Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4714 E. 2022/7001 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazlarındaki paylarının davalı tarafından hile yoluyla devralındığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, hilenin ispat edilip edilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Hilenin ispat yükünün davacıya ait olduğu, hile iddiasının tanık beyanları ile ispatlanamadığı ve somut olayda yemin deliline başvurmanın HMK m.226/1-c uyarınca mümkün olmadığı gözetilerek, mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Karasu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22/02/2022 tarihli ve 2021/499 Esas ve 2022/85 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmiş olmakla duruşma günü olarak saptanan 25/10/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar ... vd. vekili Avukat... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, bilahare dosya incelenerek gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babasından kalan dava konusu 161, 171, 183, 276, 549, 570, 569 ve 3942 parsel sayılı taşınmazların intikal işlemlerinin yapılacağı telkini ile davalı kardeşinin kendisini tapu müdürlüğüne götürdüğünü ve gösterilen yerlere imza attığını, davalıya duyduğu güven, okuma-yazma bilmemesi ve yaşlı olmasından faydalanan davalının taşınmazlardaki paylarını hile ile adına tescilini sağladığını, herhangi bir bedel de ödenmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile payı oranında adına tescilini istemiş, yargılama sırasında davacının ölümü üzerine mirasçıları davayı sürdürmüştür.

II. CEVAP

Davalı, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, davacının iradesi doğrultusunda taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldığını, ayrıca taşınmazlarda dava dışı kardeşlerinin paylarını da satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 01.03.2016 tarihli, 2016/2482 Esas ve 2016/2431 Karar sayılı kararı ile, “...Somut olaya gelince; davacı, kandırıldığını kısa süre önce öğrendiğini ve eldeki davayı açtığını ileri sürmüştür. Hâl böyle olunca; olayda hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tarafların tüm delilleri toplanmak suretiyle açıklığa kavuşturulması, davanın süresinde açıldığı sonucuna varılması durumunda, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde işin esasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 22.01.2019 tarihli ve 2017/177 Esas ve 2019/13 Karar sayılı kararıyla; iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Dairenin 10.06.2021 tarihli, 2019/4996 Esas ve 2021/3227 Karar sayılı kararı ile, “…Somut olaya gelince; hükme beyanı esas alınan mahalli bilirkişi taraflarca tanık olarak gösterilmemesine rağmen, mahkemece re’sen mahalli bilirkişi sıfatıyla dinlenilen kişinin beyanlarına itibar edilerek sonuca gidilmesi doğru olmadığı gibi, dinlenen tanıkların beyanları ve tüm dosya içeriği yukarıdaki ilkeler ile birlikte değerlendirildiğinde, HMK 190. ve TMK 6. maddeleri gereğince, temlikin hileli olduğu iddiasının davacı tarafından kanıtlandığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. ” gerekçesiyle bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme isteği Dairenin 25.11.2021 tarih ve 2021/9210 E- 20221/7195 K sayılı ilamı ile reddedilmiştir.

6. Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 22.02.2022 tarihli ve 2021/499 Esas ve 2022/85 Karar sayılı kararıyla; dinlenen tanık beyanları itibariyle devrin hileli gerçekleştiği hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

7. İkinci Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialarını yineleyip, dava konusu taşınmazların devrinin davalının hileli davranışları sonucunda gerçekleştiğini, dinlenen tanık beyanları ile iddialarını ispatladıklarını, satış bedelinin davacıya ödenmediğini, yemin deliline dayanıp, yemin teklif etmelerine rağmen bu hususun dikkate alınmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

9.2.2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

9.2.3. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

9.2.4. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür." hükümlerine yer verilmiştir.

9.2.5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Yemine konu olamayacak vakıalar” başlıklı 226.maddesinde ;

(1) Aşağıdaki hususlar yemine konu olamaz:

a) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği vakıalar.

b) Bir işlemin geçerliliği için, kanunen iki tarafın irade açıklamalarının yeterli görülmediği hâller.

c) Yemin edecek kimsenin namus ve onurunu etkileyecek veya onu ceza soruşturması ya da kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar.” düzenlemesine yer verilmiştir.

9.3. Değerlendirme

(IV/5) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 226/1-c maddesi uyarınca somut uyuşmazlıkta yemin deliline müracaatın mümkün olmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçesine uygun olan hükmün ONANMASINA, 03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, aşağıda yazılı 13.190,30 TL fazla alınan peşin harcın talep halinde davacılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.