Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4169 E. 2022/7331 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın bazı taşınmazlarını davalıya devrinin muris muvazaası olup olmadığı, muvazaalı ise davalının bu taşınmazlardan bazılarını mirasbırakanın tedavi masrafları için satmasının muvazaayı ortadan kaldırıp kaldırmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın davalıya yaptığı temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun tespit edilmesi ve davalının muvazaalı olarak temlik aldığı taşınmazlardan bazılarını sonradan mirasbırakanın tedavi giderleri için satmasının muvazaayı ortadan kaldırmayacağı gözetilerek ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne ilişkin kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile bedel istekli dava sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 08.11.2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... v.d. vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen davalı ... gelmedi, duruşmaya başlandı, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan ...’in 1824 ada 16 parseldeki 9 ve 11 no.lu, 1882 ada 14 parseldeki 4 no.lu ve 2253 ada 439 (yeni 445) parseldeki 14 ve 16 no.lu bağımsız bölümleri dava dışı ara malik ...’a, adı geçenin de kısa bir süre sonra mirasbırakanın eşi olan davalı ...’ya satış suretiyle temlik ettiğini, tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, davalının daha sonra 4, 9, 11 ve 16 no.lu bağımsız bölümleri dava dışı 3. kişilere devrettiğini ileri sürerek, halen davalı adına kayıtlı 14 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, dava dışı 3. kişilere devredilen 4, 9, 11 ve 16 nolu bağımsız bölümlerin dava tarihindeki değerlerinin tespiti ile paylarına isabet eden şimdilik 50.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini istemişler, aşamada davacı ...’in ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların doğru olmadığını, davacılardan ... ile mirasbırakanın birlikte çalıştığını, davacının iş yerindeki paylarını borçlarıyla birlikte mirasbırakana devredip alacaklılarının murise yönelmesi sebebiyle dava konusu taşınmazların inançlı işlem kapsamında dava dışı ...’a devredildiğini, daha sonra taşınmazları bedelini ödeyerek dava dışı Kadir’den satın aldığını, kanser hastası olan mirasbırakanın tedavi masraflarını karşılamak amacıyla taşınmazlardan bir kısmını 3. kişilere sattığını, mirasbırakanın başkaca taşınmazlarının da olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın yakın arkadaşı olan dava dışı ...’ı ara malik kullanmak suretiyle dava konusu taşınmazları muvazaalı olarak davalıya temlik ettiği, ancak davalının daha sonra taşınmazlardan 4, 9 ve 11 no.lu bağımsız bölümleri kanser hastası olan mirasbırakanın tedavi masraflarını karşılamak için 3. kişilere devrettiği gerekçesiyle 4, 9 ve 11 no.lu bağımsız bölümler yönünden davanın reddine; 14 ve 16 no.lu bağımsız bölümler yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesince; dava konusu taşınmazların devredildiği ara malik ... ile mirasbırakanın yakın arkadaş olduğu, çok sayıda taşınmazın kısa sürede devredildiği, evlenme ile devir tarihleri arasında kısa süre olduğu, 14 ve 16 no.lu bağımsız bölümlerin temlikinin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu, kalan taşınmazların ise tedavi amacıyla temlik edildiği, bu nedenle bu taşınmazlar yönünden bedel talep edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1. bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairece; "...dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından ara malik kullanılmak suretiyle davalı ...’ya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle dava konusu 14 ve 16 no.lu bağımsız bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.

Davacıların temyiz itirazlarına gelince; somut olayda, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davada, mirasbırakanın ara malik kullanarak davalı ...’ya yaptığı temliki işlemin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu tespit edildiğine göre, davalının muvazaalı olarak temlik aldığı taşınmazlardan bir kısmını daha sonra murisin tedavi masrafları için 3. kişiye devretmesinin temliki işlemi muvazaalı olmaktan çıkarmayacağı, başka bir ifadeyle hukuka aykırılığı ortadan kaldırmayacağı kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca, dava konusu 1824 ada 16 parseldeki 9 ve 11 no.lu ve 1882 ada 14 parseldeki 4 no.lu bağımsız bölümler yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile anılan taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.’’ gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesince; bozma kararındaki gerekçeler benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş, 07.04.2022 tarihli tavzih kararı ile hükmün 1. ve 2. bentleri düzeltilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı ...’in mirasbırakanın üzerinden haksız kazanç elde etmek amacıyla girişimlerde bulunduğu, evrakta sahtecilik, tahrifat ve haksız para tahsili için çete oluşturarak kardeşini dolandırmaya çalıştığını, kendi borcundan dolayı icra takibine maruz kaldığını ve alacaklısı ile ortaklık içerisine girerek takibi mirasbırakana yönelttiğini, mirasbırakanın haksız takipten kurtulmak amacı ile taşınmazlarını inançlı işlem ile parasını ödeyerek geri almak düşüncesiyle ...’a temlik ettiğini, inanç sözleşmesi kapsamında davalının bedelini ödeyerek taşınmazları satın aldığını, temlik tarihinde davalı ile mirasbırakanın evli olmadığını, mirasbırakanın terekesinde bir adet taşınmaz ve araba olduğunu, tenkis hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacı ... dışında diğer davacıların saklı pay mirasçısı olmadıklarını, mirasbırakanın hastalığı sürecinde kendisi ile sadece davalının ilgilendiğini, temliklerin minnet duygusu ile de yapıldığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile bedel isteklerine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

