğü, bu durumda taşınmazın imar-ihyasının en erken 2013 yılında başladığı ve davacının taşınmazdaki zilyetliğinin 20 yıla ulaşmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın dere veya çayla bir ilgisinin kalmadığının dosya kapsamıyla sabit olduğunu, bilirkişi tarafından incelenen hava fotoğraflarında dava konusu taşınmaz ile sınırında bulunan müvekkili adına kayıtlı 19 parsel sayılı taşınmazın aynı görünümde olup taşınmazın bulunduğu bölgenin narenciye ağaçları ile kaplı olduğu için yaz-kış hava fotoğraflarında koyu ağaçlık görünümde olabileceğini, taşınmazın müvekkili tarafından 30 yıldan fazla süredir zilyet edildiğini, üzerinde müvekkiline ait meyve ağaçlarının buluduğunu, müvekkilinin dava dışı 19 parsel sayılı taşınmazı satın aldıktan sonra dava konusu taşınmazla birlikte kullandığını, taşınmaz üzerinde zeytin ağaçlarından önce meyve ağaçlarının bulunduğunu ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava konusu taşınmaz üzerinde sürdürülen imar-ihya faaliyetlerinin tamamlanmasından itibaren dava tarihine kadar yasada aranan 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemecesince davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebepleri tekrarla kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi; 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17 nci maddeleri
3. Değerlendirme
1. 1947 yılında Muğla ili, Fethiye ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz dere yatağı vasfında olduğundan bahisle tescil harici bırakılmıştır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen sebepler, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. SONUÇ
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz edilen davalı ... vekili ile dahili davalı ... Genel Müdürlüğü vekili için 17.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
19.12.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.