Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4207 E. 2022/8341 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliklerinin muvazaalı olup olmadığı ve diğer mirasçıların tapu iptali ve tescil taleplerinin akıbeti.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamında belirtilen hususların tam olarak yerine getirilmemesi, davalı tanıklarının dinlenmemesi, davalıya devredilen payların karşılığında başka payların devredilip devredilmediğinin araştırılmaması ve eksik inceleme ile hüküm kurulması gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : İSKENDERUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali - tescil, tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; 61, 68 ve 539 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptali ve tescil isteğinin, üçüncü kişiye devredilen 563 ve 544 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise tazminat isteğinin kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20/12/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ..... vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacılar vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan anneleri ...’ın 539, 544, 563, 61 ve 68 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davalı oğlu ...’e satış suretiyle temlik ettiğini, ayrıca davalının da imzasının bulunduğu mirasçılar arasında düzenlenen 05.11.2015 tarihli protokol ile davalının miras hakkından fazlasını aldığı payları devretmeyi kabul ettiğini, tüm işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu 539, 61 ve 68 parsel sayılı taşınmazlarda hem mirasbırakan annesinin hem davacı kardeşlerinin paylarını bedelini ödeyerek satın aldığını, 563 parsel sayılı taşınmazın ise yine bedeli karşılığında mirasbırakana vekaleten davacı ... tarafından kendisine devredildiğini, dava konusu 544 parseldeki payının ise dava dışı bir taşınmazda davacı kardeşleri Zerka, ... ve ...’in payları ile aralarında haricen takas ettiklerini, temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/04/2019 tarihli ve 2016/1389 E., 2019/120 K. sayılı kararıyla; temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, 61, 68 ve 539 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal-tescil isteğinin, üçüncü kişiye devredilen 563 ve 544 parseller yönünden ise tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, muris ... tarafından 539 ve 563 parsel sayılı taşınmazların 1984 yılında davacı oğlu ...'ın vekil tayin edilerek temliklerin yapıldığını, davacının mirasbırakana vekaleten satışları kendisinin yaptığını, bu nedenle bu parseller yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu 61 ve 63 parsel sayılı taşınmazların ise; davalının, kardeşleri ile anlaşarak kendi aralarında satış farkını vermek suretiyle edindiği taşınmazlar olduğunu, davalının 544 parsel sayılı taşınmazdaki haklarını kız kardeşleri Zerka, ... ve ... ile aralarında takas yapmış olduklarını, murisin hiçbir zaman düzenli geliri olmadığını, oğullarının evinde kalarak hayatını sürdüğünü, murisin 539 parsel sayılı taşınmazı devir ederken okuma-yazması olmadığı için davacı oğlu ...'ın huzurunda ve onun tanıklığı ile yapmış olduğunu,temliklerde mal kaçırma kastı bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 30/09/2019 tarihli ve 2019/880 Esas, 2019/1000 Karar sayılı kararıyla; toplanan bilgi ve belgeler, özellikle tanık olarak dinlenen kardeşlerin beyanlarına göre, murisin taşınmazlarını satma ihtiyacının hiç olmadığı, geçiminin çocukları tarafından karşılandığı, ciddi bir sağlık sıkıntısının olmadığı, murisin daha ziyade çocuklarından ... tarafından bakıldığı, murisin ölümünden sonra mirascıların taksim hususunda biraraya geldikleri ve emlakçı vasıtası ile avukat bürosunda protokol düzenlendiği, davalının murisin ölümünden sonra taşınmazları iade etmeyi kabul etmesine karşın bundan kaçındığı,davalı tarafça düğünde altın parası olarak bu yerlerin verildiği belirtilse de 5 adet taşınmazın 2000, 1984, 1986 tarihleri gibi farklı farklı tarihlerde davalıya satıldığının anlaşılması karşısında bu savunmalara itibar edilmeyeceği, davalıya devredilen taşınmazların sayısı, çokluğu ve değeri, yapılan protokol, kardeşlerin beyanı nazara alındığında muris tarafından yapılan temliklerin küçük oğlu davalıya fazladan bağış yapmak olduğu ,muristen diğer mirasçılara geçen bir varlık bulunmadığı, temliklerin diğer mirasçılardan mal kaçırmak kastıyla yapıldığı, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 30/09/2019 tarihli ve 2019/880 Esas, 2019/1000 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Bozma Kararı

Dairenin 10/06/2021 tarihli ve 2019/4894 Esas, 2021/3229 Karar sayılı kararıyla; “..Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Hâl böyle olunca, mirasbırakanın temlikteki amacının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilmesi amacıyla tarafların bildirdiği tanıklar çağrılarak yeniden dinlenmesi, davacı tarafça ibraz edilen 05.11.2015 tarihli “Protokol ve

Antlaşma” başlıklı belgenin değerlendirilmesi, davalının savunmaları üzerinde de durularak, yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek, noksan soruşturma ile yetinilip yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

4. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/02/2022 tarihli ve 2021/239 Esas, 2022/48 Karar sayılı kararıyla; temliklerin muvazaalı olduğu, 05.11.2015 tarihli protokolün gereklerinin davalı tarafça yerine getirilmediği, eldeki davanın da bu nedenle açıldığı gerekçesiyle, 61, 68 ve 539 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal-tescil isteğinin, üçüncü kişiye devredilen 563 ve 544 parseller yönünden ise tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.

5. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/02/2022 tarihli ve 2021/239 Esas, 2022/48 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Temyiz Nedenleri

6.1. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma sonrası mahkemece sadece davacı tanıkları adına davetiye tebliğ edildiğini, davalı tanıklarının çağrılmadığını, bu yönde davalı vekiline ihtarat da yapılmadığını, mazeretlerinin kabul edilmesine rağmen tanıklarının dinlenilmesi yönünde bir ara karar kurulmadığını, sadece davacı tanıkları dinlenilerek sonuca gidildiğini, bozma kararına uyulmasına rağmen, gereklerinin yerine getirilmediğini, davacıların mirasbırakan ...’nin aldatıldığını beyan ettiğini, bu nedenle davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, 539 ve 563 parsel sayılı taşınmazların temlikinin mirasbırakana vekaleten davacı ... tarafından yapıldığını, 539 ve 544 parseller yönünden davanın bedele dönüştürülmesinin doğru olmadığını, bu parseller yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 61 ve 68 parseller yönünden davacılarla anlaşılarak satış farkının verildiğini, 544 parsel sayılı taşınmaz için davalı ile davacılar Zerka, ... ve ... arasında takas yapıldığını, takas konusunun mirasçılara ve tanıklara sorulmadığını, 61 ve 68 parsel sayılı taşınmazlar karşılığı ise mirasbırakana 500 parsel sayılı taşınmazın verildiğini, bu hususta araştırma yapılmadığını, kaldı ki, saklı payların aşılmadığını, 539 parsel sayılı taşınmaz karşılığında davalının düğününde takılan altınların mirasbırakana verildiğini, mirasbırakanın bu parselden başka bir çok taşınmazının olduğunu, taşınmazların devir tarihinde mirasbırakanın gelir durumunun tespit edilmediğini, 539 parsel sayılı taşınmaz yönünden davalının bedel ödeyip ödemediği yönünde davalıya yemin teklif edilmesi gerektiğini, tarafların anlaşma sağlamak istediğini, bu hususu protokol haline getirdiklerini, belirtilen protokolde tüm mirasçıların imzası olmadığı için bu belgenin delil niteliği olmadığını, 544 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan adına vekili davacı ... tarafından devredildiğini, satış bedelinin vekil ...’e ödendiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

7. Gerekçe

7.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.

7.2. İlgili Hukuk

7.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve

amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

7.2.2. Bilindiği üzere; bozma kararına uyulmakla taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağından mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapmak ve orada gösterilen doğrultuda hareket etmek zorunluluğu bulunmaktadır.

7.3. Değerlendirme

7.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1916 doğumlu mirasbırakan ...’ın 26.09.2014 tarihinde ölümü üzerine geride mirasçı olarak davacı çocukları , ... ve ... ile davalı oğlu ...’in kaldığı, mirasbırakan ...’nin 539 parseldeki 2/8 payını ve 563 parseldeki 70/2304 payının tamamını 18.12.1984 tarihli aynı akitle, 544 parsel sayılı taşınmazdaki 2/8 payının tamamını 03.01.1986 tarihinde, 61 ve 68 parsel sayılı taşınmazlardaki 2/8 payının tamamını da 14.06.2000 tarihli aynı akitle davalı oğlu ...’e satış suretiyle temlik ettiği, davalının 61, 68 ve 539 parsel sayılı taşınmazlardaki davacı kardeşleri ..... ve ...’in paylarını da satın aldığı, davalının daha sonra 563 parsel sayılı taşınmazdaki payını 19.10.1989 tarihinde 3. kişi ...’a devrettiği, ayrıca davalının 544 parseldeki bir kısım paylarını ise muhtelif tarihlerde davacılar ..., ..... ve ...’ye satış yoluyla devredip en son uhdesinde tuttuğu 69/2400 payını ise 29.01.2004 tarihinde dava dışı 3. kişi .....’a satış yoluyla devrettiği, bir kısım davacının ve davalının imzasını taşıyan 05.11.2015 tarihli “Protokol ve Antlaşma” başlıklı belgenin düzenlendiği anlaşılmaktadır.

7.3.2. Somut olayda; (V/7.2.2.) no.lu paragrafta yer verildiği üzere, bozmaya uymakla mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapma, bozma kapsamında araştırma yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Ne var ki; Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.

7.3.3. Hâl böyle olunca; davalı tanıklarının usulünce dinlenilmesi, davalının 544 parsel sayılı taşınmazda davacı kardeşleri.... ve ...’ye devrettiği paylarının kendisine devredilen parseller karşılığı olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, tüm dosya birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bozma kararının gerekleri yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 saylılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın karar veren İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 03/09/2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacılardan alınmasına, 20.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.