6.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

6.3. Değerlendirme

Hükmüne uyulan (V/2) no.lu paragrafta belirtilen bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/3) no.lu paragrafta yer verilen şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının temyiz itirazları yerine değildir.

Ne var ki, 07/04/2022 tarihli tavzih kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi uyarınca infaza elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.

Şöyle ki, İlk Derece Mahkemesince 15/02/2022 tarihli karar ile dava konusu 2253 ada 445 parseldeki 14 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/275 Esas, 2013/283 Karar sayılı veraset ilamına göre iptali ile davacıların miras payı oranında davacılar adına tesciline ve toplam 525.000,00-TL’nin de anılan mirasçılık belgesindeki miras paylarına isabet eden değer üzerinden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verildiği, davacılar vekilinin 21/02/2022 tarihli dilekçesi ile davacılardan ...’ın karar tarihinden önce 04/07/2021 tarihinde öldüğü, davacı ...’ın mirasçılarının da yer aldığı Bakırköy 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1316 Esas ve 2021/1106 Karar sayılı mirasçılık belgesinin dosyaya sunulduğu, davacı ...’ın mirasçılarının yer aldığı anılan veraset ilamı dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiğini belirterek, 15/02/2022 kararın tavzihini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince 08/04/2022 tarihli ek karar ile 15/02/2022 tarihli kararın 1. ve 2. bentlerinin tavzihine karar verilerek; dava konusu 2253 ada 445 parseldeki 14 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının Bakırköy 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1316 Esas ve 2021/1106 Karar Sayılı veraset ilamına göre iptal ve tescili ile bedele hükmedilmiş olup, İlk Derece Mahkemesince dahili davacıların (davacı ...’in mirasçıları) yer aldığı veraset ilamına göre iptal tescile ve bedele karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmasa da, tavzih hükmünde atıf yapılan veraset ilamındaki pay oranlarının paydası belirtilmeden yazılarak dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının tamamının iptaline karar verilmek suretiyle hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, dava konusu 2253 ada 445 parseldeki 14 nolu bağımsız bölümün bulunduğu il ve ilçenin de hükümde belirtilmemesi doğru değildir. Ancak, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. SONUÇ

1. Kararın (V/6.3.) no.lu bendinde açıklanan nedenlerle; davalının yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Kararın (V/6.3.) no.lu bendinde açıklanan nedenlerle; davalının temyizi üzerine ve resen yapılan inceleme sonucu;

a) İlk Derece Mahkemesinin 07/04/2022 tarihli tavzih kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesinin 15/02/2022 tarihli kararında hükmün 1. ve 2. bentlerinin hükümden tamamen çıkarılmasına ve yerlerine 1. bent olarak ‘’1-Davanın KABULÜ ile; davalı ...'in adına kayıtlı İstanbul ili, .... ilçesi, .... Mahallesi, 2253 ada 445 no.lu parselde kayıtlı 14 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının Bakırköy 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 17/12/2021 tarihli, 2021/1316 Esas ve 2021/1106 Karar sayılı veraset ilamındaki davacılar ..., ..., ... ve dahili davacılar ..., ..., ... ve ...’in miras payları oranında iptali ile aynı oranlarda anılan davacılar ve dahili davacılar adına TESCİLİNE, bakiye payın davalı uhdesinde bırakılmasına”,

2. bent olarak “2- Üçüncü şahıslara satılıp devredilen taşınmazlar için 328.126,00 TL'nin ...'e, 65.626, 00 TL’nin ...'a, 65.626,00 TL’nin ...'a, 16.406,50 TL’nin ...'e, 16.406,50 TL’nin ...'e, 16.406,50 TL’nin ...'e, 16.406,50 TL’nin ...'e verilmek üzere toplam 525.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,” cümlelerinin yazılmasına, davalı vekilinin temyiz itirazının değinilen yönden kabulü ile kararın bu haliyle 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 08/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.