"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tenkis davası sonunda, Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından duruşma istekli ve davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 08.11.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar ...v.d. vekili Avukat ...ile diğer temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... ve davalı ... gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanları ...'in maliki olduğu 15 parça taşınmazının bir kısmını eşi davalı ...’ye, diğer kısmını ise davalı oğullarına, kadastro tespiti aşamasında ve tapuda satış yoluyla, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devrettiğini, mirasbırakanın geriye değersiz taşınmazlarını bıraktığını ileri sürerek, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, olmazsa tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunarak, taşınmazların bir kısmının bedeli karşılığında bir kısmının ise altın bedeli olarak devredildiğini, mirasbırakandan geriye başka taşınmazların da kaldığını, temliklerin mal kaçırma kastıyla yapılmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. TemyizYoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairece; ‘‘...mirasbırakanın tüm çocuklarına taşınmaz temlik ettiği ancak davacının küçük yaşta evlatlık olarak verildiği ve davacının İzmir’de yaşaması nedeniyle ilişkilerin zayıf olduğu, dolayısıyla davacıdan mal kaçırıldığı toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Ancak tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlar, taşınır mal niteliğindedir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetlikten ibaret olan hakkın devri suretiyle yapılan elden bağışlama sözleşmeleri hiçbir şekilde biçim koşuluna bağlı değildir. Bu nedenle gizlenerek yapılan bağış niteliğindeki tasarruflar geçerlidir. Bu tür durumlarda 01.04.1974 tarihli ½ sayılı İBK’nın uygulanma yeri yoktur.
Somut olayda da, davalı ... adına kayıtlı 9 ve 1 davalı ... adına kayıtlı 5 davalı ... adına kayıtlı 40 ve 143 parsel sayılı taşınmazların senetsizden malikleri adına tespit ve tescil edildiği kayden sabittir.
Öte yandan, taraf tanıkları Sökünler mevkiindeki bir taşınmazın davalı ...’e bedeli ödenerek satıldığını bildirmişler ancak Mahkemece hangi taşınmazın gerçek satış işlemi ile devredildiği açıklığa kavuşturulmamıştır.
Hal böyle olunca, 1, 9, 5, 40 ve 143 parseller bakımından davanın reddedilmesi, davalı ... adına olan 4, 24 ve 52 sayılı parsellerin hangisinin temlikinin gerçek satış olduğunun saptanması, saptanacak bu taşınmaz bakımından da davanın reddedilmesi, diğer tüm taşınmazlar bakımından davacının miras payı oranında iptal-tescil isteğinin kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile tenkis isteğinin kabulüne karar verilmesi doğru değildir.’’ gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.
3.Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, bozma kararındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle ve bedeli ödenerek devredilen taşınmazın 176 ada 4 parsel sayılı taşınmaz olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine; 109 ada 9, 123 ada 1, 137 ada 40, 176 ada 4, 195 ada 143 ve 201 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine, 166 ada 12, 186 ada 13, 176 ada 24, 192 ada 52, 179 ada 318, 147 ada 25, 179 ada 313, 179 ada 314, 179 ada 384 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulü ile davacının miras payı oranında tapu iptal ve tescile karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yargıtayın bozma kararının ve Mahkeme kararının gerekçesiz olduğunu, temlikin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğuna dair kararlarda somut bir gerekçeye yer verilmediğini, Mahkemece de bozmaya uyularak ve deliller tartışılmadan hüküm kurulduğunu, davacının evlatlık verilerek başka bir şehre gittiğini ileri sürdüğünü ancak daha sonra köye geri dönerek ailesinin onaylamamasına rağmen dayısının oğlu ile evlendiğini, düğün masraflarının mirasbırakan tarafından karşılandığını, aynı köyde yaşamasına rağmen anne ve babasını ziyaret etmediğini, mirasbırakanın birkaç taşınmazın fiili olarak kullanımını ve gelirini davacıya verdiğini, bu taşınmazın 139 ada 390 parsel sayılı kiraz bahçesi olduğunu, mirasbırakanın bu taşınmazı davacıya vasiyet ettiğini, 162 ada 32 parsel sayılı taşınmazda da davacının miras payı bulunduğunu, mirasbırakanın temlikleri çiftçilik yapamayacağı ve emekli olmaya karar verdiği dönemde emekli olabilmek için devrettiğini, mirasbırakanın terekesinde 5 parça daha taşınmaz olduğunu, davalı ... ’e yapılan temliklerin minnet duygusu ile yapıldığını, eşi olan davalının mirasbırakana ölene kadar baktığını, davalı ...’e 176 ada 24 parseli düğününde altın yerine verildiğini, ancak kadastro tespiti sırasında hatalı olarak mirasbırakan adına tescil edildiğini, bu nedenle davalının taşınmazı 2000 TL karşılığında mirasbırakandan devraldığını, 192 ada 52 parseli bedelini ödeyerek satın aldığını, 147 ada 25 parselin davalı ... tarafından bedeli ödenerek alındığını, ayrıca davalı ...’nın mirasbırakanın ayağının kırıldığı süreçte mirasbırakanın tüm tedavi giderlerini karşıladığını, temlikin minnet duygusu ile de yapıldığını, davalı ...’in mirasbırakanın en küçük oğlu olduğunu, evlendikten sonra da mirasbırakan ve annesi ile birlikte yaşadığını, onların bakımı ile ilgilendiğini, mirasbırakan çiftçilik yapamadığı için bu işi de üstlendiğini, geliri ise mirasbırakana verdiğini, mirasbırakan trafik kazası geçirdikten sonra onun tüm bakımı ile ilgilendiğini, mirasbırakanın tüm bu nedenlerle 179 ada, 313, 314, 318 ve 384 parsel sayılı taşınmazlarını davalı ...’e minnet duygusu ile temlik ettiğini, iddianın kanıtlanamadığını, temliklerin olsa olsa tenkise tabi olabileceğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
