Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4253 E. 2022/7624 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında bazı taşınmazlarını diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla davalılara muvazaalı olarak devrettiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay'ın önceki bozma kararlarında belirtilen hususlara, özellikle de davacının miras payının hesabı ve davalıların yargılama giderlerine katılım oranlarının tespitine ilişkin hususlara aykırı karar vermesi nedeniyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Kumluca 1.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 10.12.2021 tarihli ve 2021/79 Esas, 2021/490 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...’in 1813, 1814, 1815, 1816, 1817, 1818, 1819, 1820, 1821, 1823, 1824, 1825, 1826, 1827, 1828, 1829, 1831, 1832, 1833, 1834, 1837, 1838, 1839, 1840, 1841, 1842, 1843, 1844, 1845, 1854, 1903, 1904 ve 1905 parsel sayılı taşınmazlarını mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle davalılara temlik ettiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar..., ... ve ..., mirasbırakanın diğer davalılara olduğu gibi davacıya da aynı şartlarda ve aynı niteliklerde taşınmaz vermek istediğini, ancak davacının bu devre yanaşmadığını, mirasbırakanın başka taşınmazlarının da bulunduğunu; diğer davalı Keziban ise temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEMENİN İLK KARARI

Kumluca 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.09.2014 tarihli ve 2010/306 E., 2014/500 K. sayılı kararıyla; devrin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı Keziban Aydil vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Birinci Bozma Kararı

Dairenin 01.06.2017 tarihli ve 2015/23 Esas, 2017/3114 Karar sayılı kararıyla “...Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle mirasbırakan ...’nün çekişme konusu olan 1813, 1814, 1815, 1816, 1817, 1818, 1819, 1820, 1821, 1823, 1824, 1825, 1826, 1827, 1828, 1829, 1831, 1832, 1833, 1834, 1837, 1838, 1839, 1840, 1841, 1842, 1843, 1844, 1845, 1854, 1903, 1904 ve 1905 parsel sayılı taşınmazlarını diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalılara devrettiği saptanarak anılan taşınmazlar bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı ....'in bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı ....’in diğer temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriğinden ve nüfus kayıtlarından dava açıldığı sırada mirasbırakanın eşi olan ...’in sağ olduğu ve onun tarafından açılmış bir dava bulunmadığı, ...’in yargılamanın devamı sırasında 07.01.2011 tarihinde öldüğü anlaşıldığından, mirasbırakandan ...’e intikal edecek miras payı nazara alınmadan, dava tarihine göre davacının mirasbırakan ...’den intikal eden payı esas alınarak hüküm kurulması gerekirken ...’in payının da hesaba katılması sureti ile hüküm kurulması doğru olmamıştır. Somut olayda, Mahkemece davacının payı oranında iptal ve tescile karar verilmişse de, dava konusu edilen her bir taşınmaz için ayrı ayrı tapu kayıt malikleri ve paylar gösterilerek ve davacının dava tarihindeki payı oranında (annesi ...’in payı katılmadan) tapu iptal ve tescil hükmü kurulması gerekirken, infaz kabiliyeti olmayacak şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen İkinci Karar

Mahkemenin 23.10.2018 tarihli ve 2017/301 Esas, 2018/376 Karar sayılı kararıyla; devrin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ..... vekili ve diğer davalılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 14.09.2020 tarih ve 2017/301 Esas, 2018/376 Karar sayılı kararıyla; “...dava 150.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle pay oranında iptal tescil isteğiyle açılmış, Mahkemece yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazların tümünün dava tarihindeki değeri 672.605,00-TL olarak tespit edilmiş, davacının miras payına isabet eden değer ise 96.086,43 TL olup, bu değer üzerinden harç ve davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, dava konusu edilmeyen davacının annesi ...’in payı da hesaba katılarak 135,878,00 TL üzerinden fazla harç ve avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, bu durumda her bir davalının sorumlu olduğu harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

6. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Üçüncü Karar

Mahkemenin 09.12.2021 tarihli ve 2021/179 Esas, 2021/490 Karar sayılı kararıyla; satış bedelleri arasında aşırı farkın bulunduğu, mirasbırakanın dava konusu taşınmazlarını devretmesini gerektirir haklı ve makul bir nedenin bulunmadığı, işlemin diğer mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava dosyasının daha önce iki kere Yargıtay incelemesinden geçerek Mahkemesine iade edilmiş olmasına rağmen, gerekçeli kararda istinaf yolu açık olmak üzere denilmek suretiyle yasa yolunun yanlış gösterildiğini, dava konusu taşınmazlar yönünden iptal tescil hükmü kurulurken, davacının miras payı veraset ilamı ile belirlenmiş olmasına rağmen, dava konusu iki taşınmazda farklı oranda iptal tescil hükmü kurulduğunu, davanın 150.000,00 TL değer gösterilmek suretiyle açıldığını, Mahkemece davacının miras payı oranında iptal tescil hükmü kurulmuş olmasına rağmen, davacının miras payı oranında vekalet ve yargılama giderlerine hükmedilmediğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

9.2.2. Mahkemenin Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK).

9.3. Değerlendirme

9.3.1. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’in 24.12.2009 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak davacı çocuğu ....., davalı ..., kendisinden sonra ölen oğlu ... mirasçıları ... ve ..., kendisinden sonra ölen oğlu ..... mirasçıları davalılar ... ve ..., kendisinden önce ölen oğlu ... mirasçıları ...,... ve ...’yü bıraktığı, mirasbırakan tarafından dava dışı oğlu ...’ın .... Noterliğinin 07.12.2006 tarihli ve .... yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin edildiği, anılan vekaletname kullanılmak suretiyle dava konusu 33 parça taşınmazın mirasbırakana vekaleten oğlu ... tarafından davalılara 09.03.2007 ve 06.04.2007 tarihlerinde her biri ayrı senetle satış suretiyle devredildiği anlaşılmaktadır.

9.3.2. Somut olayda; (IV./9.2.2.) no.lu paragrafta yer verildiği üzere, bozma kararına uymakla Mahkemenin bozma kararında belirtildiği şekilde işlem yapma, bozma kapsamında araştırma yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Ne var ki; Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur.

9.3.3. Şöyle ki, dava açıldığında mirasbırakanın eşi ...’in sağ olduğu ve onun tarafından açılmış bir dava bulunmadığı, yargılama sırasında ...’in 07.01.2011 tarihinde öldüğü, Mahkemece mirasbırakandan ...’e intikal edecek miras payı nazara alınmadan ayrıca 15.07.1955 d.lu mirasçı ...'in 22.08.1955 tarihinde öldüğü de gözetilmek suretiyle dava tarihine göre davacının mirasbırakan ...’den intikal eden payı esas alınarak hüküm kurulması gerekirken, ....’in de payını kapsayacak şekilde Kumluca ..... Noterliğince düzenlenen 14.06.2013 tarihli ve 4493 yevmiye numaralı veraset ilamına atıf yapmak suretiyle karar verilmesi isabetsizdir.

9.3.4. Diğer taraftan, dava 150.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle pay oranında iptal tescil isteğiyle açılmış, Mahkemece yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazların tümünün dava tarihindeki değeri 672.605,00 TL olarak tespit edilmiş, davacının miras payına isabet eden değer ise 96.086,43 TL olup, bu değer üzerinden harç ve davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken dava konusu edilmeyen davacının annesi ...’in payı da hesaba katılarak 135,878,00 TL üzerinden fazla harç ve avukatlık ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı, bu durumda her bir davalının sorumlu olduğu harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ayrı ayrı belirlenmesi gerekirken, bu hususlar göz önüne alınmadan karar verilmiş olması da doğru olmamıştır.

9.3.5. Hal böyle olunca, bozma kararlarında belirtilen ilkeler ve yukarıda değinilen olgular doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.