Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4671 E. 2023/7729 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti öncesi zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacı yararına hükmedilen taşınmazlar yönünden harcın davacıdan alınmasına ve reddine karar verilen kısım yönünden maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı Hazine'nin harçtan muaf olması, davalı diğer kişinin ilk celse davayı kabul etmesi ve davacının zilyetliğinin ispatlanması gözetilerek, mahkemenin tapu iptali ve tesciline karar verdiği kısım için davacıdan harç alınması ve Hazine'ye irad kaydedilmesi hatalı bulunmuş, karar bu hususta düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/395 E., 2022/75 K.

HÜKÜM : Kısmen Kabul

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Yerel Mahkeme kararı davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Nevşehir ili, Avanos ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 187 ada 269 parsel sayılı taşınmazın tamamı ile 187 ada 268, 292, 301 ve 305 parsel sayılı taşınmazların halen kendi zilyetliği ve tasarrufu altında olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak davalı adına tespit gördüğünü ileri sürerek keşif sırasında göstereceği halen kendisinin kullandığı yerlerin tespiti ile tapu kayıtlarının iptali ve adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine, davaya cevap vermemiştir.

2.Dahili davalı ... , açılan davayı kabul ettiğini, kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla davacının taşınmazlarının adına yazıldığını beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Avanos Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.06.2016 tarihli ve 2014/338 E. 2016/384 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25.06.2020 tarihli 2016/17991 E. 2020/2259 K. sayılı kararıyla;"...Mahkemece öncelikle, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin en az 3 ayrı evreye ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığından getirilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik jeodozi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulu, üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmaz bölümlerinin geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, mahalli bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin ayrı ayrı toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazlar üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazların imar-ihyaya konu olup olmadığını ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi belirtir nitelikte, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir önceki ziraatçı bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri giderecek şekilde bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlemesi istenilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi kurulundan ise hava fotoğrafları üzerinde uygulama yaptırılarak taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazilerin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; çekişmeli taşınmazların ve çevresinde bulunan komşu taşınmazların nitelikleri hususlarındaki mahkeme hakiminin gözlemi keşif zaptına aynen yansıtılmalı; keşifte dinlenen tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, 269 parsel sayılı taşınmaz ile 14.10.2021 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide 268 parsel sayılı taşınmazda 369,39 m2 miktarlı (A) harfi ile gösterilen, 305 parsel sayılı taşınmazda 2565,52 m2 miktarlı (B) harfi ile gösterilen, 350 parsel sayılı taşınmazda 1818,40 m2 miktarlı (C) harfi ile gösterilen, 301 parsel sayılı taşınmazda 6380,93 m2 miktarlı (D) harfi ile gösterilen ve 351 parsel sayılı taşınmazda 279,58 m2 miktarlı (E) harfi ile gösterilen taşınmazların kadastro tespitinden geriye doğru 20 yılı aşkın süredir davacının kesintisiz malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğu, ekonomik amaca uygun tarla vasfıyla kullanıldığı gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptali ve davacı adına tesciline, (F) harfi ile gösterilen 1408,91 m2 miktarlı taşınmaz yönünden ise kadastral yol olarak kullanıldığının tespit edildiği ve tescil harici bırakıldığı, zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle bu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; reddine karar verilen kısım yönünden hükmün hatalı olduğunu, harcın reddedilen kısım düşüldükten sonra davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesi gerekirken hatalı olarak davacıdan tahsiline karar verildiğini, reddedilen kısım yönünden nisbi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücreti verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

2.Davalı Hazine vekili; bozma ilamının tam olarak yerine getirilmediğini, çekişmeli taşınmazın öncesinin, zilyetliğin başlama zamanı ve sürdürme şeklinin tespit edilmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro tespiti öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü, 17 nci, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 713/1 inci, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 22 nci, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, yukarıdaki paragraflarda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak davacının tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar verilmesi gerekmiştir.

2. Öte yandan; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/1 inci maddesine göre reddine karar verilen kısım yönünden davalı Hazine yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

3. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece tapu iptali ve tesciline karar verilen taşınmazlar yönünden davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan peşin harcın davacıya iadesine ve davalı ... ilk celse davayı kabul ettiğinden 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 22 nci maddesi gereği davalı ...'den 1/3 oranında harç alınmasına karar verilmesi gerekirken davalıların davanın açılmasına sebebiyet vermedikleri gerekçesiyle harcın davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına şeklinde karar verilmesi doğru olmamıştır.

4. Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 nci maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı Hazine vekilinin tüm, davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine,

2.Davacı vekilinin değinilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın 3. fıkrası hüküm yerinden çıkarılarak yerine "Davacı tarafından yatırılan toplam 1.160,33-TL harcın davacıya iadesine, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına; davalı ...'nin ilk celse davayı kabul etmiş olması nedeniyle 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 22 nci maddesi gereğince 1/3 oranındaki 690,73 TL harcın Ayşe'den tahsili ile Hazineye irat kaydına" cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle, DÜZELTİLEREK ONANMASINA ,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

1086 sayılı HUMK'un 440/III-1 inci maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.