"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Mahkemece verilen 17/02/2022 tarihli 2022/27 Esas 2022/66 Karar sayılı karar yasal süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan babaları....'ın 3 parsel sayılı taşınmazdaki 3 numaralı bağımsız bölümünü satış göstermek suretiyle eşi olan davalı ...'ye devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tescili isteğinde bulunmuşlar, aşamada ise talep sonucunu daralttıklarını bildirerek, tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, mirasbırakanın evlenirken kendisine dava dışı başka bir taşınmaz verdiğini, ancak o taşınmazı ihtiyaçları nedeniyle satınca yerine dava konusu bağımsız bölümü devrettiğini, temlik işleminden herkesin haberdar olduğunu, yine mirasbırakanın dava konusu 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 1 numaralı bağımsız bölümünü davacı oğlu ....'a, 4 numaralı bağımsız bölümünü davacı oğlu .....e, 5 numaralı bağımsız bölümünü ise dava dışı oğlu ....'a verdiğini, mirasbırakanın başka taşınmazları da bulunduğunu, mal kaçırma amacı olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Nizip 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/11/2015 tarihli ve 2013/89 E., 2015/359 K. sayılı kararıyla; temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 24/05/2021 tarihli ve 2021/210 E., 2021/2764 K. sayılı kararıyla; “Somut olaya gelince; murisin evlenmek maksadıyla dava dışı 103 ada 183 parsel sayılı taşınmazı
18.06.1990 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği, taşınmazın 01.03.1995 tarihinde dava dışı üçüncü kişiye satıldığı ve borçların ödendiği, anılan taşınmazın karşılığında mirasbırakan tarafından davacıya bu kez dava konusu taşınmazın devredildiği, mirasbırakanın amacının diğer mirasçılardan ya da terekeden mal kaçırma olmayıp, davalıya güvence sağlamak maksadıyla temlikin yapıldığı sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 24/11/2021 tarihli ve 2021/9095 E., 2021/7138 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
3. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Nizip 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.02.2022 tarihli ve 2022/27 E., 2022/66 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın amacının mal kaçırma olmayıp, temlikin davalıya güvence sağlamak amacıyla yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın mirasbırakan babaları tarafından, davalı ile henüz resmi nikah yapmadıkları bir dönemde mal kaçırmak amacıyla devredildiğini, mirasbırakana ait dava dışı diğer taşınmazlardan da davalının mirasçı sıfatıyla pay aldığını, taşınmazın davalıya temlikinin yapıldığı 1991 yılında mirasbırakanın anneleri ile evli olduğunu, bu nedenle davalı ile evlenmesi mümkün olmadığından bu amaçla taşınmaz devrinin de hukuki dayanağı olmayacağını, temlikin mal kaçırma amacıyla yapıldığının açık olduğunu, muvazaa olgusunun ispat edildiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
6.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
6.2.3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (IV/2.) no.lu bendinde yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmasına, kararın (IV/3.) no.lu bendinde yer verilen Mahkeme kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasa ile bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, harç peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.