Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4526 E. 2022/6021 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın tüm malvarlığını oluşturan taşınmazları hayatta iken davalı oğluna devretmesi işleminin muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın tüm malvarlığını davalı oğluna devretmesi, davalı tanığının satıştan menfaat elde etmesi, davalı eşinin mirasbırakandan bakım ücreti alması ve olağanüstü bakım ihtiyacı bulunmayan mirasbırakana bakmanın ahlaki bir görev olması hususları değerlendirilerek mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiği ve temlikin muvazaalı olduğu sonucuna varılarak Bölge Adliye Mahkemesi direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

MAHKEMESİ : DEMRE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Yargıtaya Geliş Tarihi: 13/06/2022

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararı davacılar vekilince süresi içinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, mirasbırakan anneleri Ayşe'nin 881 ve 986 parsel sayılı taşınmazlarını mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücünün bulunmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalı, mirasbırakan annesine hastalığı süresince kendisinin baktığını ve mirasbırakanın talebiyle taşınmazları satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Gerekçe ve Sonuç

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 10/11/2020 tarihli ve 2020/150 E. 2020/1054 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların hasta olan mirasbırakan annesiyle ilgilenen davalı tarafından satın alındığı, davacı ve davalı tanıklarının temlikin muvazaalı olduğu yönünde beyanlarının bulunmadığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalının istinaf başvurusunun kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 01/11/2021 tarihli ve 2021/387 E. 2021/6220 K. sayılı kararı ile ‘‘...Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan ilkeler ve özetlenen dosya kapsamından çekişme konusu taşınmazların mirasbırakanın tüm malvarlığını teşkil ettiği, tanık İsmet Öktem'in beyanı incelendiğinde yapılan satış işleminden menfaat elde ettiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla mirasçı tanık İsmet'in beyanına itibar edilemeyeceği, her ne kadar davalının annesine baktığından bahsedilmiş ise de; davalı eşinin 29.01.2015 tarihinden itibaren bakım ücreti almaya başladığı, olağanüstü bir bakım ve gözetime ihtiyacı olmayan mirasbırakana bakılmasının ahlaki görev kapsamında bulunduğu, mirasbırakanın çekişmeli taşınmazlardaki paylarını mal kaçırma kastıyla muvazaalı olarak devrettiği sonucuna varılmaktadır.Hâl böyle olunca, yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararı bozulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 16/02/2022 tarihli ve 2022/1 E. 2022/198 K. sayılı kararıyla; önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

4. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili; direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mirasbırakanın malvarlığının tamamını teşkil eden taşınmazlarını davalı oğluna temlik etmesinin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, davalı tanığı İsmet Öktem’in taşınmazın satışından dolayı kendisine bir miktar para verildiğini beyan ederek davalı kardeşiyle menfaat birliği içerisinde olduğunun açık olduğunu ve beyanına itibar edilmemesi gerekitğini, davalının alım gücünün bulunmadığını, bir kısım davalı tanıklarının taşınmazların satışının para karşılığında yapıldığını, bir kısmının bakım karşılığında yapıldığını, bir kısmının da hastane masraflarının karşılanması için satıldığını beyan ettiklerini, davalının ise cevap dilekçesinde eşinin altınlarını vererek taşınmazları satın aldığını beyan ederek çelişkiye düşüldüğünü, makul sınırın aşıldığını, davalının ahlaki görevini yerine getirdiğini, mirasbırakanın normal bakım ötesinde muhtaç olduğu bir durumun söz konusu olmadığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.3. Değerlendirme

Somut olayda, mirasbırakanın tüm malvarlığını oluşturan çekişmeli taşınmazlarını davalı oğluna temlik ettiği, davalı tanığı olarak dinlenen mirasçı İsmet Öktem'in beyanından yapılan satış işleminden menfaat elde ettiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla tanık İsmet'in beyanına itibar edilemeyeceği, her ne kadar davalının annesine baktığından bahsedilmiş ise de, davalının eşinin 29.01.2015 tarihinden itibaren bakım ücreti almaya başladığı, olağanüstü bir bakım ve gözetime ihtiyacı olmayan mirasbırakana bakılmasının ahlaki görev kapsamında bulunduğu, mirasbırakanın mal kaçırma kastıyla hareket ettiği sonucuna varılmaktadır.

Hâl böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma kararı yerindedir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 22/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.