"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/606 E., 2022/148 K.
MÜTEVVEFA : ...
VASİ : ...
DAVA TARİHİ : 16.07.2008
KARAR : Kabul
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil ile tenkis davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 1.Hukuk Dairesince, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vasisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan anneleri ...'nın, 318 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını davalı oğlu ...'a ölünceye kadar bakma akdiyle temlik ettiğini, temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline, aksi halde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirdiğini, annesinin uzun süre hasta olduğunu ve kendisinin ilgilendiğini, davacıların ilgilenmediğini, muvazaanın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında davalıya Orhangazi Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.12.2019 tarih ve 2017/90 E., 2019/874 K. sayılı kararı ile ... vasi olarak atanmıştır.
III. MAHKEME KARARI
Orhangazi 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.03.2014 tarihli ve 2008/311 E., 2014/160 K. sayılı kararıyla; tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, saklı payın ihlal edildiği gerekçesiyle tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Bozma Kararı
Dairenin 21.04.2016 tarihli ve 2014/12161 Esas, 2016/4882 Karar sayılı kararı ile; "Orhangazi Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.10.1993 tarih ve 1993/127E., 1993/377K., sayılı kararı ile şizofreni hastalığı sebebiyle babası İbrahim'in davalıya vasi olarak atandığı, davalının Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölüm Başkanlığından alınan 13.01.1998 tarihili rapor içeriğine göre şizofreni hastalığı teşhisi konulduğu, ayrıca Gemlik Asliye Ceza Mahkemesinin 1998/253E., 2000/13K., sayılı davada sanık olan davalının şizofreni hastalığı olduğu gerekçesiyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına 28.01.2000 tarihinde karar verildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, davalı ...'nın akıl sağlığının yerinde olup olmadığı konusunda Mahkemece gerekli araştırma yapılmadan, sonuca gidilmiş, davalının kısıtlılık durumu devam ettiği takdirde vasisi aracılığıyla temsil edilmesi gerekirken bu eksiklik giderilmeden yargılama sürdürülerek taraf teşkili gerektiği gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.
C. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Orhangazi 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.01.2022 tarihli ve 2016/606 E., 2022/148 K. sayılı kararıyla; davalının ölünceye kadar bakma akdinin düzenlendiği tarihte Orhangazi Sulh Hukuk Mahkemesinin 19.10.1993 tarih ve 1993/127 E., 1993/377 K. sayılı kararı ile kısıtlandığı, davalının da bakıma muhtaç olduğu, mirasbırakan ve eşinin hasta olduğu, bakıma muhtaç halde bulundukları, asıl amacın diğer mirasçılardan mal kaçırmak olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Bozma Kararı Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vasisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı vasisi temyiz dilekçesinde özetle; davalı tarafından sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirildiğini, mirasıbarakana ölene kadar bakıldığını, davaya konu taşınmaz üzerindeki evin her türlü tadilat, tamirat ve bakımının davalı tarafından yapıldığını, tüm masrafların davalı tarafından ödendiğini, davacılar tarafından mirasbırakan anne ve babaları ile ilgilenilmediğini, davalının mirasbırakan anne ve babası ile birlikte yaşadığını ve bu süreçte hastaneye getirip götürüldüğünü, tüm masrafların davalıca karşılandığını belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de ... Medeni Kanunu'nun 706., ... Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
2. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614).
Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz.
Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19). Şayet bakım alacaklısının temliki işlemde bakıp gözetilme koşulunun değil de, bir başka amacı gerçekleştirme iradesini taşıdığı belirlenirse (örneğin mirasçılarından mal kaçırma düşüncesinde ise), bu takdirde akdin ivazlı (bedel karşılığı) olduğundan söz edilemez; akitte bağış amacının üstün tutulduğu sonucuna varılır. Bu halde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı olayda uygulama yeri bulur.
Mirasbırakanın, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yaptığı temlikin muvazaa ile illetli olup olmadığının belirlenebilmesi için de, sözleşme tarihinde murisin yaşı, fiziki ve genel sağlık durumu, aile koşulları ve ilişkileri, elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın, tüm mamelekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerekir.
3. Değerlendirme
1.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... doğumlu ...'in 11.02.2000 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçı olarak davacı çocukları; ...,... , davalı oğlu ... ile dava dışı oğlu ...'in kaldığı, dava konusu 318 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ½ payı mirasbırakan ...’ya ait iken, mirasbırakan tarafından ½ pay davalı oğlu ...’a 01.02.1995 de Orhangazi Noterliğince düzenlenen ölünceye kadar bakma akdi ile devredildiği, 08.11.2004 tarihinde ise tapuya tescil işleminin sağlandığı anlaşılmaktadır.
2. Somut olayda, Mahkemece ilk kararda tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, davacıların saklı paylarının ihlal edildiği gerekçesiyle tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı tarafından kanun yoluna başvurulmamıştır. 26.01.2022 tarihli son kararda ise, işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
3. Öte yandan, Mahkemece ilk kararda tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tenkis isteğinin ise kabulüne karar verildiği, kararın davacı tarafından temyiz konusu edilmediği, bu durumda tapu iptali ve tescil isteğinin reddine, tenkis isteğinin kabulüne yönelik 19.03.2014 tarihli ilk kararın davalı yararına usuli müktesap hak teşkil edeceğinde kuşku yoktur.
4. Tüm bu somut olgular, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; getirtilen ve dosya arasına alınan hastane kayıtlarından davalı ...'in şizofren hastası olduğu, mirasbırakan ile birlikte yaşadığı, davalının daha sonra vesayet altına alındığı, bu durumda mirasbırakan ... tarafından devir tarihinde değeri düşük olan ve davalıya devredilen dava konusu 318 ada 10 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payı devretmesindeki gerçek irade ve amacının diğer mirasçılarından mal kaçırma olmadığı, asıl amacının vesayet altındaki hasta olan davalı oğlu ...'ı koruyup kollamak amacıyla çekişmeli taşınmazı temlik ettiği kabul edilmelidir.
5. Hal böyle olunca, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek ve yazılı gerekçe ile tapu iptali ve tescil isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
V. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalıya iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.