"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/119 E., 2022/31 K.
MİRASBIRAKAN : ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 15.10.2020 tarihli 2020/1929 Esas 2020/4368 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 8, 146 ada 5 ve 151 ada 19 parsel sayılı taşınmazların irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına; 167 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/3’er hisseyle davacı ..., davalı ... ve dava dışı ... adına tespit ve tescil edildiğini, oysa taşınmazların tarafların ortak mirasbırakanı ...’den geldiğini ve terekesinin taksim edilmediğini ileri sürüp miras yoluyla gelen hakka dayanarak taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacının miras payı oranında tapuya tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı yargılama sırasında, dava konusu taşınmazların mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu kendisine kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Şarkışla Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.06.2016 tarih ve 2015/848 Esas 2016/320 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 146 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tarafların babası hayatta iken davacıya verildiği ve bu hususun davalı tarafından da kabul edildiği gerekçesiyle taşınmazda bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 191,50 metrekarelik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, 110 ada 8 ve 151 ada 19 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın reddine, 167 ada 8 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş;
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Yargıtay ( Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.10.2020 tarih ve 2020/1929 Esas 2020/4368 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu 146 ada 5 parsel sayılı taşınmaz hakkında verilen kararın onanmasına, 167 ada 8 parsel sayılı taşınmaz hakkında verilen kararın gerekçesinin düzeltilerek onanmasına, dava konusu 110 ada 8 ve 151 ada 19 parsel sayılı taşınmazlar hakkında verilen kararın Mahkemece HMK’nın 297 inci maddesine aykırı olarak her hangi bir gerekçe gösterilmediği belirtilerek bu iki taşınmaz hakkında verilen ret kararı yönünden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Şarkışla Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.01.2022 tarih ve 2021/119 Esas 2022/31 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 146 ada 5 ve 167 ada 8 parsel sayılı taşınmaz hakkında verilen kararın Yargıtayın denetiminden geçerek kesinleşmesi nedeniyle bu kısımlar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu 110 ada 8 ve 151 ada 19 parsel sayılı taşınmazların öncesinde tarafların babasına ait olduğu, yapılan taksim sonucu tarafların annesine intikal ettiği, anne tarafından davalı tarafa bağışlandığı, taraflar arasında düzenlenen taksim sözleşmesinin mirasçılar tarafından bir itiraza uğramadığı ve uygulandığı, davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile bu iki parsel hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
D. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
E.Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle, Mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verildiğini, ret edilen taşınmazlarla ilgili gerekçe belirtilmediğini, davalının beyanlarına itibar edildiğini, davada ispat yükünün davalı tarafa ait olduğunu, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre çekişmeli taşınmazların ortak miras bırakandan geldiğinin beyan edildiğini dolayısıyla davalarını ispatladıklarını, dava konusu 167 ada 8 parsel sayılı taşınmaz hakkında davalı tarafın kabul beyanı olmasına rağmen aktif husumet yokluğu nedeniyle ret kararı verildiğini, ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ve resen görülecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
F. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı miras payına yönelik olarak açılan tapu kaydının iptali ile tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 15 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6 ncı ve 713 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi
3. Değerlendirme
Kadastro sonucu, temyize konu ... köyü çalışma alanında bulunan 110 ada 8 ve 151 ada 19 parsel sayılı sırasıyla 10.609.37 ve19.632,09 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazlar, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı taraf, çekişmeli taşınmazların ortak mirasbırakandan geldiğini ve terekesinin taksim edilmediğini, hibe edilmediğini öne sürerek dava açmış, davalı taraf ise taşınmazların ortak mirasbırakandan taksim sonucu annesine kaldığını, annesinden kendisine bağışladığını beyanla davanın reddini istemiştir. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu taşınmazların taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise taksimde kime kaldığı, daha sonra mirasçılar arasında hibe yoluyla devredilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; Mahkemece, taşınmazların öncesinde tarafların babasına ait olduğu, yapılan taksim sonucu tarafların annesine intikal ettiği, anne tarafından davalı tarafa bağışlandığı, gerekçe gösterilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, keşifte dinlenen mahalli bilirkişilerin ve tanıkların bir kısmı mirasçılar arasında taksim yapıldığını, bir kısmı ise taksime dair herhangi bir bilgilerinin olmadığını beyan etmiş olmalarına rağmen Mahkemece taksim olmadığına dair beyanda bulunulmadığına, bu sebeple taksim yapıldığının kabulü gerektiğine yönelik varılan sonuç doğru olmamıştır. Bunun yanında, keşifte davalı tarafın delil olarak dayandığı 1988 tarihli taksim senedi ile 2001 tarihli hibe senedi de çekişmeli taşınmazlara uygulanmamıştır.
Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca ulaşabilmek için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılmalı; keşifte 1998 ve 2001 tarihli senetler yerel bilirkişi ve tanıklar eliyle uygulanmalı, senetlerin çekişmeli taşınmazları kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli; dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı vefat ettikten sonra taksime konu edilip edilmediği, miras bırakanın terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise taksimde kime kaldığı, tarafların annesi tarafından davalıya hibe edilip edilmediği, zilyetliğin devredilip devredilmediği, taşınmazların kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı hususları maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, hakimin davayı aydınlatma görevi çerçevesinde HMK'nın 31 inci maddesi uyarınca gerektiğinde kadastro tespit bilirkişileri dinlenilmeli; bilirkişi ve tanık sözleri dosyaya getirtilecek parsel tutanaklarının içerikleri ile denetlenmeli; beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.