Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4206 E. 2023/6432 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hak iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında mirasçının dava ehliyeti ve hak düşürücü süre itirazının değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasçının, terekeye temsilci atanmadan üçüncü kişilere karşı miras payı oranında tapu iptali ve tescil davası açma ehliyetinin bulunmadığı ve kadastro tespitinden sonraki uzun süre nedeniyle hak düşürücü süre geçtiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/858 E., 2022/5 K.

DAVA TARİHİ : 15.10.2019

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2019/519 E., 2021/288 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., mirasbırakanı ... ...’ın mülkiyetinde bulunan ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanı sınırlarında yer alan 267 parsel sayılı (toplulaştırma çalışmaları sonucunda 156 ada 2, 163 ada 1, 167 ada 1, 184 ada 1, 185 ada 1 parsel) taşınmazın mirasbırakan tarafından imar ve ihya suretiyle tarla vasfına getirildiğini ve adı geçenin zilyetliğinde olduğunu, taşınmazın ... ...'dan mirasçılarına intikal ettiğini ancak kadastro sırasında yolsuz şekilde davalılar adına tescil edildiğini belirterek tapu iptali ile payı oranında tescilini, aksi takdirde taşınmazın değeri gözetilerek miras payı oranında belirlenecek bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü süre itirazında bulunarak çekişmeli taşınmazların davalılar tarafından mahkeme kararına istinaden edinildiğini, taşınmazların davacıya ait olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının hiçbir zaman taşınmazlarda malik olmadığını, taşınmazların kadimden beri davalıların mirasbırakanı ve onların vefatı ile müvekkillerinin mülkiyet ve tasarrufunda olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalıların, davacının mirasbırakanının terekesine göre 3. kişi konumunda oldukları ve 4721 sayılı Kanun'un 640 ve 702’inci maddeleri uyarınca davacı mirasçının 3. kişiye karşı tek başına miras payına ilişkin dava açma ehliyeti bulunmadığı, bu nitelikte bir davanın ancak davacıların tereke adına birlikte dava açmaları veya davanın tereke adına mümessil tayini ile açılabileceği gerekçesiyle davanın 6100 sayılı yasanın 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kadastro tutanağındaki muvazaa/yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğunu, yolsuz tescil sebebiyle hakkı zedelenen herkesin dava açmakta hukuki yararının bulunduğunu, dava açma hakkının halefiyetten değil bizzat mirasçının kendisine ait haktan doğduğunu, bu nedenle mirasçı sıfatıyla saklı paylı olsun veya olmasın tereke lehtarlarının dava ehliyetinin bulunduğunu, bir başka ifadeyle miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların müstakilen dava açabileceğini, dava açan mirasçı veya mirasçıların tereke iştirak halinde bulunsa dahi pay oranında tapu iptal ve tescil isteyebileceğini, Mahkeme tarafından davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığından bahisle taraf teşkilini sağlamak adına kendilerine süre vermeden doğrudan davanın usulden reddine karar vermesinin isabetsiz olduğunu, eldeki dava yönünden dava dışı kalan mirasçıların muvafakatlerinin alınması için davacıya süre verilmesi veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerektiğini beyan ederek hükmün kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bir mirasçı tarafından 3. kişiye karşı miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil davasının dinlenme olanağının bulunmadığı, böyle bir durumda terekeye temsilci tayin edilerek yargılamaya devam edilmesinin de pay oranında açılan davanın dinlenmesini olanaklı hale getirmeyeceği, davalı konumundaki kişilerin davacının miras bırakanının terekesine göre 3. kişi konumunda bulundukları da nazara alındığında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gibi dava konusu taşınmazların kök kaydı olan 267 parselin 18/07/1954 tarihinde tespit ve 02.06.1971 tarihinde tapuya tescil edildiği, eldeki davanın 2019 yılında açıldığı, bu haliyle tespit öncesi hakka dayalı eldeki davada dava tarihi itibariyle hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrarlayarak kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3'üncü maddesi,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6, 599 ve 640'ıncı maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacı vekilinin itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

Harç :

Onama Harcı : 269,85 TL

Peşin Harç : - 80,70 TL

A.G.H : 189,15 TL