"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/151 E., 2022/374 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret / Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bulancak 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/204 E., 2021/385 K.
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Asıl davada davacı; ... ilçesi, ... köyü 112 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tamamı kendisine ait olduğu halde kadastro sonucunda davalıların mirasbırakanı ... ile paylı olarak adlarına tescil edildiğini, oysa taşınmazda ...’ın hakkı olmadığını, dava konusu taşınmazın uzun yıllardır kendisinin tasarrufunda olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiş, birleştirilen davanın reddini savunmuştur.
II. CEVAP
Asıl davada davalılar- birleştirilen davada davacılar; asıl davadaki iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar; birleştirilen davalarında ise dava konusu taşınmazın tamamının mirasbırakanları ... tarafından bedeli ödenerek satın alındığı halde kadastro çalışmaları sırasında hata ile ... adına da pay yazıldığını, ...'in mirasbırakanları ...'ın yurt dışında bulunmasından faydalanıp kötüniyetle taşınmazda pay sahibi olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
Bulancak Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.05.2019 tarihli ve 2020/278 Esas 2020/530 Karar sayılı kararıyla; dinlenen tespit ve mahalli bilirkişiler ile tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın uzun yıllardır asıl dava davacısı ...'nın zilyetliğinde olduğu anlaşılmışsa da, fen bilirkişisi raporuna göre taşınmazın kadastro tespitine dayanak alınan tapu kayıtlarındaki paylara göre tespitinin yapıldığı, tarafların fiilen taşınmazlarını paylaşarak kullandıkları, ancak taraflar arasında yazılı bir paylaşım sözleşmesi bulunmadığından davalılar/birleştirilen davada davacıların mülkiyet hakkının ortadan kalkmayacağı gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın asıl ve birleştirilen davada taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 20.03.2020 tarihli ve 2020/278 E. 2020/530 K. sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazın tespite esas alınan tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmediği, yine taşınmaza ait tespit tutanağının edinme nedeni incelendiğinde eski tapu maliklerinin 1940 yılında harici paylaşım yaptıkları ve bu paylaşım sonucu taşınmazların tespit malikleri adına belirlendiği, yine bir kısım beyanlarda da paylaşım olgusuna vurgu yapıldığı halde Mahkemece tapu kayıtları paylı olsa da taşınmazların tapu kayıt malikleri arasında paylaşılıp paylaşılmadığının araştırılmadığı, paylaşım yapılmış ise çekişmeli taşınmazın hangi tapu kayıt maliki veya malikleri payına isabet ettiğinin, buna karşılık diğer tapu kayıt malikine hangi taşınmazın verildiğinin belirlenmediği, yerel bilirkişi ve tanıklarının soyut nitelikte ki beyanları ile yetinilerek karar verildiği, diğer yandan dava konusu taşınmazın hükmen tesciline esas dosyanın getirtilip incelenmediği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre dava konusu taşınmazın 40 yılı aşkın süredir ... ve intikalen oğlu asıl davacı ... tarafından kullanıldığı, taşınmazın kadastro tespitine dayanak alınan eski tapu kayıtları kapsamında kaldığı ve eski tapu kayıtlarına göre her iki tarafın da taşınmazda paylarının bulunduğu, daha sonra bu eski tapu malikleri arasında yapılan rızai taksim sonucunda dava konusu taşınmazın asıl davada davacı ...'e bırakıldığı, 40 yılı aşkın süre önce birleştirilen davada davacıların mirasbırakanı ...'nın borçları ve haciz sebebiyle asıl davacının babası ...'nın da muvafakati ile dava dışı bir kısım taşınmazların alacaklılara teminat olarak devredildiği, ancak borç ödenince teminat olarak verilen taşınmazda ...'ın da payı olduğu halde tam payla ... adına tescil edildiği, bu nedenle dava konusu taşınmazın tamamının da ... oğlu davacı ...'e bırakıldığı, fen bilirkişisi tarafından da mahalli bilirkişi beyanlarına göre davalıların mirasbırakanı ...'a bırakılan taşınmazların belirlendiği, asıl davacının delil olarak dayandığı dava dışı ... tarafından açılan 2006/243 E. sayılı dosyada da dava konusu taşınmazın rızai taksim sonucu davacıya bırakıldığı, buna karşılık davalıların mirasbırakanı ...'ya da başka taşınmazların bırakıldığının anlaşıldığı, dava konusu taşınmazın hükmen tesciline esas dava dosyasının tarafları farklı olduğundan kesin hüküm teşkil etmeyeceği, asıl davada davacı ...'in iddiasını ispatladığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle
; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldırma sonrası yapılan keşifte daha önce hiç bahsedilmeyen taraflar arasındaki mirasbırakan ...'ın borçlarından dolayı yapılan becayişten bahsedildiğini, ancak gerçekte böyle olayların hiç yaşanmadığını, mirasbırakan ...'nın yıllarca yurt dışında çalıştığını ve maddi durumunu çok iyi olduğunu, ... hakkında hiçbir zaman icra takibi yapılmadığını, taşınmazlarına da haciz konulmadığını, dolayısıyla dava konusu taşınmazın alacaklılara teminat olarak verilmesinin söz konusu olmadığını, davacının bu iddiaları için dayandığı taahhüt belgesinin kadastro itiraz aşamasında ve eldeki dava açıldıktan sonra süresinde sunulmadığını, bu taahhüt belgesinin delil olarak değerlendirilemeyeceğini, muvafakatlerinin bulunmadığını, taşınmazların kök mirasbırakanı ... tarafından satın alınmış ve bedelinin tamamının ... tarafından ödenmiş bulunan bir taşınmaz olduğunu, tamamının mirasbırakanları ...'a ait olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, Mahkemece yapılan keşif sırasında alınan beyanlara, Yargıtay tarafından onanarak kesinleşen kuvvetli delil niteliğindeki Bulancak Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/243 E. sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın tespitte uygulanan tapu kaydı kapsamında olduğu, bu tapunun malikleri arasında yapılan rızai taksim sonucunda taşınmazın asıl dava davacısı Muhterem'e kaldığı, bu davacının taşınmazı 50 yıla varan süredir zilyetliğinde bulundurduğu, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle asıl davada davalılar/birleştirilen davada davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Asıl ve birleştirilen dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1 inci maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dava konusu Giresun ili, ... ilçesi, ... köyü mahallesi 112 ada 5 parsel sayılı fındık bahçesi niteliğindeki taşınmazın, Ocak 1974 tarih 140 sıra nolu ve diğer sayılı tapu kayıtlarına dayanılarak ve tapu malikleri arasında harici ve rıza-i taksim olduğu belirtilerek 1148/2400 payının ..., 1152/2400 payının ise ... adına tespit edildiği, dava dışı Karaduman ailesi tarafından taşınmazın kendilerinin zilyetliğinde olduğu iddiasıyla açılan tespite itiraz davası sonucunda Bulancak Kadastro Mahkemesinin 2005/16 E. 2008/10 K. sayılı kararıyla dava konusu taşınmaz yönünden davacıların davalarından vazgeçmesi nedeniyle davanın reddi ile tespit gibi tescile karar verildiği, kararın deracattan geçerek kesinleştiği, taşınmazın 1148/2400 payının ..., 1152/2400 payının ... adlarına 21.07.2010 tarihinde hükmen tescil edildiği anlaşılmaktadır.
2. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı asıl dava yönünden 4.911,66 TL bakiye onama harcının, birleştirilen dava yönünden 346,90 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl davada davalılar-birleştirilen davada davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.03.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.