"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1286 E., 2021/627 K.
DAVA TARİHİ : 27.10.2014
HÜKÜM/KARAR : Kabul / Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ulus Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2014/154 E., 2018/39 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılar vekilinin istinaf talepleri yerinde olmasa da, kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde kararın kaldırılması suretiyle davanın yazılı şekilde kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz başvurusunun kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön incelemesi sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili, 144 ada 19 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, tespitin hatalı olduğunu, dava konusu taşınmaza ait davacı adına kadastro tespitinden önce tesis edilmiş tapu kaydı bulunduğunu, davacının öncesi itibariyle tapulu olan taşınmazın 1/8 hissesini babası Hüseyin Ulu’dan, 1/8 hissesini ise amcası Mehmet (Ulu) Uluacar’dan 30.05.2003 tarihinde satın aldığını, dava konusu taşınmazın 2/8 hissesinin davacıya ait olduğunu, Mayıs 2003 tarih, 8 sırada tapuya kayıtlı bulunan bu taşınmazın kadastro tespiti sonucu 144 ada 19 parsel olarak tapuya tescil edildiğini açıklayarak davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile 2/8 hissesinin adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, müvekkillerinin kök miras bırakan... oğlu ...’nun mirasçıları olduklarını, davacının sunduğu tapu kaydının taşınmaz ile ilgisinin olmadığı, 13.09.1960 tarihli ölünceye kadar bakmak şartıyla menkul ve gayrimenkul hibe ve zilyetliğin devri senediyle kök miras bırakan...’nun dava konusu taşınmazı ölünceye kadar bakma ve gözetme kaydıyla davalıların yakın miras bırakanları olan ...’ya hibe ettiğini, dava konusu taşınmazda davacının zilyetliği ve kullanımının söz konusu olmadığını, nizasız fasılasız kullanımın müvekkillerince sürdürüldüğünü açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dayanağı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza ait olduğu, davacının dayanak kayıt uyarınca taşınmaz üzerinde satın alma suretiyle 2/8 pay ile malik olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile 2/8 hissesinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili, 13.09.1960 tarihli ölünceye kadar bakma şartıyla menkul ve gayrimenkul hibe ve zilyetliğin devri senediyle kök miras bırakan...’ın dava konusu taşınmazı ölünceye kadar bakma ve gözetme kaydı ile davalıların yakın mirasbırakanı ...’ya hibe ederek zilyetliği devir ve teslim ettiğini, davacının dava konusu taşınmazda zilyetliği ve kullanımının söz konusu olmadığını, kök miras bırakan...’ın dava konusu taşınmazı davalıların miras bırakan Ahmet’e ölünceye kadar bakma akdi ile devretmesine dair irade dikkate alındığında aslında tapuda satış yapmak istemediğini, taşınmazı hibe etmek istediğini; dinlenen tüm tanık ve bilirkişilerin kök miras bırakan satış yaptığını bilmediklerini, bu durumun kök miras bırakan tarafından yapılan satışın muvazalı olduğunu ortaya koyduğunu, taşınmazın değerinin fahiş belirlendiğini, davalıların miras bırakan Ahmet’in kök miras bırakan...’a baktığı, kök miras bırakanın ölümünden sonra nizasız fasılasız kullanımının olduğu, onun ölümünden sonra da taşınmazın davalıların kullanımında olduğu hususlarının alınan beyanlarla sabit hale geldiğini, davacının keşifteki beyanlarından dava konusu taşınmazda bir tasarrufunun bulunmadığının anlaşıldığını açıklayarak kararın kaldırılması isteğiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı; ancak, bu hususta açık istinaf yok ise de HMK'nın 355 inci maddesi kapsamında kamu düzeni gereği yapılan incelemede mahkemece, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile 2/8 hissesinin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, taşınmazın tamamının tapu kaydının iptal edilerek sadece 2/8 hissesi yönünden sicil oluşturularak kalan 6/8 hisse bakımından bir hüküm kurulmamış olmasının yerinde olmadığı, bu hususun HMK’nın 297 nci maddesine aykırı olduğu, bu haliyle hükmün infazı kabil bir karar olmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurularak davanın kabulüne, çekişmeli 144 ada 19 parselin davalılar adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile 2/8 hissesinin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye payın davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdükleri hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6, 599, 640'ıncı maddeleri.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15'inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Kadastro sonucunda ...lçesi... köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 19 parsel sayılı taşınmaz... oğlu ...’nun ceddinden intikalen ve verese arasında taksimen 20 yılı aşkın bir zamandan beri nizasız fasılasız ve malik sıfatıyla zilyet ve tasarrufunda olduğu, adı geçenin 27.07.2003 tarihinde ölümü ile geriye mirasçılarının kaldığı, mirasçıların taşınmaz üzerinde zilyet ve tasarruflarını devam ettirdikleri açıklanarak el birliği mülkiyeti hükümlerine göre ...’nun mirasçıları adına tespit ve edilmiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalılar vekilinin temyiz itirazının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 1.614,68 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.