Logo

1. Hukuk Dairesi2022/4733 E. 2024/5116 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı, kadastro çalışmaları sırasında davalıların hile ile miras bırakanına ait taşınmazları üzerlerine tescil ettirdiklerini iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1238 E., 2020/398 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret/Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Develi 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2016/12 E., 2018/220 K.

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 24.09.2024 Salı günü duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde, temyiz eden davacı ... ile temyiz edilen davalı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. vekili Avukat ... ve davalı ... ... vekili Avukat ... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. Temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ...; dava konusu 106 ada 53 parsel, 195 ada 6, 2, 30 parsel, 175 ada 53 parsel, 170 ada 48 parsel, 157 ada 30 parsel, 143 ada 18 parsel, 107 ada 194 parsel, 145 ada 13 parsel, 175 ada 82 parsel, 145 ada 3 parsel, 107 ada 9 parsel sayılı taşınmazların murisi ...'a ait olmasına rağmen, 1994 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında kök murisin kardeşleri olan davalıların hile ile kendileri adına tescil ettirdiklerini açıklayarak tapu kayıtlarının iptali ile tüm mirasçılar adına payları oranında tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar; aşamalarda hak düşürücü sürenin dolduğunu, dava konusu taşınmazlarda davacının herhangi bir hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği, 195 ada 30 parsel sayılı taşınmazın ise bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı, istinaf dilekçesinde özetle; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, çekişmeli taşınmazlar öncesi itibariyle murisine ait olmasına rağmen, kadastro sonucunda davalılar adına tescilinin doğru olmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini açıklayarak kararın kaldırılması isteği ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafından çekişmeli taşınmazların tapu kaydının kadastro öncesi sebebe dayalı olarak iptali istenildiği, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin 1994, 1999 ve 2000 yıllarında kesinleştiği, eldeki davanın açıldığı 30.12.2015 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden 106 ada 53 parsel, 195 ada 6, 2 parsel, 175 ada 53 parsel, 170 ada 48 parsel, 157 ada 30 parsel, 143 ada 18 parsel, 107 ada 194 parsel, 145 ada 13 parsel, 175 ada 82 parsel, 145 ada 3 parsel, 107 ada 9 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hak düşürücü süre nedeniyle, 195 ada 30 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise böyle bir parselin bulunmaması nedeniyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı, temyiz dilekçesinde; tapuda kayıtlı taşınmazlar yönünden hak düşürücü sürenin işlemeyeceğini, özel mülkiyete konu taşınmazlar için hak düşürücü sürenin uygulanamayacağını, muris Mehmet’in yurtdışında olmasını fırsat bilen kardeşi ve onun çocuklarının hileli işlemlerle kadastro sırasında taşınmazları adlarına tescil ettirdiklerini, vasi tayini için görülen davanın hak düşürücü süreyi kestiğini, çekişmeli taşınmazların muris Mehmet’e ait olduğuna dair emlak kayıtlarının bulunduğunu, yine dosyaya sunduğu kadastro öncesi murise ait tapu kayıtlarının da iddiasına delil teşkil ettiğini, murisin irade yoksunu olduğu ve davalılar tarafından kandırıldığını, dosyaya sunduğu hukuk ve ceza dava dosyalarının hak düşürücü süreyi kestiğini, somut olayda talebin hak düşürücü süreye tabi olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazlardan 107 ada 9 parsel ve 145 ada 3 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının 24.03.1994 tarihinde, 107 ada 394 parsel, 145 ada 13 parsellerin kadastro tutanaklarının itiraz üzerine 10.04.2000 tarihinde, 143 ada 18 parsel, 157 ada 30 parsel, 170 ada 48 parsel, 175 ada 53 parsel, 175 ada 82 parsel, 195 ada 2 parsel, 195 ada 6 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının itiraz sonucu 17.01.2000 tarihinde; 106 ada 53 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise 01.03.1999 tarihinde kesinleştiği ve kesinleşen kadastro uyarınca taşınmazların tapuya tescil edildiği, dava konusu edilen 195 ada 30 parsel sayılı taşınmazın ise bulunmadığı, böyle bir taşınmazın olmadığı dosya kapsamı ile sabittir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, özellikle çekişmeli taşınmazların kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiğinin anlaşılmış olmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının temyiz itirazının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 373,20 TL

bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davalı Yapı Kredi Bankası A.Ş vekili ve davalı ... ... vekili için 17.100,00'er TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.09.2024 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.