"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ORDU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince verilen 15.04.2022 tarihli ve 2022/780 Esas, 2022/925 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakanı ... tarafından .... ada 28 parsel (eski 85 parsel) ile 29 parsel (eski 86 parsel) sayılı taşınmazları davalı oğlu ...’e hibe suretiyle, 3957 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ...’e ölünceye kadar bakma akdi ile temlik edildiğini, 3957 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro işlemi sırasında davalılar adına 1/2’şer paylı olarak tespit ve tescil edildiğini, bahse konu işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ..., 3957 ada 13 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakanın hiçbir zaman kayıt maliki olmadığını, dolayısıyla bu taşınmazı mirasbırakanın devretmediğini, mirasbırakan adına kayıtlı dava dışı 147 ada 3 parsel sayılı taşınmazın dava konusu edilen taşınmazlardan daha değerli olduğunu, 3957 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ölünceye kadar bakma akdi ile devredildiğini, mirasbırakana ölünceye kadar kendisinin baktığını, sözleşmeden doğan sorumluluğu yerine getirdiğini, muvazaa olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ..., 3957 ada 13 parsel sayılı taşınmazda mirasbırakanın hiç bir zaman kayıt maliki olmadığını, mirasbırakan adına kayıtlı dava dışı taşınmazın bulunduğunu, muvazaa olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ordu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.01.2022 tarihli ve 2020/415 E., 2022/18 K. sayılı kararıyla; 3965 ada 28 parsel (eski 85 parsel) ve 29 parsel (eski 86 parsel) sayılı taşınmazların hibe suretiyle devredildiği, bu nedenle bu taşınmazlar yönünden muris muvazaası iddiasının dinlenemeyeceği, 3957 ada 12 parsel (eski 47 parsel) sayılı taşınmazın kadastro tespiti sırasında senetsizden davalılar adına tespit ve tescil edildiği, mirasbırakanın tapu kayıt maliki olmadığı, 3957 ada 13 parsel (eski 45 parsel) sayılı taşınmazın ise ölünceye kadar bakma akdi ile davalı ...’e devredildiği, mirasbırakan tarafından sağlığında bakım akdinin gereklerinin yerine getirilmediği iddiası ile açılmış bir davanın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında mirasbırakan tarafından 3957 ada 13 parsel (eski 45 parsel) sayılı taşınmazın ölünceye kadar bakma akdi ile davalı ...’e devredildiği, 3957 ada 12 parsel (eski 47 parsel) sayılı taşınmazın ise senetsizden davalılar adına tespit ve tescil edildiği, bu taşınmazın mirasbırakan ile bir bağlantısının tespit edilemediği gerekçesiyle reddine karar verildiğini, oysa ki 3957 ada 12 numaralı parselin (eski 47 parsel) ölünceye kadar bakma akdi, 3957 ada 13 numaralı parselin ise senetsizden davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, bu haliyle yapılan nitelendirmenin yanlış olduğunu, mirasbırakan tarafından davalı ...’e ölünceye kadar bakma akdi ile devredilen 3957 ada 12 parsel (eski 47 parsel) sayılı taşınmaz yönünden Mahkemece, mirasbırakan tarafından sağlığında bakım yükümlülüğünün yerine getirilmediği iddiası ile açılmış dava olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mirasbırakanın ölmeden önceki son 2 yılını huzurevinde geçirdiğini, dinlenen davalı tanıkları dahi mirasbırakanın köyde yalnız yaşadığını ifade ettiklerini, davalı ...’in sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, 3957 ada 13 parsel (eski 45 parsel) sayılı taşınmazın kadastro işlemi sırasında mirasbırakanın zilyet ve tasarrufunda olan yerlerden iken davalılar adına tespit ve tescil işlemine tabi tutulduğunu, işlemlerin muvazaalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesinin 15.04.2022 tarihli ve 2022/780 E., 2022/925 K. sayılı kararıyla; muvazaa iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.1 maddesi gereğince davacının istinaf başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddialarını yineleyerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına, (IV/3.) no.lu paragrafta yer verilen yasal gerekçeye göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
3.3.2. Pay oranında açılan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı iptal-tescil davalarında, davacılar ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, davalı ... adına ½ oranında kayıtlı dava konusu 3957 ada 13 parsel sayılı taşınmazın 1/2’sinin dava tarihi itibariyle keşfen saptanan 134.250,00 TL değeri üzerinden davacının miras payına (1/4) karşılık gelen değer 33.562,50 TL olup, anılan değerin 2022 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.
Hal böyle olunca temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşılan eldeki dava yönünden davacı vekilinin temyiz dilekçesinin davalı ... yönünden değerden reddi gerekmektedir.
3.3.3. Öte yandan, mirasbırakan ... tarafından 3957 ada 12 parsel sayılı taşınmaz davalı ...’e ölünceye kadar bakma akdi ile devredilmesine, 3957 ada 13 parsel sayılı taşınmaz ise kadastro işlemi sırasında davalılar adına 1/2’şer paylı olarak tespit görmesine rağmen, İlk Derece Mahkemesine ait gerekçeli kararın son paragrafında 3957 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tespit işlemi ile 3957 ada 13 parsel sayılı taşınmazın ölünceye kadar bakma akdi ile devredildiğinin belirtilmesinin mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu değerlendirilerek yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir.
VI. SONUÇ:
1. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, davacıdan onama harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
2. Davalı ...'ya yönelik davada verilen karar (IV/3.3.2) nolu paragrafta açıklanan nedenlerle temyiz kesinlik sınırı içinde kaldığı anlaşıldığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE, 10.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.