5.2. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen dava değeri üzerinden hesaplanan 27.947,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verildiğini ancak davalılar vekilinin 2020 yılında dosyadan çekildiğini, karar tarihi itibarıyla davalıların bir vekili bulunmadığını, hükmün bu yönü ile hatalı olduğunu belirterek kararın bu yönden bozulmasını veya düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Muris muvazaasında; 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.2.2. 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere ''muris muvazaası, mirasbırakanın danışıklı olarak mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapuda kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklaması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların görünürdeki satış sözleşmesinin BK'nın 18. maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinde şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek, dava açabilmelerine olanak veren hukuki bir olgu'' olarak tanımlanmaktadır. Kural olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcıdır. Butlan sonucunu doğurarak, murisin temliki tasarruflarının iptaline imkan tanıyan 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için, temliki tasarrufa konu yapılan taşınmazın mirasbırakanın tapulu malı olması, gerçekte bağışlamak istediği bu malı ile ilgili olarak tapu memuru huzurunda, iradesini satış doğrultusunda açıklaması icap eder.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Dairenin (IV/2.) no.lu paragrafta açıklanan ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak; dava konusu 166 ada 12, 186 ada 13, 179 ada 318, 147 ada 25, 179 ada 313, 179 ada 314, 179 ada 384 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bir kısım davalılar...,... ve....’in temyiz itirazları yerinde değildir.
6.3.2. Davalı ... ’in ve davacının temyiz itirazlarına gelince;
Somut olayda, dava konusu 192 ada 52, 176 ada 4, 176 ada 24 parsel sayılı taşınmazların 27/0/2007, 18/08/2004 ve 25/07/2008 tarihlerinde mirasbırakan tarafından davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiği, Dairenin 27/03/2019 tarihli bozma kararında taraf tanıklarının “Sökünler” mevkiindeki bir taşınmazın davalı ...’e bedeli ödenerek satıldığını bildirdikleri, ancak Mahkemece hangi taşınmazın gerçek satış işlemi ile devredildiğinin açıklığa kavuşturulmadığı, anılan taşınmazlardan hangisinin temlikinin gerçek satış olduğunun saptanması ve saptanacak bu taşınmaz bakımından da davanın reddedilmesi gerektiğinin belirtildiği, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda tanıklardan ... ve ...’ın dinlendiği ancak tanıkların satış suretiyle temlik edilen taşınmaza ilişkin bilgi vermedikleri, keşif esnasında dinlenen davalı ... ve davalı ...’in ise 4 ve 52 parsel sayılı taşınmazların davalı ... e bedeli karşılığında satıldığını ifade ettikleri, Mahkemece bedeli karşılığında satılan taşınmazın 176 ada 4 parsel olduğundan bahisle 192 ada 52 ve 176 ada 24 parseller yönünden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bozma kararına uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma kararının gereklerinin tam ve eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekmekte olup, davalı ...’e satış suretiyle temlik edilen taşınmazın 176 ada 4 parsel sayılı taşınmaz olduğu sonucuna hangi tanığın ifadesi ile ulaşıldığı anlaşılamamıştır.
Hal böyle olunca, dava konusu 192 ada 52, 176 ada 4, 176 ada 24 parsel sayılı taşınmazların hangisinin satış suretiyle davalı ...’e temlik edildiğinin bozma kararından önce yapılan yargılama sırasında bu yöne ilişkin dinlenen tüm tanıkların lüzumu halinde yeniden keşif yapılarak dinlenmesi suretiyle tespit edilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma gerekleri yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davalılar vekili Av. ... ’ın 07/08/2020 tarihli dilekçesi ile dosyadan çekildiğini bildirdiği, Mahkemece 27/10/2021 tarihinde davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verildiği, bir kısım davalıların 07.03.2022 tarihinde Av. ...’ı vekil tayin ettikleri gözetildiğinde karar tarihi olan 27/10/2021 tarihinde davalıların kendilerini bir vekil ile temsil ettirmedikleri gözetildiğinde davalılar lehine kanuni vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı ... ’in ve davacının değinilen yönlerden hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı ... vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacıdan alınmasına, gelen temyiz eden davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.