Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4489 E. 2024/903 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın, davacıların mirasbırakanının zilyetliğinde olması nedeniyle tapu kaydının iptali ve davacılar adına tesciline dair taleplerin reddine ilişkin istinaf kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı ...'in taşınmazın davacıların mirasbırakanına ait olduğunu bilmesi veya bilmesi gerekenlerden olması sebebiyle tapu siciline iyi niyetle dayanmasının mümkün olmadığı, davacıların mirasbırakanının ise taşınmaz üzerindeki kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet hakkı kazandığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/84 E., 2022/320 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Reşadiye Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/7 E., 2021/325 K.

Taraflar arasındaki davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asli talep olan tapu iptali ve tescil talebi yönünden davanın reddine, feri talep olan tazminat talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I .DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; ...,... Köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 137 ada 29 parsel sayılı taşınmazın davacıların amcası ... adına tespit ve tescil edildiğini ancak bu taşınmazın davacıların babası ...’a ait olduğunu, ...’dan davacılara kaldığını, taşınmaza davacılar ve babasının zilyet olduğunu, ...’ın vefatı üzerine davalı ...’ın diğer mirasçıların paylarını devir alarak tapu maliki olduktan sonra muvazaalı olarak taşınmazı kötü niyetli diğer davalı ...’e tapuda devir ettiğini, bu devirin gerçek bir satım akdi olmadığını ileri sürerek öncelikle taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tapuya tescilini, bu mümkün olmaz ise taşınmazın değerinin davalı ...’den alınarak ... mirasçılarına ödenmesine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde; davacıların babası ... ile babası ...'ın kardeş olduklarını, babalarının kendilerine kalan taşınmazları taksim etmesi sonucu dava konusu taşınmazın kendi babasına kaldığını, babasının köyde yaşamaması nedeniyle taksim sonucu kendisine kalan taşınmazların kardeşi ... tarafından kullanılmasına izin verdiğini, bu kullanımın davacı tarafa bir hak vermeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... cevap dilekçesinde; davalı ve davacıları yakinen tanımadığını, 40 yıldır İstanbul ilinde çalıştığını, köye belli zamanlarda geldiğini, emekli olduktan sonra bağ bahçe olarak kullanırım düşüncesi ile eşinin bileziklerini satarak çekişmeli taşınmazı satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı ...'in uzun süredir İstanbul ilinde ikamet ettiği, taşınmazın bulunduğu yere yılda 1-2 kez ortalama 1 ay süreliğine geldiği, ... lehindeki iyi niyet karinesini iptal edecek herhangi bir ispat vasıtası sunulmadığı, tapuya güven ilkesinin getirdiği karinenin hukukumuzdaki en güçlü karinelerden biri olduğunu, 3. kişilerin bu karineye ilişkin kazanımlarının iptali için karinenin aksinin somut ve net delillerle şüpheye mahal vermeyecek şekilde kanıtlanması gerektiği, davalı ...'in kötü niyetinin açıkça ispat edilemediği, tazminat sorumlusunun taşınmazın devrini kötü niyetle gerçekleştiren ... olduğu, taşınmazın zilyetliğinin davacılar mirasbırakanında olduğu, davalı ...'ın bu durumu açıkça bilmesine rağmen devri gerçekleştirdiğinin dosya kapsamındaki tanık beyanları, taksime ilişkin belge ve tarafların amca çocukları olması münasebetiyle net bir şekilde anlaşıldığı gerekçesiyle davanın asli talep olan tapu iptal ve tescil talebi yönünden reddine,fer'i talep olan ...'a yönelik tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...'in kötü niyetinin davada ispat edildiğini, davacıların babası ... ile davalı ...'ın babası ...'ın kendi aralarında taşınmaz mallarını taksim ettiklerini ve dava konusu taşınmazın üzerindeki kavaklar ile birlikte davacıların babasına ait olduğunu, davalı ...'in babasının dava konusu taşınmaza bitişik ve komşu parselleri olduğunu, her sene düzenli olarak köye geldiğini, davalı ... ile eşinin çocukluğu ve ilk gençlik yıllarının dava konusu taşınmazın çevresinde geçtiğini, bu durumu davalı ...'in de ikrar ettiğini, davalı ...'in araya yabancı girmesin diye özellikle dava konusu parseli aldığını ikrar ettiğini, davalı ...'in 16-17 yaşlarına kadar köyde kaldığını, bu yaşlardan sonra İstanbul iline gittiğini ancak mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında da ittifakla belirttiği üzere köy ile tüm bağlantılarına devam ettirdiğini, düzenli olarak köye gelip gittiğini, dava tarihi itibariyle taşınmazın değeri yaklaşık 60.000,00 TL olduğunu, tapuda gözüken satış fiyatının ise 3.000,00 TL olduğunu, her iki miktar arasındaki fahiş farkın her iki davalının kötü niyetini ortaya koyduğunu, davalı ...'in tapuya güven ilkesinden yararlanmasının mümkün olmadığını, çünkü davalı ...'in dava konusu parseli bildiğini belirterek tapu iptali ve tescili davanın reddedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur.

Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazlarda taşınırların aksine zilyetliğin mülkiyete karine olmadığını, taşınmaz mülkiyetinde tescil ilkesi ve tapu siciline güven ilkesinin geçerli olduğunu, davacıların babası ... ile davalının babası ...'ın kardeş olduğunu, ...'ın köyde yaşadığını, ...'ın yaklaşık 60 sene önce İstanbul'a göç ettiğini, ... İstanbul'da ikamet ettiğinden doğal olarak köyde bulunan tüm taşınmazların kullanımı ve gözetiminin kardeşi ...’a ait olduğunu, bu iki kardeşin kendi babalarından kalan çok sayıda taşınmaz bulunduğunu, ... adına mevkisi daha kötü, değeri ve büyüklüğü daha düşük olan toplamda 17 taşınmaz tescil edilirken davacıların babası olan ... adına daha iyi mevkilerden 34 taşınmazın tescilinin yapıldığını, bilinçli yapılan taksime davalının saygı duyduğunu, kadastro çalışmalarının yapıldığı tarihte her iki kardeşin hayatta olduğunu, davacıların babaları ... ve amcaları ... vefat ettikten sonra bu davayı açtıklarını, iyi niyet karine olarak kabul edildiğinden aksini iddia eden davacıların kötü niyeti kanıtlaması gerektiğini, ...’ın 2013 yılında vefat ettikten sonra dava konusu taşınmaza davalının kardeşleriyle birlikte mirasçı olarak malik olduğunu, davalının kardeşlerinin paylarını bedeli karşılığı satın alarak tek başına malik olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalının da diğer davalı gibi İstanbul'da ikamet ettiğini ve taşınmazın aidiyeti hususunda net bilgiye sahip olmadığını, bu nedenle davalı lehindeki iyi niyet karinesini iptal edecek herhangi bir ispat sunulmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini öne sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; keşifte alınan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre çekişmeli taşınmazın, kardeş olan davacıların babası ... ile davalı ...'ın babası olan ... tarafından yapılan taksim neticesinde davacıların mirasbırakanı ...'a kaldığı ve alınan beyanlara göre de çekişmeli taşınmazın mirasbırakan ... tarafından 50-60 yıldır asli zilyet olarak kullandığının belirlenmesi karşısında tespit tarihinde davacı mirasbırakanı ... yararına 3402 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiğinin anlaşıldığı, çekişmeli taşınmazı satın alan üçüncü kişi olan davalı ...'in 20.12.2018 tarihli celsede alınan beyanında çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazı olduğunu, taşınmazların arasına yabancı bir kişi girmesini istemediğinden taşınmazı satın almak istediğini, çocukken davacının babasının taşınmazı ekip biçtiğini beyan etmesine, mahalli bilirkişi ...'un çekişmeli taşınmazı davalı ...'in iyi bildiğini ve diğer mahalli bilirkişi olan ... ile beyanlarında taşınmazı satın aldıktan sonra davalının taşınmazda herhangi bir işlem yapmadığını da beyan etmeleri hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı ...'in çekişmeli taşınmazın davacıların mirasbırakanına ait taşınmaz olduğunu ve onun adına tespit ve tescil edilmesi gerektiğini bilmesi gereken kişilerden olduğu, bu sebeple TMK’nın 1023 üncü maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı, davacının tapu iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle davacılar vekilinin ve davalı ... vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, tapu iptali ve tescil davasının kabulüne çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adlarına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının çekişmeli taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldığını, davalının köyü ile taşınmazın bulunduğu köyün aynı köy olmayıp komşu köy olduğunu, davalının 40 yılı aşkın süredir İstanbul’da yaşıyor olması nedeni ile 10 yıl önce tapuları verilen bir yerin kime kaldığını bilmesinin mümkün olmadığını, davalının tapu siciline güvendiğini, üçüncü kişinin iyi niyetli olmadığını ispat etme yükünün iddia eden tarafa ait olduğunu, davalınn kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığını belirterek cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde davalı ...'a yönelik tazminat isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 3, 6, 705, 713, 1022, 1023 ve 1024 üncü maddeleri

3. Değerlendirme

... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 137 ada 29 parsel sayılı taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit görmüş, ...'ın vefatı üzerine pay satışları ile beraber taşınmaz davalı ... adına tescil edildikten sonra 22.11.2017 tarih, 28326 yevmiye nolu satış ile davalı ... adına tescil edilmiştir.

Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 346,90 TL bakiye onama harcının davalı ... ‘dan alınmasına,

Aşağıda yazılı 3.020,44 TL bakiye onama harcının davalı ...‘den alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.

...