"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen bedel istekli dava sonunda, Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/12/2020 tarihli, 2015/388 Esas, 2020/276 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 17/05/2022 tarihli, 2021/1726 Esas, 2022/857 Karar sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması ile davanın reddine ilişkin verilen karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı, ortak mirasbırakan anneleri ...’ın 1415 parseldeki 2 ve 6 no.lu bağımsız bölümlerini davalıya satış yoluyla devredip tekrar devraldığını, daha sonra da yine davalıya devrettiğini, devirlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın 6 no.lu bağımsız bölümünü devretmeden önce de davalıya vasiyet ettiğini, ekonomik durumu iyi olan mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacının olmadığını, davalının da mirasbırakandan devraldığı çekişme konusu taşınmazları dava dışı 3. kişiye temlik ettiğini ileri sürerek taşınmazların dava tarihindeki değerinin miras payı oranında, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, yurt dışında yaşadığını, 2 no.lu bağımsız bölümü dava dışı 3. kişiden bedelini ödeyerek satın aldığını, 6 no.lu bağımsız bölümün ise mirasbırakana gönderdiği para ile dava dışı 3. kişiden satın alındığını ancak o sırada yurt dışında olduğundan taşınmazın mirasbırakan annesi adına tescil edildiğini, mirasbırakanın, ölümü halinde diğer mirasçıların hak talep edememesi için gerçekte zaten oğluna (davalı) ait olan 6 no.lu bağımsız bölümü lehine vasiyet edip vasiyetnamede bedelinin de oğlu tarafından ödendiğini beyan ettiğini, bir süre sonra 6 no.lu bağımsız bölümü mirasbırakandan devraldığını, ancak ilk eşi ile arasında boşanma davası görülmeye başlaması nedeni ile dava konusu iki parça taşınmazı mirasbırakana devrettiğini, ikinci kez görülen boşanma davası ile eşi ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararı kesinleştikten sonra mirasbırakandan taşınmazlarını geri aldığını, temliklerde muvazaanın bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/12/2020 tarihli, 2015/388 Esas, 2020/276 Karar sayılı kararıyla, mirasbırakanın mal satmaya ihtiyacının, davalının da alım gücünün olmadığı, mirasbırakanın taşınmazlarını davalı oğluna satışını haklı gösterecek ciddi ve makul bir nedenin bulunmadığı, akitte gösterilen bedeller ile keşfen saptanan bedeller arasında fahiş fark olduğu, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davalı vekili, savunmalarını yinelemiş, savunmaları ile taşınmazın temlik tarihlerinin birbiri ile uyumlu olduğunu, mirasbırakandan mirasçılarına pek çok mal varlığının kaldığını, davalının istese idi mirasbırakanın kendisine verdiği genel vekaletname ile bu malvarlığını kendi üzerine geçirebilecek iken böyle bir şey yapmadığını, davacı tanıklarının muvazaaya yönelik beyanlarının bulunmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 17/05/2022 tarihli, 2021/1726 Esas, 2022/857 Karar sayılı kararıyla, ekonomik durumu iyi olan mirasbırakan adına geride birden çok taşınmaz kaldığı, bunların bir kısmı için ortaklığın giderilmesi davalarının açıldığı, mirasbırakanın çocukları ile arasında problem olmadığı, mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirecek bir nedeninin bulunmadığı, 1995 yılında davacıya bir parça bağımsız bölüm devrettiği, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, mirasbırakan ve davalının taşınmaz satışı için birbirlerine vekaletnameler verdikleri, davalının bu vekaletname ile istese mirasbırakanın tüm mal varlığını kendi adına kaydettirebileceğini, mirasbırakanın düzenlediği vasiyetnamede 6 no.lu bağımsız bölümün bedelini oğlu davalının ödediğini belirttiği, davalının savunmasının sabit olduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kadırılması ile davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, soyut ve çelişkili yargılarla sonuca gidildiğini, taşınmazın bedelinin davalı tarafından ödendiği vasiyetnamede belirtilmiş olsa da bu hususun ispat edilemediğini, ödemeye ilişkin herhangi bir kayıt sunulmadığını, mirasbırakanın mal varlığı üzerinde davalının vekaletname ile tasarrufta bulunma yetkisinin olmasının davalı lehine yorumlanmasının mümkün olmadığını, tanık beyanlarına göre mirasbırakanın davalı ile arasının daha iyi olduğunu, ancak Bölge Adliye mahkemesince bu durumun dikkate alınmadığını, mirasbırakanın taşınmazlarını satmasını gerektirecek hiçbir sebebin bulunmadığını, bedeller arasında fahiş fark olduğunu, muvazaa iddialarının ispatlandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı bedel isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, onama harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, kesin olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.