"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/155 E., 2021/188 K.
DAVA TARİHİ : 27.01.2014
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; Kahramanmaraş ili, Nurhak ilçesi, Derbent Mahallesi 184 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 354,73 m'lik kısmı ve 185 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 258,64 m2'lik kısmının 40 yılı aşkın süreden beri malik sıfatıyla kendisinin kullanımında olduğu halde kadastro çalışmaları sonucunda taşınmazların Hazine adına tescil edildiğini ileri sürerek kullandığı kısımların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine, dava konusu taşınmazların Hazinenin özel mülkiyetinde olduğunu, davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.10.2015 tarihli ve 2014/218 E., 2015/674 K. sayılı kararıyla; davacının 2000 yılında güvenlik nedeniyle taşınmazları terk etmesinin aralıksız zilyetlik koşulunun sağlanmadığı anlamına gelmeyeceği, davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişilerinin 24.08.2015 tarihli raporunda 184 ada 2 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 286,54 metrekarelik kısmının ve 185 ada 4 parsel sayılı taşınmazın (C) harfi ile gösterilen 230,99 metrekarelik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 12.03.2019 tarihli ve 2016/7191 E., 2019/1668 K. sayılı kararıyla; eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğu, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait farklı dönemlerde çekilmiş en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı getirtilip yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi kurulunun katılımıyla yenide keşif yapılarak davacı yararına 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin duraksamasız olarak belirlenmesi, ayrıca uzun süre taşınmazla ilgilenmemenin terk anlamına gelebileceği göz önüne alınmak suretiyle çekişmeli taşınmazlara komşu taşınmazlardan kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak belgesizden kişiler adına tespit ve tescil edilen taşınmazların bulunması karşısında, çekişmeli taşınmazların zorunlu olarak terk edildiği iddiasının samimi olup olmadığının Mahkemece değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazların tarım arazisi olarak kullanılmadıkları, taşınmazların bir bölümü üzerinde ev ve evin müştemilatı olarak ahır yapılmak suretiyle tasarruf edildiği, taşınmazın üzerine sadece ev ve müştemilatın yapılmış olmasının taşınmazın ihya edildiği sonucunu doğurmayacağı, davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili, dava konusu taşınmazların 40 yılı aşkın zamandır zilyetliğinde olduğunu, her ne kadar keşifte tarımsal faaliyette bulunulmadığı belirtilmişse de yaşlılığı sebebiyle artık tarım yapamadığını, daha önceleri taşınmazda tarım yapıldığının mahalli bilirkişi beyanlarıyla sabit olduğunu, tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla zorunluluk sebebiyle taşınmazların bir süre terk edildiğinin anlaşıldığını, bilirkişi raporlarında 1985 ve 1999 yılında taşınmazlar üzerinde sağlam ve yıkılmamış evlerin olduğunun tespit edildiğini, zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi,
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu Kahramanmaraş ili, Nurhak ilçesi, Derbent Mahallesi çalışma alanında bulunan 184 ada 2 ve 185 ada 4 parsel sayılı 1.415,37 ve 7.026,71 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazların sırasıyla arsa ve ham toprak vasfıyla kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmaması nedeniyle davalı Hazine adına 25.03.2005 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2.Somut olayda Mahkemece, bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki, davacı, çekişmeli taşınmazları güvenlik sebebiyle zorunlu olarak terk ettiğini iddia etmiş olup bozma kararında açıkça zorunlu terk iddiasının samimi olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği belirtildiği halde Mahkemece terk olgusu hakkında hiçbir değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmesi isabetsizdir.
3.Hal böyle olunca, sağlıklı bir sonuca ulaşmak için, bozma kararında belirtildiği üzere dava konusu taşınmazlara komşu taşınmazlardan kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak belgesizden kişiler adına tespit ve tescil edilen taşınmazların bulunması karşısında, davacının çekişmeli taşınmazları zorunlu olarak terk ettiği iddiasında samimi olup olmadığı belirlenip bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde öngörülen zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği saptanarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.