"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 24. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan annesi ...’in 400 ada 49 parsel sayılı taşınmazdaki 15/412 payını intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davalı kızı Aysun’a satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakanın kanser hastası olduğunu, tüm bakım ve hizmetinin, tedavi giderlerinin kendisi tarafından karşılandığını, hastalığı döneminde mirasbırakan ile fazlaca ilgilenmek zorunda kaldığından çalıştığı iş yerinde iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, mirasbırakanın başkaca taşınmazının bulunduğunu, temlikin minnet duygusuyla yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın amacının mal kaçırmak olmadığı, temlikin bakım ve hizmet karşılığı minnet duygusuyla yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde talep ettikleri terditli talep olan tenkis isteği yönünden bir hüküm kurulmadığını, dava konusu taşınmazın asıl malikinin babalar.... olduğunu, babalarının maddi durumunun kötüye gittiği dönemde taşınmazı davacının eşine devrettiğini, ilerleyen yıllarda eşinden de mirasbırakan Kübra’ya devredildiğini, davalının mirasbırakana bakmasının söz konusu olmadığını, mirasbırakanın aylığı ve kira gelirlerinin bulunduğunu, davalının maddi desteğine ihtiyacı olmadığını, mirasbırakanın hastane masraflarının da SGK tarafından karşılandığını, davalı tarafından gerek evin giderleri, gerekse annesinin hastane ve bakım giderleri için kendi gelirinden bir ödeme yapılmadığını, temlikin mirasbırakanın yaşlılık döneminde davalının yönlendirmesi ile gerçekleştiğini, davacının bazı dönemde haklı nedenlerle mirasbırakanın yanında olamadığını, bu nedenle de mirasbırakanın davacıyı miras payından mahrum etmek amacı ile dava konusu temliki yaptığını,mirasbırakanın asıl amacının bakım değil, bağış olduğunu, temlik tarihinde mirasbırakanın 83 yaşında olup, hastalığının henüz ileri aşamasında olmayıp bakıma muhtaç olmadığını, Mahkemece eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 11/03/2022 tarihli ve 2021/345 Esas, 2022/382 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakan ...'in 400 ada, 49 parsel sayılı taşınmazdaki 15/412 payın intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davalı kızına 16/06/2017 tarihinde 43.000,00 TL bedelle satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakanın uzun süre hastalığı nedeniyle hastanelerde tedavi gördüğü, ölümünden önceki son iki yılı hastalığının tedavisiyle ilgili olmak üzere uzun yıllar davalı tarafından bakılıp gözetildiği, satış işleminde semenin her zaman para olması zorunluluğunun olmadığı, bir hizmet ya da emek de olabileceği, mirasbırakanın özellikle son zamanlarında bakıma ve ilgiye ihtiyaç duyması nedeniyle davalı kızına temlikte bulunduğu, dava konusu taşınmazın devrinde gerçek irade ve amacının mirasçılardan mal kaçırma olmadığı; öte yandan, davaya konu temliki işlemin bakım ve gözetim karşılığı yapılmış olması nedeniyle bağış niteliğinde yapılmış bir temlikten söz edilemeyeceğinden tenkis koşullarının da oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.2.2. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve (V/3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (III) ve (IV/3.) numaralı paragraflarda gösterilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına 09/11/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.