Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4245 E. 2022/7354 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hile yoluyla devredilen taşınmaz için açılan tapu iptali ve tescil davasında, hak düşürücü sürenin aşılıp aşılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, hileyi öğrendiği tarih ile dava tarihi arasında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 39. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süreyi aşmış olması gözetilerek, mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil - bedel davası sonunda Kumluca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17/02/2022 tarihli, 2021/403 Esas, 2022/107 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, torunu olan davalının kullanacağı krediye teminat göstereceğinden söz ederek dava konusu 102 ada 77 parsel sayılı taşınmazın kendi adına devrini sağladığını, ancak krediyi kullandıktan sonra taşınmazı iade etmediği gibi bedelini de ödemediğini ileri sürerek hile nedeniyle tapu kaydının iptaliyle adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin tahsilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09/09/2014 tarihli ve 2012/427 E., 2014/499 K. sayılı kararıyla; davalının kendisine usulüne uygun olarak yapılan isticvap davetiyesine rağmen mazeretsiz olarak yargılamaya katılmayarak davacının ileri sürdüğü maddi olguları kabul etmiş sayılayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 11/09/2017 tarihli ve 2015/1167 E., 2017/4146 K. sayılı kararıyla; “...Davacıya hileye düşürüldüğü tarihi ne zaman öğrendiğinin açıklattırılması, bu açıklamaya karşılık davalının bir delili olup olmadığının sorulması ve öncelikle hak düşürücü süre üzerinde durularak, davanın TBK'nun 39.maddesinde düzenlenen süre içerisinde açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması, eğer süresinde açıldığı kabul edilirse işin esasına girilip taraf delilleri toplandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. " gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 26/02/2020 tarihli ve 2018/133 E., 2020/92 K. sayılı kararıyla; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 28/04/2021 tarihli ve 2021/997 E., 2021/2652 K. sayılı kararıyla; “Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen davacının hileye düşürüldüğünü ne zaman öğrendiğine ilişkin 21.03.2019 tarihli ara kararı usulüne uygun olarak düzenlenmediği gibi, 05.12.2019 tarihli celsede alınan davacı vekilinin “müvekkilim bir ay içerisinde uğradığı öğrendiğini söylemektedir.” şeklindeki beyanı da hüküm kurmak için elverişli değildir. Hal böyle olunca, davacıya hileye düşürüldüğü tarihi ne zaman öğrendiğinin açıklattırılması, bu açıklamaya karşılık davalının bir delili olup olmadığının sorulması ve öncelikle hak düşürücü süre üzerinde durularak, davanın TBK'nun 39.maddesinde düzenlenen süre içerisinde açılıp açılmadığının açıklığa kavuşturulması, eğer süresinde açıldığı kabul edilirse işin esasına girilip taraf delilleri toplandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 17/02/2022 tarihli ve 2021/403 E., 2022/107 K. sayılı kararıyla; bozmadan sonra davacının, taşınmazın hile yolu ile devredildiğini, bu durumu 26.12.2006 tarihinde tapuda yapılan satış işleminin ertesi günü öğrendiğini beyan ettiği, hileyi öğrendiğini iddia ve kabul ettiği tarih (27.12.2006) ile dava tarihi (20.09.2012) nazara alındığında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 39. maddesinde öngörülen süre içerisinde davayı açmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, davacının dava tarihinden bir ay önce davalının kötüniyetli olduğunu öğrenip davayı açtığını, Mahkemece davacının beyanının dikkate alınmadığını, delillerin toplanmadığını, tanıklarının dinlenmediğini ve eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile (aldatma) hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bedel isteğine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

9.2.2. Türk Borçlar Kanunu'nun 39. (Borçlar Kanunu'nun 31.) maddesinde "Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya

aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır." hükmü bulunmakta olup hile hukuksal sebebine dayalı davalarda TBK 39. maddesi gereği davanın hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekir.

9.3. Değerlendirme

(IV/5.) no.lu paragrafta belirtilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/6.) no.lu paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya, bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, onama harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.