Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4168 E. 2022/6987 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İnançlı işlem ve ikrah (korkutma) iddialarına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, son kayıt malikinin iyiniyetli olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk temlikin inançlı işlem olduğu ve son kayıt malikinin taşınmazı edinirken iyiniyetli olmadığı, bozma kararında belirtilen hususlar gözetilerek değerlendirilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21/12/2021 tarihli, 2021/62 Esas, 2021/534 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 25/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davalı ... vekili Avukat .... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare dosya incelenerek gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı, eşi ...’in dava dışı .... ve ortağı olan ...’den borç para aldığını, bu kişilere verilen senette oğlu ...’ın kefil olarak imzasının alındığını, anılan kişilerin tehditleri ile maliki olduğu 10514 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümü dava dışı ...’a temlik ettiğini ve taşınmaz üzerinden kredi kullanarak borcun bir kısmını ödediğini, kalan borç için Abdurrahman Koçbay’ın tehditleri ile taşınmazın ... ile işbirliği içerisinde olan ...’a devredildiğini, temlikin tehdit ile borç karşılık olarak yapıldığını, borç ödenmesine rağmen taşınmazın iade edilmediğini, kötü niyetli olarak davalıya devredildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., taşınmazı iyi niyetli olarak satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Dahili davalı ..., davacının oğlu dava dışı Müjdat’ın kredi temin edebilmesi için taşınmazın kendisine devredildiğini, kredi taksitlerinin bir kısmı Müjdat tarafından ödendikten sonra onun isteğiyle taşınmazın başka bir kişiye devredildiğini, devirler nedeniyle para almadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 31/05/2018 tarihli ve 2015/554 Esas, 2018/384 Karar sayılı kararıyla; davalının kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, dava dilekçesindeki iddialarını yineleyerek, iddialarının tanık beyanı ile sabit olduğunu, taşınmazın satış bedeli ile gerçek bedeli arasındaki farkın da iddialarını doğruladığını, dava dışı ...'in tehdit suçundan mahkum olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 27/11/2018 tarihli, 2018/1659 Esas, 2018/2048 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 05/11/2020 tarihli, 2019/744 Esas, 2020/5731 Karar sayılı kararıyla, " Hemen belirtilmelidir ki, dava dilekçesinin içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada davacı ...’den ...’a yapılan temlikte inançlı işlem, ...’dan, ...’a yapılan temlikte ise ikrah (korkutma) hukuksal nedenine dayanıldığı anlaşılmaktadır....Hâl böyle olunca, mahkemece öncelikle ilk el ...’ın davada yer alması sağlandıktan sonra, ilk el ...’a yapılan temlikin açıklığa kavuşturulması, ilk ele yapılan temlikin inançlı işleme dayandığı anlaşılır ise, ...’tan ...’a yapılan temlikin korkutma sureti ile olup olmadığının ceza dosyası ile birlikte değerlendirilerek açıklığa kavuşturulması, bundan sonra ikinci el konumundaki son kayıt maliki Sevim’in TMK'nın 1023. maddesi uyarınca iyi niyetli olup olmadığının araştırılması, davalı tanığı ...’un; “ davalının eşinin mali müşaviri olduğu,aynı zamanda davacının eşi ...’i de tanıdığı,dava konusu taşınmaz ile problemler yaşandığını ve davacının eşi ...’in borç para karşılığında senet verdiği gibi dedikodular duyduğu” şeklindeki beyanları, temliklerin kısa aralıklarla olması, davalı ... tarafından ödemenin ne şekilde gerçekleştirildiği, 14.02.1951 tarih 17/2 sayılı YİBK’nın uygulanmasını gerektirir vakıaların bulunup bulunmadığı da değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle kararın oy çokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.

3. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21/12/2021 tarihli, 2021/62 Esas, 2021/534 Karar sayılı kararıyla; ilk el dava dışı ... davaya dahil edilmiş; inançlı işlem iddiasının sabit olduğu, son kayıt maliki davalı ...’in TMK'nın 1023. maddesi uyarınca iyi niyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili, İnançlı işlem iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığını, tanık beyanlarının eksik ve yanlış değerlendirildiğini, davalının taşınmazı yatırım amaçlı, bedelini ödeyerek iyiniyetli satın aldığını, alım gücünün bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, inançlı işlem ve ikrah (korkutma) hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İnançları Birleştirme kararı uyarınca, inançlı işleme dayalı iddianın, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği kuşkusuzdur. Şayet, ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışmalar gibi birtakım belgeler var ise bunların delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği sabittir. Şayet, delil başlangıcı sayılacak böylesi bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu da şüphesizdir.

6.2.2. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 37. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 29.) maddesine göre, bir kimse, karşı tarafın veya üçüncü bir kişinin kendisi veya yakınlarının maddi veya manevi varlığına yönelik hukuka aykırı ve esaslı korkutması sonucu yaptığı sözleşme ile bağlı sayılamaz. TBK'nın 38. (BK'nın 30.) maddesinde belirtildiği üzere korkutmadan (ikrahtan) söz edilebilmesi için, tehdidin sözleşmeyi yapan kimsenin veya yakınlarının kişilik haklarına veya mal varlıklarına yönelik olması, korkutmaya maruz kalanın sübjektif durumuna göre ağır ve derhal meydana gelebilecek nitelik taşıması, haksız (hukuka aykırı) sayılması, illiyet bağının bulunması, yani sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılması zorunludur. Bu koşulların varlığı halinde iradesi sakatlanan taraf, isterse iptal hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırılabilir.

6.3. Değerlendirme

(V/2.) nolu paragrafta belirtilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (V/3.) paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davacı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 14.345,10 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 25.10.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy çokluğuyla karar verildi.

-MUHALEFET ŞERHİ-

05.11.2020 tarihli 2019/744 Esas, 2020/5731 Karar sayılı bozma ilamına yazdığım muhalefet gerekçesiyle, kararın bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.