Logo

1. Hukuk Dairesi2022/435 E. 2024/1560 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, tapulama ve kadastro çalışmaları sonucu taşınmazının bir kısmının davalılar adına tescil edildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil istemektedir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıların adına tescil edilen parsellerin davacının taşınmazından ifraz edilmediği, yoldan ihdas veya tapulama ile oluştuğu, davacının iddiasını destekleyecek delil sunamadığı ve 10 yıllık hak düşürücü süre de gözetilerek davanın reddine karar verilmiş ancak vekalet ücreti hesabında yapılan hata nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuş ve İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1933 E., 2021/1769 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/395 E., 2020/18 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, Tekirdağ ili, ... ilçesi, ... Mahallesinde bulunan, maliki olduğu 74 parsel sayılı taşınmazının ifrazı sonucu 152 ada 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına, geri kalan kısmının ise 152 ada 11 parsel olarak kendi adına tescil edildiğini, yapılan işlemin bilgi ve rızası dışında gerçekleştiğini, yapılan işlem ile 74 parsel sayılı taşınmazının miktarının eksildiğini, davalı adına yapılan tescilin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescil edilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ... vekili, iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, dava konusu 152 ada 12 parsel sayılı taşınmazın mülkiyetinin Hayrabolu Belediye Başkanlığına ait olduğunu, Tekirdağ Valiliği Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu'nun 30.04.2013 tarih ve 30 sayılı kararı ile ... köyü, ... Mevkii, 6 parsel, 1 pafta numaralı, 138 m2 yüz ölçümlü kargir çeşmenin mülkiyetinin Karabürçek Köyü Muhtarlığına ait iken ...'ne devredildiğini, taşınmazın kuruma devrinden sonra parsel numarasının 152 ada 13 parsel olarak değiştiğini, davacının taşınmazına ilişkin herhangi bir hak kaybı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Dahili Davalı ... vekili; iddiaların haksız ve yersiz olduğunu, dava konusu alanın Köy Muhtarlığının 02.06.2004 tarihli ve 2004/17 Karar sayılı kararı ile yoldan ihdasen oluştuğunu, 6360 sayılı kanun ile Tekirdağ İlinin Büyükşehir statüsü kazanması nedeniyle de Hayrabolu Belediye Başkanlığına devredildiğini, davacının parselinden yapılan herhangi bir ifraz işlemi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Hayrabolu Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.01.2020 tarihli ve 2018/395 Esas, 2020/18 Karar sayılı kararı ile; dava konusu 152 ada 13 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait (eski 74) yeni 152 ada 11 parsel sayılı taşınmazdan bölünen bir yer olmadığı, davaya konu 152 ada 12 parsel (eski 1332) sayılı taşınmazın 2004 yılında yoldan ihdas edilerek 373,54 m2 olarak Köy Tüzel Kişiliği adına tescil edildiği, 12.11.2004 tarihinde kargir muhtarlık binası ve arsası olarak cins değişikliği yapıldığını, Tekirdağ ilinin Büyükşehir statüsü kazanması nedeniyle anılan taşınmazın 2014 yılında Hayrabolu Belediye Başkanlığına devredildiği ve kadastro yenileme çalışmalarında da 400,60 m2 olarak tescil edildiği, miktarlar arasındaki farkın yenileme çalışmalarındaki hassas ölçüm ve teknolojik aletlerden kaynaklandığı, iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, tanıklarının dinlenilmediğini, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 18 adet ağacın davalılarca kesildiğini, dava konusu taşınmaza davalılarca fiilen ve hukuken elkonulduğunu, taşınmazının yola olan cephesinin kapandığını, aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin fahiş olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 11.11.2021 tarihli ve 2020/1933 Esas, 2021/1769 Karar sayılı kararıyla; davacı adına kayıtlı 74 parselin 1964 yılında yapılan tapulama çalışmaları sonucu oluştuğu ve askı ilan süresi içinde dava açılmaması nedeniyle tespitinin 17.01.1967 tarihinde kesinleştiği, davalı ... adına kayıtlı 6 parsel sayılı taşınmazın yine 1964 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında kargir çeşme niteliğinde tespit gördüğü ve tespitin 17.01.1967 tarihinde kesinleştiği, davalı ... adına kayıtlı 1332 parsel sayılı taşınmazın ise üzerine köy konağı yapılması nedeniyle Valilik makamının oluru ile yoldan ihdas edilerek oluşturulduğu ve tapuya tescil edildiği, davacının talebinin kadastro önceki hukuki nedene dayalı tapu ve iptali ve tescil isteği olduğundan, davacının eski 6 (yeni 152 ada 13) parsel sayılı taşınmaza yönelik açtığı davasının 10 yıllık hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiği, dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre de dava konusu 152 ada 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü gibi davacı adına kayıtlı eski 74 (yeni 152 ada 11) parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek oluşmadığı, dava konusu eski 1332 (yeni 152 ada 12 ) parsel sayılı taşınmazın 2004 yılında ihdas yoluyla tapuya tescil edildiği ve üzerinde muhtarlık tarafından yaptırılan binaların bulunduğu ve o tarihten dava tarihine kadar davalı tarafından kullanıldığı, davacının bu parsel yönünden de zilyetlikle kazanım koşulları oluşmadığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1 inci maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü ve 14 üncü maddeleri,

