"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : ALMUS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacılar vekilinin başvurusunun esastan reddine dair karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, 262 ada 1 (yenileme sonucu 147 ada 44) parsel sayılı taşınmazda paydaş iken davalılardan Zeki aleyhine diğer davalılar tarafından tapu iptali ve tescil davası açıldığını, Almus Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/35 Esas, 2011/11 Karar sayılı, 24/05/2011 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, ancak Mahkemece yalnız davalı ...’nin taşınmazdaki payı yönünden iptal hükmü kurulması gerekirken kendi paylarının iptal edildiğini, tapu kayıtları hatalı olarak iptal edilen bir kısım paydaşlar tarafından daha önce açılan yargılamanın iadesi davasının Almus Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/121 Esas, 2015/207 Karar sayılı, 06/10/2015 tarihli kararı ile kabul edildiğini ileri sürerek Almus Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/35 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılamanın iadesine, tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
1. Davalılar ...,... ve ....., yargılamanın iadesi istenen Almus Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/35 Esas sayılı dava dosyasında Mahkemece talep aşılarak karar verildiğini, Mahkemece hatalı şekilde karar verilmesinde kendilerinin bir kusurunun bulunmadığını belirtip davanın kabulüne, aleyhlerine yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini istemişlerdir.
2. Davadan istinaf aşamasında haberdar olan davalı ... mirasçıları, savunma getirmemişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Almus Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/02/2021 tarihli ve 2020/160 E., 2021/25 K. sayılı kararıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 375. maddede sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinin bulunmadığı gerekçesiyle aynı Kanun’un 375/1., 379/1-c ve 379/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak, gerekçede Mahkemece, hatanın kanun yolu ile düzeltilebilecek olduğunun belirtildiğini, ancak hatalı karar verilen davada taraf olmadıklarını, bu nedenle kanun yoluna başvurma şanslarının bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu bildirip kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 17/03/2022 tarihli ve 2022/750 E., 2022/606 K. sayılı kararıyla, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmesinde ve hükmün fer'ilerinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek hükmün bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesi uyarınca; Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hâkimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmî makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi.
Birinci fıkranın (e), (f) ve (g) bentlerindeki hâllerde yargılamanın iadesinin istenebilmesi, bu sebeplerin kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyet kararı ile belirlenmiş olması şartına bağlıdır. Delil yokluğundan başka bir sebeple ceza kovuşturmasına başlanamamış veya mahkûmiyet kararı verilememiş ise ceza mahkemesi kararı aranmaz. Bu takdirde dayanılan yargılamanın iadesi sebebinin, yargılamanın iadesi davasında öncelikle ispat edilmesi gerekir.
3.2.2. Aynı Kanun’un 379. maddesinde “Yargılamanın iadesi talebi üzerine Mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra; a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını, b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını, c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler. (2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder. ” hükümlerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, onama harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, kesin olmak üzere 14/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.