"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2011/158 E., 2012/74 K.
DAVACILAR : ... mirasçıları ..., ..., ...
DAVA TARİHİ : ...
HÜKÜM : Usulden Ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı mirasçıları tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda dava konusu 142 Ada 5 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan babası ..., davalının babası ... ve dava dışı ... adlarına 1/3'er payla tescil edilmesi gerekirken taşınmazın tamamının davalı adına tespit ve tescil edildiğini, kadastro tespitinin hatalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile 1/3 payın mirasbırakan babası ... adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı; dava konusu taşınmazın dedesinin babasından kaldığını, dedesinden ise tek oğlu olan babası ...'ye, babasından da kendisine kaldığını, kök mirasbırakan dedelerinden kalan taşınmazlar hakkında davacının babası ...'ın sağlığında ve diğer mirasçılarla yaptıkları sözlü anlaşmaya göre dava konusu taşınmazın adına tespit edildiğini, diğer mirasçılara da başka taşınmazlar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının mirasbırakan babasının zilyetliğine dayandığı, terekeye ait taşınmazda elbirliği mülkiyetin söz konusu olduğu, davacının diğer mirasçıların muvafakatini alması veya terekeye temsilci tayin ettirmesi için verilen 2 haftalık kesin süre içerisinde belirtilen işlemleri yapmadığı, davacının tek başına dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı mirasçıları temyiz dilekçelerinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiğini, Mahkemece kesin süre içinde taraf teşkili sağlanamadığından davanın reddine karar verilmişse de adil yargılanma hakkına aykırı davranıldığını, somut olayda kesin süre verilmesini gerektiren bir durumun söz konusu olmadığını, kesin sürenin usulüne uygun verilmediğini, davacının hukuk bilgisi olmadığından kesin sürenin sonuçlarını anlayamadığını, davayı uzatma gibi bir kastın bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713 üncü, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 94, 114, 115 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Kadastro sonucu; ... köyü çalışma alanında bulunan dava konusu 142 ada 5 parsel sayılı taşınmaz senetsizden irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tespit ve tescil edilmiştir.
2.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının dava konusu taşınmazın babasından geldiğini ileri sürerek terekeye iade istekli tapu iptali ve tescil davası açtığı, Mahkemece, elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi taşınmaz hakkında açılan davada diğer mirasçıların muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci atanması için davacıya iki haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde davacı tarafından belirtilen işlemlerin yapılmadığı ve davacının tek başına dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
3.Hemen belirtilmelidir ki, Anayasa’nın 36 ncı maddesinde “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” denilmek suretiyle hak arama özgürlüğü güvence altına alınmıştır.
4.Diğer yandan, bir işin yapılması için yasada açıkça bir hüküm bulunmaması halinde davaya bakan hâkimin o işin gerektirdiği ölçüde makul bir süreyi kendisinin tayin etmesi gerekir. Kanunda belirli bir süre öngörülmüş ise hâkimin öngörülen bu süreyi kısaltma veya uzatma gibi bir yetkisi bulunmamaktadır.
Bunun yanında, kesin süreye ilişkin ara karar her türlü yanlış anlaşılmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hâkim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkça anlatmalı, tarafları uyarmalıdır.
5.Somut olaya gelince; Mahkemece, diğer mirasçıların muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci atanması konusunda davacıya verilen ve kesin olduğu bildirilen 2 haftalık sürenin belirtilen işlemlerin yapılması için makul ve yeterli olduğunun söylenemeyeceği, hak arama özgürlüğü kapsamında adil yargılanma hakkının ihlal edildiği anlaşılmaktadır.
6.Hal böyle olunca; yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gözetilerek, davacı tarafa, davada yer almayan diğer mirasçıların muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci atanması konusunda usulüne uygun biçimde makul süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
7. Öte yandan, dava konusu taşınmazın keşfen saptanan değerinin mahkemenin görevini aşması halinde görev hususunun da değerlendirilmesi gerekirken, davanın harçsız görülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması da doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacı mirasçılarının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere geri verilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HUMK'un 440/III-2 nci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.