Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4188 E. 2023/7631 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazların davacı tarafından özel mülkiyete konu edilebileceği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulü üzerine yapılan temyiz başvurusu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının teknik bulgulara ve dosya kapsamına aykırı olarak, taşınmazların özel harman yeri vasfında olduğuna dair yeterli ve kesin delil bulunmamasına rağmen davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/180 E., 2022/63 K.

HÜKÜM : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.04.2018 tarihli 2017/5746 Esas, 2018/2540 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, ... ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 115 ada 28 ve 133 ada 4 parsel sayılı taşınmazların kamu orta mallı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedildiğini, 115 ada 29 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına ham toprak vasfı ile tespit ve tescil edildiğini, ancak bu taşınmazların babası ... tarafından 1957 tarihinde ... adlı şahıstan satın alındığını ve o tarihten bu yana zilyet olduklarını ileri sürerek vergi kaydı, satın alma, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ile kendi adına tapuya tescilini istemiştir.

Yargılama sırasında ... Moroğlu mirasçıları açılan davaya muvafakat etmişlerdir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, 115 ada 28 parselin mera olduğunu, 115 ada 29 parselin ham toprak vasfı ile Hazine adına kaydedildiğini, 133 ada 4 parselin ise harman yeri olarak gösterilen kamu orta malı olduğunu, dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, özel mülkiyete konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı ... temsilcisi yargılama sırasında; önceden köy muhtarı olmadığını, davacının emlak kaydının olması durumunda ve taşınmazlar üzerinde hakkının bulunması durumunda hakkının verilmesini belirterek takdiri Mahkemeye bıraktığını beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Gürün Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2015 tarih ve 2013/76 Esas, 2015/29 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, 115 ada 29 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine, çekişmeli 115 ada 28 ve 133 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adlarına veraset ilamındaki miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 10.04.2018 tarih ve 2017/5746 Esas, 2018/2540 Karar sayılı ilamı ile "Mahkemece, yapılan araştırma ve incelemenin karar vermeye yeterli olmadığı, mahallinde olabildiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, kadastro tespit tutanaklarında adları geçen bilirkişiler ve 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla keşif icra edilmesi, bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, özel harman yeri olarak kullanıldığına dair emareler olup olmadığı hususunda ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması ondan sonra tüm deliller toplanarak ve birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek" karar bozulmuştur.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda belirtilen tarih ve sayılı kararıyla; dava konusu yerlerin köy içine yakın bir yerde yer alması, mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarında da davacının mirasbırakanın evinin dava konusu yerlere yakın olması, birçok taşınmazı bulunması nedeniyle harman yerine ihtiyaç duyduğu, dava konusu yerleri köylünün değil sadece davacının mirasbırakanı ve mirasçıları tarafından harman yeri olarak kullanıldığının beyan edildiği, hava fotoğraflarının incelemesinde de taşınmazların harman yeri olabileceğinin belirtildiği, ziraat bilirkişi heyetinin raporunda da taşınmazlar üzerinde mera bitkilerinin olmadığının ifade edildiği, davacının sunmuş olduğu satış senedinin de hudut itibariyle sınırlarının dava konusu yerlere uyduğu, üzerinde ekonomik amaca uygun taşınmazın zilyetlikle kazanılması için gerekli ve yeterli süreye ilişkin zilyetliğin sürdürüldüğü, dava konusu yerin mera vasfından ziyade özel harman yeri olarak kullanıldığına dair Mahkemece kanaat getirildiği gerekçesiyle davanın kabulüne çekişmeli 115 ada 28 ve 133 ada 4 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile ... Moroğlu mirasçıları adlarına veraset ilamındaki miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

E.Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılamadan karar verildiğini, dava konusu taşınmazların üç tarafının mera parselleri ile çevrili olduğunu, hava fotoğraflarından dava konusu yerin sadece 1957 tarihli hava fotoğrafında saman yığını gözüktüğünü, ondan sonra hiç kullanım olmadığını, mera ve harman yerinin zilyetlik ile kazanılamayacağını, ziraat bilirkişi raporuna göre taşınmazların 30 yıldır kullanılmadığı, kültür arazisi vasfında olmadığının belirtildiğini, yılın belli aylarında sadece harman dökmek suretiyle kullanmanın özel harman yeri vasfını kazandırmayacağını belirterek ve re'sen tespit edilecek nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı ve 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14, 16 ve 17 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Kadastro sonucu Gürün ilçesi Eskibektaşlı köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 115 ada 28 ve 133 ada 4 parsel sayılı sırasıyla 3.522,83 ve 4.063,45 m2 yüz ölçümündeki taşınmazlar köy halkı tarafından harman yeri olarak kullanıldığı belirtilerek Kamu Orta malı- harman yeri vasfı ile Hazine adına sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir.

Mahkemece, çekişmeli taşınmazların özel harman yeri vasfında oluğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişiler genel olarak çekişmeli taşınmazların davacının kök mirasbırakanı ...’a ait olduğunu, özel harman yeri olarak kullanıldığını, ...’ın evinin harman yerine yakın olduğunu ve köyde çok sayıda tarlası bulunduğu için harman yerine ihtiyaç duyduğunu, ...’tan önce taşınmazların hangi nitelikte olduğunu bilmediklerini belirtmişlerse de; zirai bilirkişi kurul raporunda ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi raporunda taşınmazların mera ve kütür arazisi vasfında olmadığı harman yeri vasfında olduğu belirtilmiş, ancak genel harman yeri mi yoksa özel harman yeri mi olduğu belirtilmemiş, komşu taşınmazlara ait tutanak ve tapu kayıtları getirtilmiş, davacının mirasbırakanı ...'ın yakınlarda evinin olmadığı, başka şahıslarca kullanılan özel harman yeri bulunmadığı ve köyde bir çok tarlasının olduğu hususunun ispat edilemediği, taşınmazların birbirine yakın olması ve yüz ölçümü dikkate alındığında özel harman yeri olarak kullanım için alanın büyük kaldığı, ekli fotoğraflara göre çekişmeli taşınmazların üzerinde saman yığınlarının bulunduğu, köy içine yakın bir yerde bulunması nedeniyle davacının ya da bir başkasının bu yerleri kullanmasının mümkün olduğu, her ne kadar keşifte mahalli bilirkişiler ve tanıklar 1936 tarih 12 nolu vergi kaydının dava konusu yere uyduğunu belirtmişseler de vergi kaydının hudutları tepe, ..., ... ve ... olduğu, tepe, ... ile ... sınırlarının zeminde gösterilemediği, miktarının 700 m2 olduğu hususları birlikte değerlendirince vergi kaydının dava konusu taşınmazları kapsamadığı, dolayısıyla çekişmeli taşınmazların genel harman yeri vasfında olduğu, davacı tarafından özel harman yeri vasfında olduğunun ispatlanamadığı sonucuna varılmaktadır.

Hal böyle olunca; Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken teknik bulgulara aykırı düşen soyut nitelikteki beyanlara değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,

Temyiz eden davalı Hazine harçtan muaf bulunduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

19.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.