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1'nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Kadastro çalışmaları sonucu;

- Tekirdağ ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 74 parsel sayılı 2.400 metrekare yüz ölçümündeki bahçeli ev nitelikli taşınmazın, senetsizden satın alma yolu ile dava dışı ... adına tespit edildiği, herhangi bir itiraz olmaması üzerine 17.01.1967 tarihinde tespitin kesinleştiği, ...’den intikal ve taksim suretiyle ... adına tescil edildiği, 27.03.1996 tarihinde satış suretiyle davacı ... adına tescil edildiği, 2015 yılında 3402 sayılı Yasa'nın 22/A maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastro çalışmaları sonucu 152 ada 11 parsel sayılı, 2.616,77 metrekare yüz ölçümlü taşınmaz olarak davacı ... adına tescil edildiği,

-Tekirdağ ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 6 parsel sayılı 138 metrekare yüzölçümündeki kargir çeşme nitelikli taşınmazın Karabürçek Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit edildiği, 17.01.1967 tarihinde tespitin kesinleştiği, 20.08.2014 tarihinde tashihen devir ile Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanlığı Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği, 2015 yılında 3402 sayılı Yasa'nın 22/A maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastro çalışmaları sonucu 152 ada 13 parsel sayılı, 139,81 metrekare yüz ölçümlü kargir çeşme vasfı ile ... adına tescil edildiği,

- Tekirdağ ili, ... ilçesi, .... köyü çalışma alında bulunan 1332 parsel sayılı 373,54 metrekare yüz ölçümündeki arsa nitelikli taşınmazın yoldan ihdas işlemi ile 26.08.2004 tarihinde Karabürçek Köyü Tüzel Kişiliği adına tescil edildiği, 27.05.2014 tarihinde tashihen devir işlemi ile ... adına tescil edildiği, 2015 yılında 3402 sayılı Yasa'nın 22/A maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastro çalışmaları sonucu 152 ada 12 parsel sayılı, 400,60 metrekare yüzölçümlü kargir muhtarlık binası ve arsası vasfı ile ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; davacının aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Davacının vekalet ücretine hasren temyiz itirazlarına gelince;

Bilindiği üzere, taşınmazın aynına ilişkin davalarda hükmedilecek vekalet ücreti, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki ve harcı tamamlanan değeri üzerinden nispi oranda belirlenir.

Somut olayda, dava konusu 152 ada 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen değerleri toplamı (arsa + üzerindeki yapılarlarla birlikte) 102.746,65 TL ise de, davacı tarafça 13.396,00 TL üzerinden harç tamamlandığından, ayrıca ret sebebi aynı olduğundan davalılar lehine harcı tamamlanan bu değer üzerinden tek nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 102.746,65 TL üzerinden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.

Ne var ki anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacının sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacının vekalet ücreti yönünden temyiz itirazının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının,hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine ''Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 3/2 inci maddesi uyarınca (ret sebebi aynı olduğundan) 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine'' ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.