"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 12.04.2022 tarihli 2020/487 Esas ve 2022/611 Karar sayılı kararı yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın 4/32 payı annelerine ait iken ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, mirasçıların bedeli karşılığında paylarını kendisine sattıklarını, bir süre sonra davalının eşi olan kardeşi ...’un satıştan pişman olduğunu bildirdiğini ve payını geri istediğini, bedelini geri vermek şartıyla bunu kabul ettiğini ancak ...’un dönüş yapmadığını, bu arada .....’u 1996 yılında vekil tayin ettiğini, onun da anılan vekaletname ile dava konusu taşınmazın 2/32 payını davalı eşine temlik ettiğini 2017 yılında kardeşi ....’ın haber vermesi üzerine öğrendiğini, devirden haberi olmadığını, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ve bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, zamanaşımının geçtiğini, uzun süre sonra açılan davanın TMK'nın 2. maddesine aykırı olduğunu, davacı iddialarının gerçeğe yansıtmadığını, Çanakkale Köprüsü nedeniyle taşınmaz değerlendiği için davanın açıldığını, davacının payın değerini aldığını, davacının eşini 1999 yılında azlettiğini, durumu bilmemesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve vekilin eşi olan davalının bu durumu bilecek konumda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı istinaf dilekçesinde özetle, taşınmazın muris ......'den intikal ettiğini, diğer kardeşler ile birlikte davacıya emaneten bedel almadan devrettiklerini, ....'in kendi payını geri almak istediğini ancak davacının kabul etmemesi üzerine diğer kardeşleri ... ve ...'ın hisselerini de satın alarak davacının önceden verdiği vekalet ile eşi davalıya sattığını, bu hususun tanık beyanları ile ispatlandığını, davacının kendisine, ....’a ve ...'a miras payı için ödeme yapmadığını, tanık .....’in durumunun incelenmediğini, 1996 yılındaki vekaletnamesi ile yapılan işlem için 2017 yılında dava açmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, sadece davacı lehine olan tanık beyanlarının dikkate alındığını, ispat külfetinin davacıda olması gerekirken, gerekçe de davalıda olduğundan bahsedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 12.04.2022 tarihli ve 2020/487 Esas, 2022/611 Karar sayılı kararı ile; dava dışı vekil....'in davacının talimat ve bilgisi dahilinde hareket ettiğini, devrettiği 2/32 hissenin bedelinin davacıya ödendiğini davalı tarafın ispat edemediği, vekil .....'in eşi olan davalı ...’nin vekalet görevini kötüye kullanıldığını bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı temyiz dilekçesinde özetle, payların son halinin hesaplanmadığını, İlk Derece Mahkemesince gösterdikleri delillerin toplanmadığını, ispat yükümlülüğü olan davacının dava konusu taşınmazda hak sahibi olan diğer mirasçılardan satın alma iddiasını somut ödeme belgesi ile ispat etmediğini, davacı tanıklarının hükme esas alındığını, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini, aile büyüğü olarak taşınmazın tüm paylarının davacı adına emaneten tescil edildiğini, davacının diğer mirasçılardan pay satın almadığını, istinaf incelemesinin eksik olduğunu ve dilekçesinin incelenmediğini, eşinin diğer mirasçılardan ... ve ...'ın payını satın aldığını, eşinin ve eşinin satın aldığı kardeşlerinin paylarının devrinin yapıldığını, davacının vekili 1999 da azlettiğini, temlikten haberi olduğunu, devrin 2017 yılında öğrenildiği iddiasının doğru olmadığını, davacının davasını ispat edemediğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir. Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) numaralı paragrafta açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV/3.) numaralı paragrafta belirtilen şekilde kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.788,54 TL bakiye onama harcının davalıdan alınmasına, 16.11.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.